Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > İran’da Yapılan Seçimlerin Türkiye-İran İlişkilerine Etkisi

İran’da Yapılan Seçimlerin Türkiye-İran İlişkilerine Etkisi

Kadriye Yakut

TUDPAM Araştırmacısı

1 Mart 2024 tarihinde İran’da gerçekleşen seçimler, bölgesel politikaların ve Türkiye-İran ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir kavşak noktası oldu. Bu seçimlerin sonuçları İran’ın iç siyasi dinamiklerini şekillendirirken, aynı zamanda İran’ın Türkiye ile olan ilişkilerindeki yönünü belirleyebilecek bir dizi faktörü gün yüzüne çıkarıyor.

İran’daki seçim sonuçlarının ilk önemli etkisine muhafazakâr güçlerin güç kazanması örnek verilebilir. Muhafazakârların seçimlerde önemli bir zafer elde etmesi, ülkenin dış politikada belirli bir tutarlılık ve istikrar sağlama eğiliminde olduğunu işaret ediyor. Muhafazakâr kesimin kazandığı zafer, aynı zamanda İran’ın bölgesel politikalarını belirleme sürecinde de etkili olabilir. Bu durum, Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerde belirli bir öngörülebilirlik sağlayabilir. Ancak muhafazakâr bir hükûmetin güç kazanması, İran’ın bölgesel politikalarını etkileyerek Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolüyle çakışabilecek adımların atılmasına neden olabilir. Özellikle Suriye ve Irak gibi kriz bölgelerindeki İran varlığının artması, Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerde gerilimlerin artmasına neden olabilir. Suriye’deki kriz ve bölgedeki güç mücadeleleri, Türkiye ile İran arasındaki diplomatik ilişkileri kızıştırarak İran’ın Suriye’deki varlığını daha da pekiştirebilir ve bu durum Türkiye’nin dış politikalarıyla çatışabilir. Bu da iki ülke arasındaki ilişkilerde belirsizliklere neden olabilir.

İran’daki seçimlerin ekonomik boyutları da dikkate alındığında İran’ın uluslararası yaptırımların altında ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğini ifade edebiliriz. Türkiye İran’dan enerji ürünleri ve tarımsal ürünler satın alırken, İran’a sanayi ürünleri satıyor. Bu dış ticaret bileşenleri iki ülke ekonomisinin belirgin bir tamamlayıcılık özelliği taşıdığını gösteriyor. Ayrıca İran’a yönelik uygulanan ekonomik ambargoların bitmesinden sonra, İran’ın ihtiyaç duyduğu altyapı ve sanayi projelerine Türkiye yatırım yaparak birçok ortak proje içerisinde yer alabilir ve iki ülke dış ticaretin de üstünde bir ortak pazar ve ekonomik birliğin öncüsü olabilirler. Bu bağlamda Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler, her iki ülkenin de ticaret ve yatırımda birbirinden yararlanmasını kapsadığı için her iki taraf için de önemlidir. Ancak seçimlerden sonra hükûmette güç kazanan muhafazakâr kesim, ekonomik kısıtlamalar ve uluslararası baskılar bu ilişkilerin gelişimini sınırlayabilir. Aslında bu durum ilerleyen süreçte Türkiye’nin İran ile olan ticaret hacmini artırmaya yönelik çabalarının, uluslararası yaptırımların etkileri ve İran’ın iç ekonomik dinamikleri nedeniyle belirli zorluklarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.

Sonuç olarak, İran’da yapılan 1 Mart seçimlerinin Türkiye-İran ilişkilerine etkisi karmaşık ve çok yönlüdür. İran’ın iç siyasi dinamikleri, bölgesel politikaları ve ekonomik durumu bu ilişkilerin seyrini belirleyen temel faktörlerdir. Türkiye ve İran, karşılıklı çıkarları gözeterek diyaloğu sürdürmeli ve iş birliği olanaklarını genişletmelidir. İki ülke arasındaki diyaloğun sürdürülmesi ve karşılıklı çıkarların gözetilmesi, bölgesel istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabilir.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün