Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde gerçekleştirdiği yatırımlar sayesinde hava savunma alanında kayda değer bir ivme yakaladı. Küresel ve bölgesel ölçekte artan asimetrik tehditler, dron teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve gelişmiş hava savunma unsurlarının sahadaki kritik rolü, ülkelerin güvenlik mimarilerini yeniden şekillendirmelerini zorunlu kılıyor.
Bu çerçevede ASELSAN tarafından geliştirilen “Çelik Kubbe” sistemi, Türkiye’nin güvenlik stratejisinde yeni bir aşamaya geçişin somut göstergesi olarak öne çıkıyor. Katmanlı hava savunma konseptiyle modern muharebe sahasının değişen dinamiklerine uyum sağlayan sistem, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yüksek caydırıcılık kazandırırken; envantere girişi, Türkiye’nin hava savunmasında dışa bağımlılığını azaltıyor ve uzun vadede ulusal güvenlikte özerklik hedeflerine hizmet eden kritik bir dönüm noktası oluşturuyor.
KORAL ve KORKUT 100/25 ile Elektronik Harp ve Dron Savunmasında Yeni Yetenekler
Çelik Kubbe’nin kritik unsurlarından biri olan KORAL elektronik harp sistemi, ASELSAN tarafından gerçekleştirilen modernizasyon çalışmalarıyla sahada çok daha güçlü bir kapasiteye ulaştı. Yeni nesil KORAL, sadece düşman radarlarını ve hava savunma unsurlarını devre dışı bırakmakla kalmıyor; Türk savaş uçakları ve İHA’ları için “görünmez koridorlar” açarak operasyonel esnekliği artırıyor. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’un ifadeleriyle sistemin mevcut gücü iki katına çıkarken, TSK’ya elektronik harp alanında önemli bir stratejik üstünlük sağlanmış oldu. Mevcut gelişme, bilhassa gelişmiş hava savunma sistemleriyle korunan bölgelerde yapılacak harekâtlar açısından Türkiye’ye ciddi bir caydırıcılık kazandırıyor.
Bununla birlikte, savaş alanlarında giderek daha fazla kullanılan düşük maliyetli, süratli ve küçük insansız hava araçları karşısında da Türk savunma sanayi yeni çözümler geliştirmekte. Londra’da düzenlenen DSEI 2025 Fuarı’nda tanıtılan Korkut 100/25 yakın hava savunma sistemi, bu ihtiyaca doğrudan yanıt veren bir platform olarak öne çıktı. Korkut’un yeni versiyonu, özellikle son dönemde Rusya-Ukrayna savaşında sahada etkili şekilde kullanılan FPV dronlar, kablolu dronlar ve kamikaze İHA’lar gibi tehditlere karşı optimize edildi.
Sistemin merkezinde yer alan yapay zekâ destekli atış kontrol mekanizması, hedefi önce lazerle tespit edip radarla takip ediyor, ardından 25 milimetrelik akıllı mühimmat aracılığıyla hedefin etrafında havada parçalanarak bir “ölüm bulutu” oluşturuyor. Böylece çok sayıda küçük hedef eş zamanlı olarak etkisiz hale getirilebiliyor. Bu özellik operasyonel maliyetleri düşürürken, sahadaki hızlı reaksiyon kabiliyetini artırıyor. Ayrıca lastik tekerlekli araç üzerinde mobil konuşlanabilmesi, Korkut 100/25’e yüksek manevra kabiliyeti kazandırarak sınır bölgelerinden kritik altyapıların korunmasına kadar geniş bir yelpazede kullanım imkânı sağlıyor.
Kısacası KORAL ve Korkut 100/25, Çelik Kubbe mimarisinin birbirini tamamlayan iki kritik ayağını temsil ediyor. KORAL düşman hava savunma sistemlerini felç ederken, Korkut 100/25 ise asimetrik ve düşük maliyetli tehditleri bertaraf ederek Türkiye’nin katmanlı hava savunma konseptinde boşluk bırakmayan bir güvenlik kalkanı oluşturuyor.
Stratejik Yatırımlar ve Savunma Sanayii’nin Küresel Konumu
Çelik Kubbe’nin TSK envanterine girişi, Türkiye’nin hava savunma kapasitesinde olduğu kadar savunma sanayi vizyonunda da yeni bir dönemin habercisi oldu. Bu gelişmenin en önemli yansımalarından biri, Ankara’da temeli atılan Oğulbey Teknoloji Üssü. 1,5 milyar dolarlık yatırım hacmiyle en büyük savunma sanayi projelerinden biri olarak öne çıkan bu tesis, ASELSAN’ın seri üretim kapasitesini iki katından fazla artıracak ve 4 bin kişiye ilave istihdam sağlayabilecek. Oğulbey Teknoloji Üssü’nün hayata geçirilmesi, savunma sanayi ekosisteminde uzun vadeli planlama ve kurumsal kapasite artışının en güçlü göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. Bu yönüyle tesis, Türkiye’yi hava savunma teknolojilerinde küresel bir merkez haline getirme potansiyeli taşıyor.
Sürecin bir diğer ayağını ise geçtiğimiz günlerde ASELSAN ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında imzalanan 1,65 milyar euroluk hava savunma tedarik anlaşması oluşturuyor. 2027-2031 yılları arasında kademeli olarak gerçekleşecek teslimatlar, Türkiye’nin katmanlı hava savunma mimarisinin güçlendirilmesine süreklilik kazandırırken, savunma sanayii ürünlerinin planlı şekilde çeşitlendirilmesini ve modernizasyon sürecinin kesintisiz devamını da garanti altına alıyor.
Küresel ölçekte bakıldığında Türk savunma sanayi, yalnızca iç güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan bir alan olmaktan çıkıp uluslararası pazarlarda güçlü bir aktör haline gelmiş durumda. 2025 yılının ilk yarısında 1,3 milyar dolarlık ihracat sözleşmesine imza atan ASELSAN, Şili’den Endonezya’ya, Güney Afrika’dan Polonya’ya kadar 25 ülkede aktif varlık gösteriyor. Özellikle Korkut 100/25 gibi dünyada benzeri bulunmayan sistemlerin fuarlarda yoğun ilgi görmesi, Türk savunma sanayi ürünlerinin küresel pazarda rekabet edebilirliğini ve prestijini pekiştiriyor.
Fotoğraf: Anadolu Ajansı