Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türkiye’nin Çelik Kubbe Hava Savunma Mimarisi

Türkiye’nin Çelik Kubbe Hava Savunma Mimarisi

Cennet BADAS

TUDPAM Araştırma Asistanı

Çelik Kubbe projesi, Türkiye’nin hava savunma kabiliyetlerinde önemli bir ilerlemeyi temsil etmekte ve ülkenin ulusal güvenlik yaklaşımında yeni bir döneme işaret etmektedir. 6 Ağustos 2024 tarihinde Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) tarafından onaylanan bu kapsamlı sistem, birden fazla hava savunma katmanını uyumlu, ağ merkezli bir mimariye entegre etmeyi; yerli olarak geliştirilen teknolojiden yararlanarak Türkiye’nin savunma sektöründeki stratejik özerkliğini artırmayı amaçlamaktadır. Proje özünde, çeşitli sensörleri, silah sistemlerini ve komuta merkezlerini bir araya getiren birleşik bir savunma ağı kavramını barındırmaktadır. Bu entegrasyon, gerçek zamanlı veri paylaşımını ve analizini kolaylaştırarak farklı operasyonel seviyelerdeki karar vericilerin erişebileceği kapsamlı bir hava resmi oluşturmaktadır. Sisteminin modüler tasarımı, sürekli yükseltmelere ve yeni yeteneklerin kullanılabilir hale geldikçe entegre edilmesine olanak tanımaktadır. Bu uyarlanabilirlik, sistemin hızla gelişen tehditlere karşı geçerliliğini sürdürmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca, yerli geliştirmeye yapılan vurgu, Türkiye‘nin yabancı askeri teknolojilere bağımlılığını azaltmaya yönelik daha geniş stratejisiyle de uyumludur. Çağdaş savunma paradigmaları bağlamında Çelik Kubbe projesi, daha esnek, entegre ve çok katmanlı savunma mimarilerine yönelik eğilimi örneklemektedir. Türkiye, birleşik bir hava savunma ekosistemi oluşturarak, geleneksel hava araçlarından yeni gelişen insansız hava aracı teknolojilerine kadar geniş bir yelpazedeki hava tehditlerini tespit etme, izleme ve etkisiz hale getirme kabiliyetini artırmayı amaçlamaktadır.

Çelik Kubbe projesinin stratejik etkileri ulusal sınırların ötesine geçerek bölgesel güç dinamiklerini ve savunma stratejilerini etkileme potansiyeline sahip olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye bölgesel güvenlik meselelerinde kilit bir oyuncu olarak kendini göstermeye devam ederken, bu tür gelişmiş savunma yeteneklerinin geliştirilmesinin önemli jeopolitik sonuçları olabilir. Sisteminin tüm kabiliyetleri, uygulama takvimi ve operasyonel etkinliğinin daha fazla analiz ve bağımsız doğrulama konusu olmaya devam ettiğini belirtmek gerekir. Her büyük savunma girişiminde olduğu gibi, projenin başarısı da teknolojik olgunluk, entegrasyon zorlukları ve hava tehditlerinin değişen doğası gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.

Çelik Kubbe

HAKİM, ASELSAN tarafından geliştirilen, Çelik Kubbe hava savunma sisteminin beyni konumunda olan, son derece gelişmiş bir komuta kontrol sistemidir. Çeşitli radar ve sensörlerden elde edilen ham verileri, yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmalarıyla birleştirerek anlamlı bir bütün haline getirir. Bu sayede, hava sahasındaki durum hakkında gerçek zamanlı ve doğru bir resim oluşturur. HAKİM, kalman filtreleme, parçacık filtreleme gibi ileri seviye sinyal işleme teknikleriyle, hedeflerin konumlarını hassas bir şekilde belirler ve takip eder. Ayrıca, radar kesit alanı (RCS) tahmini, elektronik destek ölçümleri (ESM) analizi ve elektro-optik (EO) sensör verilerinin füzyonu gibi gelişmiş algoritmaları kullanarak, hedeflerin kimliklerini ve niyetlerini daha doğru bir şekilde tahmin eder. Bu sayede, sistem, tehditlere karşı en uygun savunma stratejilerini belirlemek için gerekli olan kritik kararları hızlı ve güvenilir bir şekilde alır. HAKİM, aynı zamanda, farklı platformlardaki silah sistemlerini entegre ederek, koordineli bir hava savunma ağı oluşturur. Bu da, hava savunma sisteminin genel etkinliğini önemli ölçüde artırır.

Çelik Kubbe Mimarisi’nde, elektronik harp sistemleri bölümünde yer alan İHTAR, GÖKBERK ve ŞAHİN, insansız hava araçları (İHA) ve dron tehditlerine karşı elektronik karıştırma ve yanıltma yetenekleriyle donatılmıştır. İHTAR, düşman İHA’larının GPS sinyallerini bozarak veya sahte sinyaller göndererek onları yanıltabilirken, GÖKBERK daha geniş bir elektronik harp kapasitesine sahip olup hem saldırı hem de savunma amaçlı kullanılabilmektedir. Bu sistemler, elektromanyetik spektrumda üstünlük sağlamak amacıyla düşman radar ve iletişim sistemlerini etkisiz hale getirebilmektedir. Bu yetenekler, Çelik Kubbe’nin elektronik harp kabiliyetlerini üst düzeye çıkarmakta ve sistemin savunma katmanlarını daha da güçlendirmektedir.

KORKUT zırhlı hava savunma sistemi, alçak irtifa hava savunması için tasarlanmış olup, paletli zırhlı araçlar üzerine monte edilmiş 35 mm çift namlulu otomatik toplardan oluşmaktadır. Programlanabilir mühimmat özelliği sayesinde, hedefin mesafesi ve hareketine göre infilak etmek üzere programlanabilmekte ve bu durum, özellikle insansız hava araçları ve füzeler gibi hızlı ve manevra kabiliyeti yüksek hedeflere karşı etkili bir savunma sağlamaktadır. Yangın kontrol sisteminin sağladığı balistik hesaplamalar, atışların doğruluğunu maksimize ederek, hareketli hedeflere karşı etkili bir angajman sağlamaktadır.

Çelik Kubbe Hava Savunma Mimarisi’nin kısa ve orta menzilli hava savunma katmanları, HİSAR A + ve HİSAR O + sistemleri tarafından sağlanmaktadır. Bu sistemler, radyo frekansı (RF) ve kızılötesi (IIR) arayıcı başlıklarla donatılmış olup, elektromanyetik spektrumda farklı dalga boylarında hedef takibi yapabilmektedir. HİSAR A +, 15 kilometrelik bir menzile sahipken, HİSAR O +, 25 kilometreye kadar etkili bir menzilde operasyon yapabilmektedir. Çift modlu arayıcı başlıklar hem elektromanyetik karıştırma durumlarında hem de pasif izleme süreçlerinde hedefe kilitlenme yeteneği sunmaktadır. Özellikle manevra kabiliyeti yüksek hedeflere karşı sağlanan yüksek doğruluk, bu sistemlerin Türkiye’nin kısa ve orta menzilli hava savunma kabiliyetini güçlendiren unsurlar olduğunu göstermektedir.

Çelik Kubbe’nin uzun menzilli hava savunma kabiliyeti ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen, SİPER füze sistemi tarafından sağlanmaktadır. SİPER, yüksek irtifa tehditlerine karşı 100 kilometrenin üzerinde bir menzile sahip olup, çift aşamalı katı yakıtlı füze motoruyla dikkat çekmektedir. Füzenin terminal aşamada kullandığı aktif radar arayıcı başlık, hedefi bağımsız olarak takip edebilmekte ve kinetik öldürme (hit-to-kill) yeteneği sayesinde çarpışma anında yüksek enerjisiyle hedefi imha edebilmektedir. Bu sistem, Türkiye’nin hava savunma kapasitesinde kritik bir boşluğu doldurmakta ve çok katmanlı savunma stratejisinin vazgeçilmez bir parçasını oluşturmaktadır.

Komuta ve Kontrol Merkezleri, Çelik Kubbe Hava Savunma Mimarisi’nin operasyonel etkinliğini sağlayan kritik unsurlardır. CRC (Control & Reporting Center) ve HQ (Headquarters) gibi merkezler, savunma sistemlerinin koordinasyonunu sağlamakta ve sensörlerden gelen verileri analiz ederek tehdit değerlendirmesi yapmaktadır. Bu merkezlerde karar destek sistemleri ve ileri seviye analiz yazılımları kullanılmakta, bu sayede operatörlerin durumsal farkındalığı artırılmakta ve optimal kararlar alınmaktadır. Bu merkezler, sistemin operasyonel esnekliğini ve etkinliğini artırarak, bölgesel ve ulusal güvenlik stratejilerinde önemli roller üstlenmektedir.

Çelik Kubbe’nin haberleşme ve iletişim altyapısı, RADNET ve T-LINK sistemlerle sağlanmaktadır. RADNET, geniş alan ağlarında veri paketlerini güvenli bir şekilde taşırken, yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süresi sunmaktadır. T-LINK ise daha kısa mesafeli ve hızlı veri iletimi sağlayan bir sistemdir. Bu ağlar, şifreleme protokolleri ve veri bütünlüğü kontrolü ile korunmakta, böylece sistemin güvenliği artırılmaktadır. İletişim altyapısının sağladığı bu güvenilirlik, sistemin tüm bileşenlerinin senkronize bir şekilde çalışmasını mümkün kılmakta ve operasyonel etkinliği artırmaktadır.

Teknik yönden son olarak, Çelik Kubbe’nin gelecekteki gelişimi için yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) teknolojilerinin entegrasyonu planlanmaktadır. Bu entegrasyon, tehdit tanımlama, sınıflandırma ve yanıt verme süreçlerinde daha ileri seviye doğruluk ve hız kazandıracak, sistemin tehditlere karşı daha proaktif bir savunma stratejisi geliştirmesini mümkün kılacaktır. Ayrıca, yeni nesil radar ve sensör sistemlerinin entegrasyonu, elektromanyetik spektrumun daha geniş bir bölümünü kapsayacak ve gelecekteki sofistike tehditlere karşı daha etkili bir savunma sunacaktır. Bu modernizasyonlar, Çelik Kubbe’nin NATO ile tam uyumlu hale getirilmesi ve çok uluslu operasyonlarda etkinliğinin artırılması hedeflerini de içermektedir.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün