Fatmanur Taşçı
TUDPAM Araştırmacısı
Ukrayna’da cephede bir çıkmaz yaşandığını söyleyen Belarus lideri A. Lukaşenko, “İstanbul Anlaşmaları barış görüşmeleri için başlama noktası olabilir.” dedi. A. Lukaşenko ayrıca Rusya’nın, Batı’nın eylemlerine misilleme olarak nükleer silahlarını kullanması durumunda “kıyametin kopacağı” uyarısında bulundu. (Kaynak: Habertürk, 26.04.2024)
TUDPAM Haber Analizi
Belarus, Rusya – Ukrayna savaşında genellikle Rusya’nın müttefiki olarak görülse de A. Lukaşenko’nun barış için ‘en uygun zamanın geldiği’ yönündeki açıklamaları, Minsk’in arabuluculuk rolü üstlenmeye hazır olduğunu gösteriyor. Lukaşenko, İstanbul’da yapılacak müzakerelerin başlangıcı için belirli ön koşulların olgunlaştığını belirtti. Bu açıklama, savaşın ilk haftalarında Türkiye’de Rus ve Ukraynalı yetkililer arasında görüşülen ön metinlere atıfta bulunuyor.
A.Lukaşenko’nun, Rusya’nın Batı’nın eylemlerine nükleer silahlarla misilleme yapması durumunda ‘kıyametin kopacağı’ uyarısı ise nükleer silahların kullanımının getireceği yıkıcı sonuçlara dikkat çekiyor. Bu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de Batılı ülkelere Ukrayna’ya asker göndermeleri hâlinde gerçek bir nükleer savaş riski oluşacağı konusunda yaptığı uyarılarla paralellik gösteriyor. Putin, Moskova’nın Batı’daki hedefleri vurma kapasitesine sahip olduğunu ve bu tür bir çatışmanın medeniyetin yıkımı tehlikesini ortaya çıkaracağını belirtmiştir.
Lukaşenko’nun ifadeleri, uluslararası toplumun dikkatini savaşın tarafları arasında müzakerelerin yeniden başlaması ve potansiyel bir nükleer çatışmanın önlenmesi gerekliliğine çekiyor. İstanbul Anlaşmaları’nın müzakereler için başlangıç noktası olarak değerlendirilmesi, tarafların masaya oturmasını sağlayabilecek diplomatik bir fırsat olarak görülebilir. Ancak Lukaşenko’nun nükleer savaş uyarısı, böylesine bir müzakerenin aciliyetini ve önemini de vurguluyor. Bu durum, uluslararası toplumun ve özellikle nükleer güçlerin, bölgedeki gerilimi azaltma ve kalıcı bir barışın sağlanması yönünde daha fazla sorumluluk almasını gerektiriyor.
İstanbul’un müzakereler için seçilmesi, Türkiye’nin tarafsız bir zemin olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye, günümüzde olduğu gibi daha önce de Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmış ve taraflar arasında güven inşa etmeye çalışmıştı. İstanbul, hem coğrafi konumu hem de diplomatik ilişkileri açısından bu tür diyalog için uygun bir yer olarak öne çıkıyor.
Sonuç itibariyle, A. Lukaşenko’nun açıklamaları savaşın çözümüne yönelik umutları canlandırsa da müzakerelerin başarısı birçok faktöre bağlıdır. Öncelikle Rusya ve Ukrayna’nın müzakerelere gerçekten hazır olup olmadıkları ve somut adımlar atıp atmayacakları belirsizliğini koruyor. Ayrıca Batılı ülkelerin ve NATO’nun tutumu da müzakerelerin seyrini etkileyeceği kuşkusuzdur. İstanbul’da yapılacak müzakereler, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir dönemeç olabilir.