Mustafa Metin Kaşlılar
TUDPAM Başkan Yardımcısı
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), geçtiğimiz günlerde bünyesinde Uzay Komutanlığı kurulacağını açıklamıştır. Uzay Komutanlığı, özellikle Türkiye’nin son dönemde uzay atılımları açısından değerlendirilmesi gereken ve büyük önem arz eden bir konudur. Zira güvenlik, istihbarat ve askerî açıdan uzayın önemi oldukça artmış ve birçok ülke bu konuda atılımlarına başlamıştır. Daha önce Soğuk Savaş döneminde değerlendirdiğimiz ve iki kutuplu dünyada gelişen “Uzay Yarışı” kavramı artık genişlemiştir. Ülkeler kendi uzay programlarını hem sivil hem de askerî açıdan değerlendirme fırsatı yakalamışlar ve buna büyük ödenekler ayırmaya başlamışlardır.
Peki uzayın önemi nedir? Uzay özellikle Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) – Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasında bir rekabet alanı oluşturmuştur. Silahlanmanın uzay boyutu gelişmiş ve bu güvenlik bakımından da hem iki ülke hem de dünya güvenliği açısından riskli görülmüştür. Uzay aynı zamanda roket gönderimleri, internet, yaşam arayışları vs. gibi konular için de önem arz eden bir konu olmuştur. Aynı zamanda uzayda uydular ve uydular aracılığıyla yapılan faaliyetler, sahip olunan gücü katlayarak çoğaltan bir etkiye sahip olmuştur. Bu durum, geleneksel güçlerle yürütülen eylemlerin uyduyla desteklenmesiyle elde edilecek askeri yararın, yapılan eylemlerin değerini artırmasına işaret eder. Yeryüzündeki hedefleri vuracak özellikteki uyduların varlığı hâlâ varsayımsal düzeyde kalmakla birlikte, uydular bir gün kara savaşlarını köklü bir şekilde değiştirecek etkiye sahiptir. Uzayın geleceği düşünüldüğünde; uydulara karşı silahlar ve yörüngelerinin uzaydaki uçuşunu kapsayan aşamasında kıtalararası balistik füzeleri engelleme yeteneği bulunan silahlar, endişe doğuran temel sebeplerdendir. Gerçekten de bu silahlar, bir gelişim içerisindedir ve uzayın silahsızlandırılmasında başarı şansını azaltmaktadır. Uzayın silahlandırılması ise ABD’nin önemle baktığı bir alan olmuş, bu konuda büyük yatırımlar ve ödenekler ayırmıştır. ABD Uzay İdaresi, “Uzayda egemen olma kapasitesi” ve “Uzaydan yeryüzüne, yeryüzünden uzaya ve uzay içerisinde belirgin güç kullanımı” stratejisi ile ABD’nin uzayda belirgin ve tek güç olması hedeflenmiştir. Bu durum ABD’nin dünya askeri sisteminde tek öncül olma gayretini de göstermiştir.
Füzesavar savunma sistemleri bakımından ABD Uzay İdaresi’nin yerleştirme projeleri ve faaliyetleri yalnızca ABD’nin değil, aynı zamanda dost ve müttefiklerinin ülkelerini de korumayı amaçlayan bir yapı oluşturmuştur. Bu durum NATO içinde de oldukça belirgin bir durumdadır.
NATO, Temmuz 2018’de yapılan Brüksel Zirvesi’nde uzayın son derece dinamik ve hızla gelişen bir alan olduğunu, ittifakın tutarlı bir caydırıcılık politikası ve savunma konumu için uzayın son derece önemli olduğunu, geniş kapsamlı bir NATO Uzay Politikası geliştirilmesi gereğini kabul etmişlerdir. Bu politikayı, NATO ülkelerinin savunma bakanları onaylamıştır.
Önceki ABD Başkanı Trump tarafından ABD Uzay Kuvveti kurma girişimi aslında NATO’yu da büyük ölçüde etkilemiştir. Fransa ise Hava Kuvvetlerini Hava ve Uzay Kuvveti’ne dönüştürmeye başlamış ve bu projeyi hızlandırmıştır.
NATO’nun uzayı ‘yeni’ bir operasyon alanı olarak açıklaması, Türkiye’yi de bir NATO üyesi olarak büyük ölçüde etkilemiştir. Türkiye 13 Aralık 2018 tarihinde Uzay Ajansı kurmuş ve bu program kapmasında uzay çalışmaları başlatmıştır. Ocak 2019’da Gebze’de “Milli Uzay Programı Çalıştayı” adlı bir toplantı düzenlemiştir.
Askerî açıdan ise yakın zamanda TSK bünyesinde bir “Uzay Komutanlığı” kurma girişimleri başlamıştır. Bu, Türkiye için askeri yeteneklerini uzaya taşıma fırsatı verecek ve geleceğin programlarında Türk ordusu yerini alma fırsatı bulabilecektir. NATO gözetiminde yapılan uzay çalışmalarına uyum sağlamak, Türkiye’nin sivil uzay makamları ile askeri uzay faaliyetlerinin koordinasyonunun sağlanması amacıyla kurulacak olan Uzay Komutanlığı, TSK’nın büyük ölçüde stratejik yeteneklerini de geliştirecektir. Uzay Programı’nın Türkiye açısından hem uzayı araştırma hem de uzayda kendi güvenliğini sağlama açısından önemli bir atılım oluşturacaktır. Gelecekte uzayda üs kurma ve askeri kuvvet bulundurma gibi faaliyetlerin içinde bu sayede Türkiye de yerini almış olacaktır.
Kaynakça
Dr. Kestutis Paulauskas, NATO Review, Uzay, “NATO’nun son sınırı”, 18 Mart 2018, https://www.nato.int/docu/review/tr/articles/2020/03/18/uzay-nato-nun-son-siniri/index.html
Johannes M. WOLFF, , Uzayın Askerileştirilmesini İçine Alan “Barışçıl Kullanım” Kavramı, Uzayın Silahlandırılmasına da Yol Açar mı?, trc: Yrd. Doç. Dr. Yasin POYRAZ, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 13/3-4 (2009)