TUDPAM Uzmanı
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınmasını sağlayan ve modern Türkiye’nin temellerini atan en önemli diplomatik belgelerden biridir. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması, dünya üzerindeki emperyalist hesapları altüst etmiş ve Türkiye’nin haklı mücadelesi uluslararası alanda kabul görmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisi ve ardından gelen işgallere karşı verilen destansı bir direnişin ardından 23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde TBMM’nin kurulmasıyla Türk ulusu, bağımsızlık ve egemenlik mücadelesini meclis çatısı altında sürdürmüştür. Bu mücadele, Sevr Antlaşması’nın dayattığı ağır şartları reddeden ve tam bağımsızlık için direnen bir halkın zaferiyle sonuçlanmıştır.
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenlik haklarını uluslararası alanda tescil etmiştir. Mudanya Ateşkesi’nden sonra İsviçre’nin Lozan kentinde başlayan görüşmeler, Türkiye’nin yeni sınırlarını ve bağımsızlığını kabul ettiren hükümler içermektedir. Bu anlaşma, Osmanlı Devleti’nin hukuksal varlığını sona erdirerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası meşruiyetini pekiştirmiştir. Lozan Barış Antlaşması, sadece Türk-Yunan Savaşı’nın değil, aynı zamanda 300 yıllık “Doğu Sorunu”nun da sona erdirildiği bir diplomatik zaferdir. Antlaşma, Türkiye’nin tam bağımsızlık ve ülke bütünlüğü ilkelerine bağlı kalarak, kapitülasyonları ve Ermeni yurdu taleplerini reddettiği bir metindir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin borçlarının ve kapitülasyonların sona erdirilmesi, yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda bağımsız bir aktör olarak kabul edilmesini sağlamıştır.
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olarak kabul edilir ve bugün de egemenlik, bağımsızlık ve ulusal bütünlük konularında referans alınan bir metindir. Türkiye’nin sınırlarının ve ulusal egemenliğinin güvence altına alınmasında Lozan’ın getirdiği düzenlemeler hala geçerliliğini korumaktadır. Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin ve modern devlet yapısının simgesi olarak, Lozan Barış Antlaşması’nın anlamı ve önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı günün bir bayram günü olarak kutlanmasını isteyen Atatürk, bu antlaşmanın Türk Milleti’nin yüksek bir eseri olduğuna vurgu yapmıştır.
Lozan Barış Antlaşması, sadece Türkler için sıradan bir anlaşma değil, dünya siyasi hayatı için de bir dönüm noktası olarak görülmüştür. Batının asırlardan beri ulaşmak istediği emellere karşı Türklerin zaferi olarak değerlendirilmiştir. Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını vurgulayan, yeni bir Türk Devleti’nin ortaya çıktığını ve bu devletin vatandaşları arasında birey hakları açısından bir fark olmadığını belirten bir belgedir. Antlaşma, Sevr Antlaşması’nı geçersiz kılarak Türklerin Anadolu’da yok edilemeyeceğini dünya kamuoyuna kabul ettiren bir siyasi belgedir. Lozan’ın dayanak noktaları, felsefesi ve ruhu korunmalı ve bu önemli belgenin anlamı ve önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmalıdır.
Lozan Barış Antlaşması’nın 101. yılında, bu önemli belgenin tarihsel bağlamını ve modern Türkiye üzerindeki etkilerini anmak, geleceğe yönelik ulusal bilinci ve bağımsızlık ruhunu diri tutmak açısından önemlidir. Lozan, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin ve egemenliğinin sembolü olarak, milletimizin ortak hafızasında özel bir yere sahiptir. Bu nedenle, Lozan’ın hem devlet hem de millet açısından maddi ve manevi önemi büyüktür.
Kaynakça
Kodal, T. (2006). Lozan Barış Antlaşması ve Türk Kamuoyu. ATAM Dergi. https://atamdergi.gov.tr/tam-metin/158/tur (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2024).
Kodaman, B. (1989). “Lozan Antlaşması Hakkında Bir Değerlendirme”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. C. 4(1). 6-12.
Mumcu, A. (2021). Lozan Barış Antlaşması. Atatürk Ansiklopedisi. https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/lozan-baris-antlasmasi/ (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2024).