Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > İsveç Basınında NATO Üyelik Süreci ve Türkiye

İsveç Basınında NATO Üyelik Süreci ve Türkiye

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Rusya, 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya karşı “Özel Askeri Operasyon” ilan etmesi sonrası bir işgal sürecine girmiştir. Savaşın başlaması ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Zira Rusya, bölgede kendisini tehdit eden tüm ülkelere karşı tehditvari açıklamalarda bulunmuştur. Bu süreçte İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi sonrasında NATO’nun güvenlik şemsiyesi altına girmek istemişlerdir. İki ülke açısından uzun geçen süreç Finlandiya için tamamlansa da İsveç için bir muammaya dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde hem Türkiye hem Macaristan, İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmamışlar ve bazı şartlar ileri sürmüşlerdir.

İsveç’in NATO ile ilişkisi son zamanlarda ortaya çıkan bir durum değildir. Nitekim İsveç, 1994 yılında ‘Barış İçin Ortaklık’ projesi altında NATO ile tatbikatlara katılmış ve düzenli bir seyir içinde ilişkilerini yürütmüştür. İsveç halkı, başlangıçta NATO’ya çok sıcak bakmasa da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal süreci ile İsveç halkında büyük bir kesim NATO üyeliğini desteklemeye başlamıştır. İsveç’in NATO’ya üyelik süreci ise 18 Mayıs 2022 tarihinde başlamıştır. Bu süreç içerisinde Türkiye bu adaylığa sıcak bakmamıştır. Bunun sebepleri çok yönlü gelişse de en önemli durum teröre destek konusu olmuştur. Türkiye, her ne kadar NATO içinde açık kapı politikası takip etse de bu süreçte farklı bir politika izlemiştir. İlave olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu süreç içerisinde sürekli olarak Yunanistan örneğini de vermiş ve hemen kabule yaklaşmamıştır. İsveç, NATO üyeliği süreci boyunca Türkiye’yi terör konusundan ikna etmeye çalışmış ve İsveç’te terör yasası çıkarılmıştır. Mevzubahis yasa kapsamında terör örgütüne mensup kişilere 4-8 yıl hapis istemi ile hapis cezası yolu açılmıştır. Bunların yanında İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılma olayları da süreci darboğaza itmiştir.

Türkiye, İsveç’in NATO üyeliği yolundaki girişimleri bir süre askıya alsa da Vilnius’ta yapılan NATO zirvesinde Erdoğan-Ulf Kristersson görüşmesi sonrası bir anlaşmaya varılmış ve Türkiye, İsveç’in NATO onay sürecini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıyacağını açıklamıştır. Türkiye’nin bu süreçte İsveç’in NATO üyeliğini onaylama karşısında hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kongresinde bekleyen F-16 alım süreci hem Kanada’nın silah ambargosunu kaldırması süreci hem de İsveç’in NATO üyelik süreci başında Türkiye’ye karşı uyguladığı silah ambargosunu kaldırması sürecini hızlandıran hareketler oluşturmuştur. Türkiye, uzun bir süre sonra TBMM’de İsveç’in NATO üyelik sürecini onaylamış ve ABD tarafından taahhüt edilen F-16 alım süreci onaylanmış, Kanada ise silah ambargosunu kaldırmıştır. Geriye İsveç’in NATO yolundaki tek onayı gereken ülke Macaristan kalmıştır. Fakat hem Orban’ın açıklamaları hem de süreç kesinlikle onaylanacağı yönünde olacaktır.

İsveç Basınında NATO Üyeliği

İsveç basını NATO üyelik sürecinin başlamasından itibaren Türkiye merkezli haberler yapsa da TBMM’de üyelik sürecinin tamamlanmasından sonra gözler İsveç basınında Macaristan’a çevrilmiştir.

Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması ise basında büyük yankı uyandırmıştır. AFTONBLADED Gazetesi “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in NATO başvurusunu imzaladı” başlığıyla manşete çıkmış ve konuyla ilgili olarak köşe yazıları kaleme alınmıştır. Karara ilişkin olarak gazete İsveç Dışişleri Bakanının sözlerine yer verirken; aynı zamanda Sosyal Demokratların Partisi lideri Magdalena Andersson’ın da görüşleri yer almıştır. Genel itibariyle memnuniyet verici bir haber olarak karşılanmıştır. İlave olarak gazete bir dönem Türkiye’de büyükelçilik yapmış olan İsveçli diplomat Michael Sahlin’in görüşlerine de yer vermiş ve Türkiye’nin onaylaması sonrası sürecin bir ay içinde tamamlanacağı da öngörülmüştür.

İsveç’in bir diğer önemli gazetesi olan EXPRESSEN ise “Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesi çok yüksek bir bedelle geldi: neredeyse 400 milyar kron” manşetiyle görüşlere yer vermiştir. Türkiye uzmanı Paul Levin’inde görüşlerine yer veren gazete, “Türkiye’nin müttefikler nezdinde güvenilmez bir ortak olarak imajının artık büyük ölçüde kötüleştiğini” belirtmiştir.

Bir diğer önemli İsveç gazetesi olan DAGENS NHYETER ise köşe yazarı Richard Swartz’ın görüşlerine yer verdiği mini bir yazı yayınlamıştır. Bu yazıda Türkiye ile olan diyalog süreci eleştirilmiş ve müzakere sürecinin aşağılayıcı olduğunu belirtmiştir. İsveç ulusal güvenliğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kampanyasında bir piyona dönüştüğünü de ileri sürmüştür.

İsveç basını Türkiye üzerinde adaylık süreci boyunca bolca durmuş, köşe yazıları yazmıştır. NATO üyelik sürecinin onaylanması ile birlikte bir memnuiyet havası göze çarpsa da gözler Macaristan’a çevrilmiş gözükmektedir. İlave olarak İsveç basını üyelik süreci boyunca takınılan müzakere yöntemlerini de eleştirmiş ve İsveç hükümetinin süreci yönetemediğine dair iddialar da ortaya atmıştır.

Kaynakça

Emil Forsberg, Nelly Kronstrand, AftonBladet, “Erdogan har skrivit under Natoansökan” https://www.aftonbladet.se/nyheter/a/15E9jK/erdogan-har-skrivit-under-natoansokan

Expressen, “Turkiska notan för ja till Sverige: 400 miljarder”, https://www.expressen.se/nyheter/varlden/turkiska-notan-for-ja-till-sverige-400-miljarder/

Dagens Nhyeter, “Ledare: Här är läxorna av två års Natobråk med Turkiet”, https://www.dn.se/ledare/har-ar-laxorna-av-tva-ars-natobrak-med-turkiet/

* Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nin (TUDPAM) editöryal politikasını yansıtmayabilir.​​​​​

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün