TUDPAM Başkan Yardımcısı
Birleşik Krallık’ta 4 Temmuz’da yapılan seçimleri uzun bir aradan sonra İşçi Partisi kazandı ve Başbakanlık koltuğuna Keir Starmer geldi. Bu durum, İngiltere’nin Brexit sonrasında gelişen siyasi atmosferinin büyük ölçüde değiştiğini bizlere göstermektedir. Yeni hükûmetin özellikle üstünde durduğu meselelerden biri de ekonomi konusu oluşturmuştur. Yeni hükûmetin ana hedeflerinden birini oluşturan ekonomik büyüme, uluslararası alanda yapılacak olan ticaret anlaşmalarının yeniden müzakeresi noktasında önemli adımların atılacağının sinyalini de vermiştir. Bu aşamada Türkiye ile olan ticari ilişkiler de yeniden gözden geçirilecek, müzakerelerin devamı sağlanacak ve güçlendirme altyapısı devam ettirilecektir. Aynı zamanda yeni hükûmet daha yüksek nitelikte ticari anlaşmalarının oluşması için de yoğun çaba sarfetecektir. Zira İngiliz işletmelerin uluslararası piyasalara erişimini arttırmak, İşçi Partisi’nin önemli seçim vaatlerinden birini oluşturmaktaydı.
Türkiye ve Birleşik Krallık ilişkilerinde ekonomik gelişmelerin, Brexit sonrasında hayli hızlanması süreci yeni hükûmetin de önemli atılımlarından birini oluşturacağını şüphesiz söyleyebiliriz. Zira Türkiye, ekonomik açıdan önemli ve gelişen bir ülke konumunda ve Birleşik Krallık açısından da önemli bir ticari merkez olarak görünmektedir. Ticari ilişkilerin her iki ülkenin de ekonomik açıdan önemli kazançlar elde ettiği bir yapıda olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Çünkü Brexit sonrasında yapılan anlaşmalarla iki ülke oldukça yakınlaşmış ve ticari ortaklıklarını da arttırmışlardır.
Son dönemde iki ülke arasında gerçekleşen görüşmelerin önemli taslaklarından birini ise serbest ticaret anlaşmaları oluşturmakta. Yeni hükûmetin iş başına gelmesinden sonra bu görüşmeler süratle devam ettirilecek ve bu durum, iki ülkenin de ekonomik büyümesini teşvik edecek önemli anlaşmaları beraberinde getirecektir. Türkiye özellikle son yıllarda ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda dış ticaretini arttırmayı amaçlamakta, bu tarz bir anlaşma ve karşılıklı yükümlüklerde bu amaca hizmet edecek kapasiteyi oluşturmaktadır.
Starmer hükûmetinin göreve gelmesi sonrasında ilişkilerde azalma değil yoğun güçlendirme hedefinin olacağı kesin gözüyle bakılabilir. Bu durum, ticari ilişkilerin gelişmesinin yanında siyasi ilişkilerin artmasının da önemli bir sonucu olacaktır. Türkiye ve Birleşik Krallık arasında görüşülecek olan serbest ticaret anlaşmalarının imzası ve güçlendirilmesi sonrasında ticaret hacminin artması ciddi bir sonuç olarak karşımıza çıkacaktır. Türkiye, ayrıca Birleşik Krallık’ın sonbaharda yapacağı ilk ticaret görüşmelerinde yer alacak ve bu görüşmelerde serbest ticaret anlaşmalarında güncelleme yaşanacak ilişki ve ticaret bazları artarak devam edecektir. Bu durum da yeni ticari fırsatlarının doğmasını sağlayacaktır.
