Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türk Dünyasının Geleceği: Türk Devletleri Teşkilatı ve 2040 Vizyon Belgesi

Türk Dünyasının Geleceği: Türk Devletleri Teşkilatı ve 2040 Vizyon Belgesi

Baha Ahmet Yılmaz

 Dr., Akademisyen, BZT Turan Akademi Türkiye Temsilcisi

Bu zirveler Türk dünyasının geleceğinin inşa edilmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bugün ağırlıklı olarak sosyokültürel entegrasyona dayanan zirvelerin, günü geldiğinde Türk dünyası ülkelerinin tek çatı altında birleşmesi için anahtar bir rol üstleneceğine şüphe yoktur.

Modern Azerbaycan Cumhuriyeti Kurucusu Haydar ALİYEV

Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 6. Zirvesi, Bakü

21. yüzyılda meydana gelen değişimler uluslararası sistemde tek olmasa dahi, en güçlü aktörlerden biri olan devletlerin bölgesel etkilerini artırmalarında daha etkin politikalar izlemelerini beraberinde getirmiştir. [1] Geçtiğimiz yüzyılda yaşanan Soğuk Savaş dönemi de dikkate alındığında devletlerin uluslararası arenada etkinliklerini artırmalarında en önemli araçlardan biri olan bölgesel ve uluslararası örgütler ise yeni yüzyılda yaşanan gelişmelere karşı istenilen düzeyde bir etki mekanizması yaratamaması sebebiyle meşruiyetlerinin sorgulanmasına yol açmıştır.

Rusya-Ukrayna Savaşı başta olmak üzere, Filistin’de yaşanan insani kıyımın durdurulmasına yönelik uluslararası ve bölgesel örgütlerin yeterince başarılı olamaması bu sorgulamanın temelini oluştursa da Thomas Edison’un “Her başarısızlık bir başarıyı doğurur.” sözünden hareketle devletlerin yeni araçlar bulma ve oluşturma arayışlarının bir sonucu olarak etkinliğini artıran yapıların da olduğunu söylemek yanlış bir çıkarım olmayacaktır. Bu bağlamda, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte yeniden bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetlerinin birbirleriyle olan ilişkilerinin geliştirilmesi ve uluslararası sisteme entegrasyonlarının artırılması amacıyla kurulan ve günümüzde etkinliğini gözle görülür bir biçimde artıran Türk Devletleri Teşkilatı’nın içinde bulunduğumuz yüzyılın gözle görülür biçimde etkinliğini artıran örgütlerden biri olduğunu söylemek mümkündür.

1992 yılında Ankara’da gerçekleşen ilk zirve [2]

1992 yılında Türkiye’nin girişimleriyle “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi” adıyla başlatılan ve 3 Ekim 2009 tarihinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye Cumhuriyeti tarafından imzalanan Nahçıvan Anlaşması’yla Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Birliği Konseyi adını alarak bölgesel bir örgüt niteliğine kavuşan yapı, zaman içerisinde Türk Konseyi (Keneşi) gibi adlandırmaların ardından Türk Devletleri Teşkilatı olarak uluslararası örgüt niteliği kazanmıştır.

Jeopolitik çalışmaların öncülerinden olan Halford John Mackinder’ın “Kalpgah” teorisi, determinist bir yaklaşımla ve kara gücünün önemi vurgulanarak Avrasya’yı kontrol edeceklerin dünyayı kontrol edeceği mantığı üzerine kuruludur. [3] Avrasya coğrafyasının kalbinde yer alan Türk cumhuriyetlerinin öneminin en güçlü göstergelerinden biri olan bu teori, Soğuk Savaş sonrasında Rusya’nın bu bölgeyi arka bahçesi olarak görüp, etkisini kaybetmemek adına Bağımsız Devletler Topluluğu’nu kurmasıyla açıkça görülmektedir.

Rusya’nın bölgedeki etkinliğini sürdürme çabalarına rağmen 1992 yılından itibaren beri belli aralıklarla düzenlenen zirveler yoluyla Türk cumhuriyetleri, ulaşımdan ticarete, turizmden teknolojiye birçok alanda iş birliğini geliştirme yoluna gitmiştir. Ancak Türkiye’nin 12 Aralık 1999 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülke olarak kabul edilmesi ve Rusya’da Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte kısa süreli bir uzaklaşma yaşansa da 2000’li yıllardan itibaren yeniden yükseliş trendi yakalamıştır. [4] Ancak bir kırılma noktası olarak adlandıracağımız olay ise 2019 yılında Özbekistan’ın tam, 2018 yılında Macaristan ve 2022 yılında Türkmenistan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üye olarak katılımıyla yaşanmıştır. [5] Etki alanını önemli ölçüde genişleten Türk Devletleri Teşkilatı, mevcut iş birliği alanlarını genişletirken askerî alanda da iş birlikleri yapılması konusunda birçok adım atmıştır.

Gençlik ve Ulusal Sporlar” temasıyla, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov’un başkanlığında 3 Eylül 2018 tarihinde Çolpon Ata’da gerçekleşen zirve [6]

Askerî iş birliği konusunda en önemli adımlar ise Türkiye-Azerbaycan arasında gerçekleşmiştir. İki ülkenin de bağımsızlık ilanından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli subaylar, askerî görevlilere resmî eğitimler vermeye başlamıştır. Bu sıkı ilişkilerin bir sonucu olarak Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nde iki devlet, Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi kurulmasına dair ortak açıklama yapmışlardır. İki ülke arasında geliştirilen bu siyasi/stratejik ortaklık fikri, 2010 yılında imzalanan ve askerî saldırı olduğu takdirde karşılıklı yardımlaşma maddesini de içeren Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması’yla en somut hâlini almıştır [7]. İkinci Dağlık Karabağ Savaşı sırasında Türkiye ile Azerbaycan’ın kader birliği, bu antlaşmaların en önemli ve somutlaşmış hâllerinden biridir.

Türkiye’nin bağımsız Türk devletleriyle askerî ve güvenlik konulu siyasi iş birlikleri, Azerbaycan’la olduğu gibi Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleriyle de gelişen ilişkilerde önemli bir gösterge olmuştur. 1990’ların hemen başında başlayan ve 2010 sonrası dönemde ciddi bir ilerleme kaydeden bu iş birlikleri, Türkiye ile ilgili ülkeler arasında yapılan iki taraflı antlaşma ve protokollerle faaliyet alanını genişletmiştir. [8] Bu doğrultuda, 2020 yılında Özbekistan ile Türkiye arasında askerî, güvenlik ve savunma alanlarındaki iş birliğinin geliştirilmesi konusunda Askerî-Mali İş Birliği Antlaşması imzalanmış, antlaşmanın hemen ardından, 2021 yılında Özbekistan’ın Tirmiz şehrinde Türkiye ve Özbekistan özel kuvvetleri ortak tatbikatı gerçekleştirilmiştir. 1993 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükûmeti arasında imzalanan Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması ile başlayan güvenlik konulu siyasi iş birliğinin geldiği bu son nokta, iki ülke arasındaki mesafeye rağmen kayda değer bir gelişimi gözler önüne sermektedir. [9] İki ülke arasında gerçekleşen savunma sanayisi iş birliği toplantıları ve yakın dönemde Türkiye’de üretilen askerî araçların Özbekistan silahlı kuvvetlerinin envanterine dâhil edilmesi, Türkiye ile Özbekistan arasındaki siyasi ilişkilerin stratejik boyutunu gösteren bir diğer önemli örneklerdendir.

Askerî iş birliği alanlarında yaşanan bu gelişmelerle birlikte tüm iş birliği alanlarında belli bir ilerleme kateden Türk Devletleri Teşkilatı, 12 Kasım 2021’de İstanbul’da toplanan Türk Konseyi 8. Zirvesi’nde kabul edilen 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi ile Türk dünyasının geleceği adına önemli bir adım atmıştır.

12 Kasım 2021’de İstanbul’da toplanan Türk Konseyi 8. Zirvesi [10]

İlgili vizyon belgesinin amacı, Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin çağımızın zorluklarını bireysel ve toplu olarak karşılama kapasitesini desteklemek için bir çerçeve geliştirmek olarak belirlenmiştir. Bu minvalde iş birliği mekanizmaları ve ortak projeler, deneyimlerin bir araya getirilmesi ve gerektiğinde maddi ve entelektüel kaynakların sunulması yoluyla iş birliği ve dayanışma için sağlam ve şeffaf bir platform sağlanması; teşkilatın bölgesel ve uluslararası barış, istikrar ve refahın elde edilmesi için yapıcı bir şekilde iş birliğinde bulunmaya istekli tüm ortakları dahil etmeye hazır, olumlu ve giderek daha yetenekli bir grup olarak işlev görmeye çalışması hususları vurgulanmıştır. [11] Türk iş birliğinin üye devletler için hem stratejik hem de politik olarak katma değer sağladığına dikkat çeken mezkûr bildiride üye devletlerin, halklarının ihtiyaç ve isteklerine hizmet etmek için idari kapasitelerini daha da geliştirmeleri adına bireysel ve ortak eylemi yönlendirmeleri kararlaştırılmıştır. Siyasi ve güvenlik iş birliği, ekonomik ve sektörel iş birliği, halklar arası iş birliği, üçüncü taraflarla iş birliği olmak üzere dört ana ilkeye dayanan 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nin, daha geniş hedefleri göz önüne alındığında diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla olumlu bir etkileşim adına teşkilat için kilit bir eylem planı olacağı ifade edilmiştir.

Türk Devletleri Teşkilatı 14. Zirvesi [12]

Bahse konu belgede; Türk Dili Konuşan Ülkeler Birliği Konseyi’nin kurulmasına ilişkin Nahçıvan Anlaşması’nda değişiklik yapılmasına dair protokol imzalandığı, Türk Devletleri Teşkilatı’nın yeni usul kurallarının kabul edildiği, “Türk Dünyası Vizyonu-2040”ın uygulanması için “2022- 2026 TDT Stratejisi”nin uygun bulunduğu belirtilmiş; ayrıca Semerkant’ın “Türk Dünyası Medeniyet Başkenti” ilan edildiği ifade edilmiştir. Bildiride ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilere, Kırgızistan Cumhuriyeti’nin Kırgızistan-Tacikistan sınırında yaşanan duruma, Afganistan’daki vahim ekonomik ve insani duruma dikkat çekilmiş; İslam düşmanlığı, nefret söylemi ve dezenformasyonla mücadele ile düzensiz göç konusunda iş birliğinin önemine vurgu yapılmıştır. [13] Karşılıklı ticareti ve yatırımı kolaylaştırmak için gerekli adımların atılması, üye ülkeler arasında ticari tamamlayıcılığın artırılması, ticaret maliyetlerinin azaltılması ve malların Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin sınırlarından geçişini hızlandırmak için gerçekleştirilen çalışmalar takdir edilmiştir. Üye ülkelerin ilgili bakanlık ve kurumlarına, Türk Ticaret ve Sanayi Odası’na uluslararası yasal statüsü kazandırılması için gerekli prosedürlerin tamamlanması talimatı verilmiştir. Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru boyunca transit potansiyelinin artırılması, bölgesel ve uluslararası ulaşım sistemlerine entegre olmak amacıyla ulaşım, sınır ve gümrük prosedürlerinin dijitalleştirilmesinin önemi vurgulanmıştır. [14] Ayrıca gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi, modernizasyonu, standardizasyonu ve uyumlaştırılması; bilgi işlem teknolojilerinin altyapısının geliştirilmesi için ortak projelerin uygulanmasını, uzay teknolojisi projeleri başlatılması konuları da gündeme alınmıştır. Bununla birlikte üye devletler ve gözlemci ülkeler arasında sağlık alanındaki iş birliği, kış ve golf turizminin geliştirilmesi için iş birliği, insan kaynakları faslının açılması, Türkçe Konuşan Diasporalar Ortak Faaliyet Stratejisi, kamu diplomasisi iletişimi ve medya alanında iş birliği önemli konular arasında yer almış ve bu konularda üye ülkelerin ilgili makamlarınca atılan adımlar desteklenmiştir. [15] Siyasi katılımı ve iyi yönetişimi desteklemek amacıyla üye ülkelerdeki seçimlerin ve referandumların gözlemlenmesinin takdirle karşılandığı ilgili belgede TRKPA, TÜRKSOY, Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Miras Vakfının (TCHF) iş birliğini güçlendirmek için gerçekleştirmiş oldukları çalışmalara yer verilmiştir. Diğer uluslararası örgütlerle iş birliğine de ayrıca önem atfedilen bildiride Birleşmiş Milletler (BM), İslam İş Birliği Teşkilatı ve bunların bağlı kuruluşları dâhil olmak üzere ilgili uluslararası ve finansal kurumlarla iş birliğini güçlendirme çabalarını en üst düzeye çıkarılması; Avrupa Birliği (AB), Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT), Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü (KEİ), Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), Vişegrad Grubu (V4) ve Afrika Birliği gibi bölgesel kuruluşlarla karşılıklı çıkarlar konusunda onlarla ortak projeler yürütmek üzere kurumsal ilişkilerin geliştirilmesi teşvik edilmiştir.

Tüm bunlardan hareketle 1992 yılından itibaren başlayan zirveler süreci, Türk dünyasının entegrasyonu açısından oldukça önemli bir başlangıcın göstergesidir. Ancak esas önemli olan, 2010 yılından itibaren tüm alanların yanında askerî entegrasyona yönelik adımların atılması Türk Devletleri Teşkilatı’nın etkisini arttırmasına neden olmuştur. 12 Kasım 2021’de İstanbul’da toplanan Türk Konseyi 8. Zirvesi’nde kabul edilen 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi ise teşkilatın artık geleceğine yönelik daha güçlü entegrasyon adımları atmasının en somut göstergesidir.

Kaynakça

[1] Ayaz, E. (2015). Küreselleşme Sürecinde Modern Devlet ve Avrupa Birliği Özelinde Ulus-Üstülük ile İmtihanı. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi15(2), 135-158.

[2] Şeyban, S. (2021). 21. Yüzyılda Türk Dünyasının Liderlik Yapısı: Türk Devletleri Teşkilatı. PROCEEDINGS BOOK, 169.

[3] Özsoy, B. (2023). ‘Türk Dünyası’söylemi İçinde Türk Devletleri Teşkilatı’nın Rolü Ve Önemi. Anasay, (25), 40-55.

[4] Uysal, C. (2011). Türkiye–Avrupa Birliği ilişkilerinin tarihsel süreci ve son gelişmeler. Akdeniz İİBF Dergisi1(1), 140-153.

[5] Akçapa, M. (2023). Türk Devletleri Teşkilatı’nın tarihsel gelişimi: Teşkilatın dünü, bugünü ve yarını. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi11(34), 473-491.

[6] Erkiner, H. H., & Eray, İ. (2022). Uluslararası hukuk bakımından bir uluslararası örgüt olarak Türk Devletleri Teşkilatı. Güvenlik Stratejileri Dergisi, 217-250.

[7] Emeklier, B., Taş, T., & Yılmaz, K. Ç. (2022). Türk Devletleri Teşkilatı: Bütünleşme Sürecine Nereden Başlamalı ve Ne Yapmalı?. Güvenlik Stratejileri Dergisi, 73-107.

[8] Gök, A. (2022). Türk Devletleri Teşkilatı ve Dağlık Karabağ Zaferinin Yarattığı Fırsatlar. Güvenlik Stratejileri Dergisi, (Spec. Issu), 109-145.

[9] Tekir, G. (2023). Türk Devletleri Teşkilatının Yeni-İşlevselcilik ve Devletlerarasıcılık Teorileri Bağlamında Değerlendirilmesi. Abant Sosyal Bilimler Dergisi23(2), 1084-1097.

[10] Aydilek, E. (2022). Türk devletleri teşkilatının siyasi ve ekonomik potansiyeli. Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi5(3), 716-728.

[11] Şahin, M. (2021). Milli eğitimde görev yapan yönetici ve öğretmenlerin 2023 Eğitim Vizyon Belgesi konusundaki görüş ve düşünceleri (Kırşehir örneği) (Master’s thesis, Kirsehir Ahi Evran University (Turkey)).

[12] Karaca, İ., & Karaca, N. (2023). 2023 Vizyon Belgesi’nin Dijitalleşme Açısından İncelenmesi. Ulusal Eğitim Akademisi Dergisi5(1), 1-8.

[13] Hamarat, E. R. C. E. N. K., & Arkan, A. (2018). 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde Gelecek Becerileri.

[14] Akbaş, Y. (2022). 2023 Eğitim Vizyon Belgesi Bağlamında Coğrafya Dersi Öğretim Programının Değerlendirilmesi. Doğu Coğrafya Dergisi27(48), 49-64.

[15] Tekir, G. (2023). Türk Devletleri Teşkilatının Yeni-İşlevselcilik ve Devletlerarasıcılık Teorileri Bağlamında Değerlendirilmesi. Abant Sosyal Bilimler Dergisi23(2), 1084-1097.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Not: Bu makale, Dış Bakış dergisinin Şubat 2025 sayısında yayınlanmıştır.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün