Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türkiye-Çin İlişkilerinde Ekonomi

Türkiye-Çin İlişkilerinde Ekonomi

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkan Yardımcısı

1971 tarihi itibariyle Türkiye-Çin ilişkilerinin diplomatik seviyede başladığı bilinmektedir. Soğuk Savaş atmosferinde iki kutuplu ideolojik dünya çerçevesinde Türkiye ve Çin’in diplomatik ilişkilerinin geç gerçekleştiğini fakat Soğuk Savaş’ın yumuşama atmosferine girmesiyle iki ülkenin de ilişkilerinin hem ekonomik hem de siyasi olarak gelişme gösterdiğini söyleyebiliriz. 1971 yılından itibaren Türkiye-Çin ilişkileri ekonomik açıdan sürekli yukarı bir ivme göstermektedir. 1980’li yılların dışa açılım politikasıyla iki ülke ekonomik ilişkiler açısından değerli bir yükselişe geçmiştir. 2010 yılında ise Türkiye-Çin ilişkileri stratejik iş birliği çerçevesinde gelişmiştir. Türkiye’nin özellikle ithalat kaleminde büyük yer alan Çin’in Türkiye ekonomisine etkilerini ve ithalat ve ihracat boyutunu bu analizde ele alacağız.

Çin Ekonomisi

Çin, 1979 tarihi itibariyle büyük ölçüde özel teşebbüslere yer ayırmaya ve kamu yatırımlarının payı düşürülmeye başlanmıştır. Çin’de kamu, özellikle kamu teşebbüsünün sürdüğü birkaç alan bulunmaktadır. Bu da stratejik öneme sahip olan enerji, ulaşım ve iletişimdir. Özellikle özel teşebbüsün artması yetenekli ve eğitimli bir sınıf oluşmasına ve ticaretin artmasına katkı sağlamıştır. Özel teşebbüslere izin verilmesiyle birlikte Çin’de yabancı yatırımcılar artmış ve serbest ticaret bölgesi üzerinde yatırımlarını arttırmışlardır. Bu da Çin’in ekonomisinin şekillenmesini ve büyümesini sağlamıştır. Çin’in büyük nüfusu da yabancı yatırımcılar için cazip bir durum oluşturmaktaydı. Çin, yıllar boyunca ekonomik gelişmesini ve imalat sanayisini büyük oranda arttırmıştır. Bugün Çin, dünyanın en büyük imalat sanayi ülkesidir diyebiliriz. Çin’in imalat sanayisinin artması pazar payının artmasını da beraberinde getirmiştir. Fakat Çin, özellikle pazar payını dünyada daha fazla artırmak amacındadır.

1980 yılından 2019 yılına kadar geçen süreçte %9.4 büyüyen Çin, kişi başına olan gelirini 300 dolardan 10.000 dolara çıkarmıştır. Covid salgınının ortaya çıkmasıyla birlikte büyüme hızında düşüş yaşamış, Çin Hükümeti’nin %5.5 büyüme beklentisi sekteye uğramış ve Çin’in ekonomisi bu dönemde büyük oranda daralma meydana gelmiştir. Fakat Çin önümüzdeki yıllarda büyüme hedefleri doğrultusunda hızla ilerlemeye devam edecek bir profil çizmektedir.

Çin’de cari denge ise fazla vermektedir. Bu cari fazla Çin ekonomisinin âdeta yakıtını oluşturmaktadır. 2016 yılında 191 milyar dolar, 2019 yılında 100 milyar dolar, 2021 yılında ise 317 milyar dolar ve 2022 yılında ise 330 milyar dolar cari fazla verilmiştir. Covid-19 salgını ile ekonomi daralsa da cari dengede fazla verilmesi Çin’i rahatlatan bir durumu oluşturmaktadır.

Çin ekonomisinin iyi yanları olduğu gibi zayıf yönleri de bulunmaktadır. Çin çevresel zorluklarla birlikte gelir eşitsizliğinin de yüksek olduğu bir ülkedir. Ekonomisi büyük oranda ihracata bağımlıdır. Çin hükümeti ise ekonomi üzerinde kontrol sahibidir. İlave olarak Çin nüfusu büyük oranda yaşlanmaktadır.

Türkiye-Çin Arasındaki Ekonomik İlişkiler

Türkiye-Çin ilişkilerinde ekonomik olarak yüksek bir bağlılık söz konusudur. Türkiye son dönemlerde Asya’ya ilgisini arttırması ve Çin’in ekonomik fırsatlarından yararlanması, Türk iş insanları açısından oldukça verimli bir dönemi işaret etmektedir. Zira Türkiye, Çin’in ekonomik ve siyasi ve ilerleyen süreçte askeri olarak dünyada büyük bir gücü oluşturacağının bir nevi farkındadır. Çin, Türkiye’nin aynı zamanda ve hâlihazırda en büyük ikinci ticaret ortağıdır. 2020 yılındaki veriler baz alındığında Türkiye ile Çin arasında 24 milyar dolarlık bir ticaret hacmi bulunmaktaydı. Türkiye-Çin ekonomik ilişkilerinde ve ticari ortaklığında Türkiye açık vermektedir. Türkiye Çin’e mermer, traverten, krom, bakır, kurşun, demir, doğal borat cevherleri, borik oksit ve borik asit ihraç ederken; Çin, Türkiye’ye otomatik veri işleme makineleri, telsiz telefon cihazları, oyuncaklar, görsel işitsel cihazlar ve yolcu ve ticaret gemileri ihraç etmektedir. Türkiye aynı zamanda son dönemlerde Çin’e tarım ve hayvancılık ihracatını arttırmıştır. Çin’in Türkiye’deki yatırımları enerji, lojistik, altyapı, finans ve telekomünikasyon kalemlerine dayanmaktadır. Xiaomi, Oppo ve Vivo gibi Çinli akıllı telefon üreticilerinin yatırımları Türkiye’de önemli kaleme sahip yatırımlardır. Türkiye ile Çin arasında aynı zamanda 2021 tarihinde 3.6 milyar dolarlık swap anlaşması da imzalanmıştır.

Türkiye-Çin ilişkilerinde bir diğer önemli durum ise Çin’in “Kuşak ve Yol Projesi”dir. Dünyanın en büyük ticari ve altyapı girişimlerinden biri olan Kuşak ve Yol Projesi’ni Türkiye desteklemektedir. Çin, Türkiye’nin stratejik öneme sahip konumunun büyük oranda farkında olan bir ülkedir. Aynı zamanda Türkiye’nin konumu itibariyle enerji kaynaklarına da yakın bir bölgededir. Bu durum Çin için önem arz etmektedir. Türkiye ayrıca Orta Koridor Girişimi projesi dahilinde Türkiye’nin karayolları ve demiryollarını Avrupa’ya bağlayan ticaret yolunu Kuşak ve Yol Projesi’ne entegre etmek isteğindedir. Bu doğrultuda Türkiye, Çin’e ihracat trenleri göndermektedir.

Türkiye özellikle ulaşım yatırımlarında da Çin’den büyük oranda yatırım desteği almıştır. Aynı zamanda birçok alanda Türkiye’de Çin yatırımları da bulunmaktadır. Çin aynı zamanda Covid-19 salgısını sırasında Türkiye’ye büyük oranda sağlık yardımında da bulunmuştur.

Sonuç

Türkiye-Çin ilişkilerinin büyük oranda yakınlaşmasına ve ikili ticaretin artmasına kesin gözüyle bakabiliriz. Zira Asya’da büyüyen ve süper güç olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen Çin’e Türkiye son dönemde daha da yakınlaşacaktır. Ekonomik olarak Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir yer edinen Çin’in bunu sürdüreceği de şüphesizdir. Aynı zamanda Türkiye’nin coğrafi ve stratejik konumu Avrupa ve enerji kaynaklarına açılan yol olması hasebiyle Çin için önemli bir yer teşkil etmektedir. İlerleyen yıllarda teknolojik yatırımların, ulaşım yatırımlarının Çinli yatırımcılar tarafından Türkiye’de büyük oranda artacağını da söyleyebiliriz. İlave olarak Türkiye-Çin ilişkileri stratejik iş birliği çerçevesinde ilerlemektedir. Bu da iki ülkeyi yakınlaştırmaya ve ekonomik iş birliklerini arttırmaya yöneltecektir. Fakat aynı zamanda madalyonun öteki yüzünü de unutmamak gerekmektedir. Çin’in Uygur Türklerine karşı yaptığı keyfi muameleler, Türkiye’nin özellikle Çin ilişkilerini etkileyecek noktalardan birini teşkil etmektedir.

Kaynakça

“Türkiye-People’s Republic of China Economic and Trade Relations”, Ministry of Foreign Affairs of the Republic of Turkeyhttps://www.mfa.gov.tr/turkey_s-commercial-and-economic-relations-with-china.en.mfa

Fuat Kabakçı, 50 years on, Turkish-Chinese ties grow stronger, Anadolu Agency, https://www.aa.com.tr/en/economy/50-years-on-turkish-chinese-ties-grow-stronger/2187525

“Turkey and China keep relations on track despite Uighur dispute”, Middle East Eye. https://www.middleeasteye.net/news/turkey-china-uighur-relations-track-despite-dispute

Sıla Kulaksız, “Financial Integration via Belt and Road Initiative: China-Turkey Cooperation”, Global Journal of Emerging Market Economies,  2019,https://journals.sagepub.com/doi/pdf/10.1177/0974910119874632

DEİK, Çin Bilgi Notu, Mart 2023, https://www.deik.org.tr/uploads/cin-bilgi-notu-mart-2023.pdf

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün