Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Sığınmacıların Güvenlik Vizyonu

Sığınmacıların Güvenlik Vizyonu

Anıl Uğur

TUDPAM Araştırma Asistanı

Türkiye, 2011 Suriye iç savaşından beri dünya üzerinde en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumundadır. Resmî rakamlar ülke içerisinde sığınmacıların 4 milyon olduğunu söylese de dönemin getirdiği güvenlik zafiyetleri ve yaşanan durumlar bu sayının artmasına zemin hazırlamıştır. Bu durum en başında Türkiye için insani bir sorumluluk olarak karşısına çıksa dahi gelişen süreçlerle birlikte olayın sadece insani boyutta olmadığı; siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından da incelenmesi gerektiğini göstermiştir. Uzun vadede toplumsal entegrasyon konusunda önemli adımlar atıp sığınmacıların topluma kazandırılamamasının güvenlik sorunlarını da beraberinde getireceği şüphesizdir.

Sığınmacı sayısının her geçen gün yükselmesiyle birlikte toplumsal huzursuzlukların artarak devam ettiği ve edeceği gerçeği göz önünde bulundurmalıdır. Gerilimi tetikleyebilecek olası durumların başında halk ile sığınmacılar arasında ekonomik rekabet, istihdam sorunları ve kamu hizmetlerinden faydalanma gibi alanlar gelmektedir. Öte yandan ekonomik sıkıntıların daha fazla hissedildiği dönemde sığınmacılar sıklıkla suçlanabilir. Sığınmacılara göç etmenin beraberinde getirdiği travma, ekonomik yetersizlikler ve toplumsal dışlanma gibi sebeplerle radikal fikirlerin etkisine kuşkusuz açık hâle gelebilmenin yolunu açacaktır. Bu durum kuşkusuz toplumsal altyapı içerisinde radikal grupların baş göstermesine ve güç kazanmasına sebep olabilecek bir husustur. Güvenlik riski oluşturulan her bir durum terör örgütlerinin elini kuvvetlendirecektir. Bu yüzden, terör örgütleri bu grupları potansiyel birer eleman olarak görebilir. Bunun yanında yapılan yasa dışı faaliyetler, sığınmacıların güvenlik riski oluşturabileceği bir diğer önemli faktörün önünü açmaktadır. Türkiye’nin coğrafi konumu stratejik bir öneme sahip olduğundan bu risk daha da büyür. Ayrıca yasa dışı insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti gibi suçlar, sığınmacılar üzerinden organize suç şebekeleri tarafından yürütülebilir.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Türkiye için bir diğer elzem husus ise şüphesiz sınır güvenliğidir. Türkiye hem sığınmacılar için bir hedef ülke hem de Avrupa’ya geçiş için bir transit ülke konumundadır. Bu husus, sınır güvenliğini oldukça zorlaştırmakta ve yasa dışı geçişlerin önemli bir durağı hâline getirmektedir. Avrupa sığınmacılar konusunda Türkiye’ye oldukça destek vermekte, fakat bu sürecin gelecekte Avrupa için de büyük bir tehdidi beraberinde getireceğinden habersiz. AB ile Türkiye arasında yapılan göç anlaşmaları bu konu bağlamında geçici bir çözüm olmuş olsa da bu iş birliğinin ne kadar sürdürülebilir olduğu ihtilaflı bir konudur.

Sığınmacı meselesi Türkiye’nin siyasetine dahi büyük oranda etki etmiştir. Sığınmacıların mevcut varlığı ve sayılarının artması siyasi partiler arasında bir tartışma konusu olmanın ötesinde seçim dönemlerinde oy devşirme aracı olarak da kullanılmaktadır. Bu söylemler toplumsal kutuplaşmayı arttırmak ve demokrasinin temel yapı taşlarına zarar veriyor olarak görülüyorsa bile sığınmacı konusu ilerleyen süreçte Türkiye’nin tabiri caizse kaderini belirlemede büyük ölçüde etkili olacaktır. Bu durum uzun vadede Türkiye’nin hem iç politik çatışmalarına hem de yerel halk düzeyinde sorunlara neden olabilir.

Sonuç

Türkiye, sığınmacı meselesini ele alırken çok boyutlu bir soruna tek boyuttan bir çözüm bulmaya çalışmamalıdır. Birçok parametresi olan problemler için konuşulacak olursa; kaçırılacak en ufak nokta uzun vadede Türkiye için çok büyük problemlere sebebiyet verebilir. Kısa vadede ekonomik ve sosyal problemler olarak görülen bu mesele, uzun vadede güvenlik tehditlerine dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple sığınmacıların toplumsal entegrasyonu sosyal tabana indirgenmesi güvenlik risklerini minimize etmek adına kritik bir öneme sahiptir. Uluslararası arenadaki aktörlerin daha fazla sorumluluk alması ve Türkiye’ye destek vermesi ise bu meselenin çözümünde belirleyici olacaktır. Bu süreçte Türkiye de ulusal politikalarını insan hakları ve güvenlik dengesi üzerinde inşa etmek zorundadır. Aksi hâlde hem Türkiye’nin hem de Türkiye’nin birinci dereceden etkilediği ülkelerin içinde bulunacağı bir problemler çıkmazı tüm uluslararası toplumları beklemektedir.

Kaynakça

İçduygu, A. ve Üstübici, A. (2019). Türkiye’nin Göç Yönetimi ve Sığınmacılar Politikası.

Kirişci, K. (2014). Türkiye’de Sığınmacılar ve Güvenlik Sorunları: Bölgesel ve Küresel Yansımalar.

UNHCR (2023). Türkiye’deki Suriyeli Sığınmacılar Raporu.

Orhan, O. (2022). Göç ve Güvenlik: Türkiye’nin Sınır Yönetimi Üzerine Analizler.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı (2023). Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler İstatistikleri.

Kapak Fotoğrafı: Stratejik Ortak

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün