Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye

Mustafa Metin KAŞLILAR

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Avrupa Birliği (AB), 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatını duyurarak iklim krizi ile mücadelede yeşil ekonomiye geçiş için kapsamlı bir dönüşüm başlatmıştır. Bu kapsamda 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim nötr kıtası olmayı, döngüsel ekonomiye geçişin sağlanmasını, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir finansın sağlanmasını, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrılmasını ve tüm bu süreçlerde hiçbir topluluğun ve bölgenin geride kalmamasını hedeflemiştir. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e göre “Avrupa Yeşil Mutabakatı, bir yandan emisyonları azaltmak, diğer yandan ise istihdam ve inovasyonu artırmakla ilgilidir”.[1] Avrupa Komisyonu’nu Başkanı’nın bu söylemi, AB’nin iklim krizi ile mücadelesinde yeni bir ekonomik anlayışı benimsediğinin göstergesidir. Bu yeni ekonomik anlayış, çevrenin doğal dengesini bozmadan sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlayan yeşil ekonomi anlayışıdır.

Yeşil ekonomi, düşük karbon salımı ile kalkınmayı hedefleyen, kaynak verimliliği sağlarken çevresel sistemi koruyan ve herkes için refah yaratmayı amaçlayan bir ekonomik modeldir. Yeşil ekonomi kapsamında AB; enerji ve altyapı sistemlerinde, ulaşımda, endüstride, tarımda ve daha birçok alanda politikalar geliştirmiştir. Örneğin; enerji politikalarında, enerji sistemini güçlendirmek ve temiz enerjiye geçişi sağlayarak çevreyi korumak için “Tüm Avrupalılar için Temiz Enerji” paketini güncellemiştir. Yeşil ekonominin gerekliliklerinden ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli unsurlarından olan döngüsel ekonomi eylem planı kabul edilmiştir.[2]

Avrupa Yeşil Mutabakatı, “2050 yılında net sera gazı emisyonlarının olmadığı ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı, modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip, AB’yi adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisidir” (European Commission, 2019a). Mutabakatın temel amacı, Paris İklim anlaşması hedeflerine ulaşmak ve ekonomik ve sosyal anlamda büyük çaplı bir dönüşümün başlatılmasıdır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Hedefleri

Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB ekonomisini sürdürülebilir bir ekonomik modele dönüştürmek için yeni bir büyüme stratejisi ve küresel iklim değişikliğine karşı verilen bir cevap olarak değerlendirilmiştir. Bu yeni büyüme stratejisi ile AB, 2050 yılında net sera gazı emisyonlarının olmadığı ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı; gelişmiş, kaynakları verimli kullanan ve rekabetçi bir ekonomiye sahip, adil ve müreffeh bir topluma dönüşmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda AB, doğal sermayesini muhafaza etmeyi ve çevre risklerini asgari düzeye çekerek vatandaşlarının sağlık ve refahını korumayı hedefliyor. Bu dönüşümün adil ve kapsayıcı olması konusuna da özen göstermektedir. Sürdürülebilir bir gelecek için AB ekonomisini dönüştürme hedefleri ise şöyledir:

1-AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedefine ulaşma isteğini motive etmek

2-Temiz, ulaşılabilir ve güvenli enerji sağlamak

3-Döngüsel ve temiz ekonomi için endüstriyi harekete geçirmek

4-İnşaat sektöründe enerji ve kaynak verimli dönüşüm gerçekleştirmek

5-Zehirli maddelerin olmadığı bir çevre için sıfır kirliliğe ulaşmak

6-Ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunmasını ve iyileştirilmesini sağlamak

7-Tarladan sofraya yaklaşımıyla çevre dostu gıda sistemleri geliştirmek ve sağlıklı gıdaya ulaşımın adil olmasını sağlamak

8-Sürdürülebilir ve akıllı bir hareketliliğe geçişi hızlandırmak[3]

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye’nin Yaklaşımı

Türkiye Gümrük Birliği kapsamında ileri bir bütünleşme tesis ettiği AB Tek Pazarı üzerinde dönüştürücü etkilere sahip olacak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın, hem aday ülke statüsü hem Gümrük Birliği ortağı olarak Türkiye’nin AB’ye ticari entegrasyonu üzerinde önemli etkileri olması kaçınılmazdır.[4]

4 Şubat 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın katılımıyla Bakan Yardımcısı düzeyinde bir Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında, Bakan Yardımcıları düzeyinde ve Çalışma Grubu üyesi kurumlar ile teknik düzeyde gerçekleştirilen toplantıların yanı sıra, özel sektör temsilcilerinin katılımı ile sektör bazında istişareler gerçekleştirilmiştir. İstişarelerde, AB ile Gümrük Birliği kapsamında tesis edilen yakın ticari ve ekonomik entegrasyon da dikkate alınarak, açıklanan iklim hedeflerinin Türkiye açısından getirmekte olduğu değişim ve dönüşüm ihtiyacı mümkün olan en geniş perspektif ile değerlendirilmiştir.[5]

Türkiye’nin oluşturduğu eylem planı Türkiye’nin sürdürülebilir ve kaynak etkin bir ekonomiye geçişine katkı sağlanmasını ve Türkiye’nin başta Avrupa Yeşil Mutabakatı ile öngörülen kapsamlı değişikliklere, Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamında sağlanan bütünleşmeyi koruyacak ve daha da ileriye taşıyacak şekilde uyum sağlamasını teminen, Eylem Planında, sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, yeşil finansman,  temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı,  sürdürülebilir tarım,  sürdürülebilir akıllı ulaşım, iklim değişikliği ile mücadele, diplomasi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla hayata geçirilecek eylemlere yer verilmiştir. Bu çerçevede, Eylem Planı 9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylemi içermektedir.[6]

Türkiye’nin eylem planı geniş bir perspektifte incelendiğinde uyum açısından önemli değişiklikler içermektedir. Bu durumun ekonomik boyutu da önemlidir. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde uygulanan iklim değişikliği ile mücadele politikaları ile karşılaştırılabilir düzenlemeleri hayata geçirmemiş AB dışı ülkelerden gelen birtakım ürünlere uygulanması planlanan karbon fiyatlandırması anlamına gelen “sınırda karbon vergisi” uygulaması, ihracatının %40’ından fazlasını AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir. Ayrıca Sera gazı emisyonları geçtiğimiz 30 yıl içerisinde %130 artan Türkiye, emisyon yoğunluğunu azaltmadığı taktirde AB ülkelerine ihracatında ciddi kayıplar yaşayabilir.[7]

Sonuç olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı ile yeşil bir dönüşüme uyum sağlamak için harekete geçmek, AB ile ilişkileri bulunan üçüncü ülkeler lehine olacaktır. Çünkü ‘yeşil dönüşüm’le değişecek ekonomik yapı, zamanla AB çerçevesinden çıkarak küresel bir uygulamaya da dönüşecektir. Bu nedenle Türkiye’nin üretim yapısını kirlilikten ve karbondan arındırarak üretim süreçlerini de döngüsel hale getirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum amacıyla uygulayacağı politikalar birçok alanda etkili olmak durumundadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile üye devletlerin rekabet edebilirlik güçlerinin korunması ve arttırılması amaçlandığından, değişen dünyaya uyum sağlamak için Türkiye’nin de şartlarını rekabete uygun hale getirmek için mevzuatsal ve uygulama olarak yeniliklere ayak uydurması gerekmektedir.[8]

Kaynakça

[1] European Commission (2019). Press remarks by President Von der Leyen on the occasion of the adoption of the European Green Deal communication. https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/speech_19_6749 (Erişim Tarihi: 10.04.2023).

[2] Küçük, G. & Yüce-Dural, B. (2022). Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Yeşil Ekonomiye Geçiş: Enerji Senaryoları Üzerinden Bir Değerlendirme. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 22(1). 139.

[3] Baydemir, T. (2021). Avrupa Yeşil Mutabakatı. TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi. 19.

[4] T.C. Ticaret Bakanlığı (2021). Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021. https://ticaret.gov.tr/data/60f1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YE%C5%9E%C4%B0L.pdf (Erişim Tarihi: 14.04.2023)

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

[7] World Wide Fund for Nature. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’nı düşük karbonlu ekonomiye geçiş için bir fırsat olarak görmelidir. https://www.wwf.org.tr/?10722/Turkiye-Avrupa-Birligi-Yesil-Mutabakatn-dusuk-karbonlu-ekonomiye-gecis-icin-bir-frsat-olarak-gormeli (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[8] Ecer, K., Güner, O & Çetin, M. (2021), Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Ekonomisinin Uyum Politikaları. İşletme ve İktisat Çalışmaları Dergisi. 9(2). 134.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün