Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türkiye’nin Terörle Mücadele Stratejilerinde Dış Politika Dinamikleri: İsveç Örneği

Türkiye’nin Terörle Mücadele Stratejilerinde Dış Politika Dinamikleri: İsveç Örneği

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Türkiye, terörle mücadele bakımından hem askerî hem de siyasi açıdan yoğun çabalar sarf eden ve bu noktada bunu uluslararası hukuk içerisinde icra eden bir devlettir. Türkiye sahada terörle mücadele stratejileri yürütürken, özellikle Avrupa’da artan ve Türkiye’yi doğrudan siyasi olarak etkileyen terör tehdidini ise dış politika hamleleri ile yürütmeye çalışmaktadır. Bu durumun en iyi örneğini ise Türkiye-İsveç ilişkileri üzerinde görmemiz mümkündür.

İsveç, özellikle PKK terör örgütünün yoğun olarak yerleştiği ve Türkiye karşıtı propagandasını en rahat yaptığı ülkelerden biriydi; zira İsveç, bu durumu sözde ifade özgürlüğü altında sunmaktaydı. Bunun yanı sıra İsveç’in PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan ilk ülkelerden biri olması da bu durumla büyük bir tezatlık oluşturmaktaydı. Fakat bu durum, özellikle Avrupa’nın güvenliğinin tehlikeye girdiği Rusya’nın Ukrayna’ya işgal girişimi sonrasında değişime uğramaya başlayacaktı; çünkü bu durumda İsveç’in ulusal güvenliği tehdit alındaydı ve tarafsızlık statülerini bozup NATO’ya dahil olma politikası yürütmüştü. Bu süreçte baz alınacak ülke ise Türkiye olmuş ve bundan sonraki süreçte çoğu şey değişmiştir.

Türkiye, özellikle İsveç’in NATO’ya katılım şartını ilk olarak terörün ülkeden sökülüp atılması üzerine bir politika olarak icra etmiş ve bu noktada büyük adımlar beklemiştir. Bu doğrultuda Türkiye, İsveç’te terör yasası çıkarılması noktasında taleplerde bulunmuştur. Böylece İsveç, ilk aşamada bir terör yasasını anayasa değişikliği yaparak hayata geçirmiştir. Terör örgütlerine üyeliğin suç kapsamına alınması hedeflenen yasada, terör faaliyetlerine katılan ve terör örgütleriyle iş birliği yapan kişilere büyük cezalar verilmesi öngörülmüştür. Bu yasa ile Türkiye, PKK terör örgütünün İsveç’te yapılanmasını kırmaya çalışmış ve İsveç ile olan ilişkilerini de geliştirmeye başlamıştır. Zaten İsveç Dışişleri Bakanı Billström, bu noktada PKK’nın İsveç topraklarını bir üs olarak kullandığını belirtmiş ve özellikle ülkede uyuşturucu ticaretini yaygınlaştırdıklarını net olarak belirtmiştir. Bu yasa ile Türkiye, terörle mücadele alanında dış politika dinamiklerini akıllıca kullanmıştır diyebiliriz.

İsveç’te Terör Yasası’nın kabul edilmesi sonrasında Türkiye ile daha fazla koordine olabilmek ve sıcak iletişim için Türkiye’yle bağlantılı dava ve konularda eşgüdümü teminen İsveç tarafından bir irtibat savcısı atanmıştır. Bu, aslında bakacak olursak terörle mücadele kısmında İsveç ile koordinenin arttığını ve İsveç’in bu noktada terörle mücadele açısından Türkiye’ye destek olduğunu ortaya koymaktadır. İsveç, aynı zamanda ülkesindeki PKK yapılanmalarının terör finansmanlarına da el koymuş ve PKK’nın sözde İsveç yapılanmasında ana finansman kaynağı olan sözde Kürt Kızılay’ı oluşumunun banka hesapları kapatılmıştır. Türkiye açısından bu oldukça değerlidir; zira terör örgütü, Avrupa’da edindiği finansman ile Türkiye’ye karşı hain planlarını uygulamaktadır. Bu durumla birlikte Türk dış politikası açısından PKK’nın finansmanın İsveç’te kesintiye uğraması oldukça iyi bir başarıdır diyebiliriz.

Tabii diğer yandan baktığımızda ise İsveç İstihbarat Teşkilatı, İsveç Askerî ve Güvenlik Servisi (MUST) ve İsveç Ulusal Savunma Radyo Kurumunun (FRA) oluşturduğu Terör Tehdidi Değerlendirme Ulusal Merkezi (NCT), 2023-2024 yılları için İsveç’e yönelik terör tehdidini bir rapor hâline getirmiş ve bu noktada PKK terör örgütünün İsveç’te olumlu imaj çizmek ve örgüte eleman kazandırmak için faaliyetlerine devam edeceği öngörülmüştür. Diğer yandan siyasi lobicilik yoluyla uluslararası fırsatları da kullanarak siyasete nüfuz etmeye devam edecek bir yapılanma olacağı raporda özellikle belirtilmiştir. Bu noktada Türkiye ile İsveç arasında NATO çerçevesinde kararlaştırılan güvenlik mekanizmaları toplantıları yapılacak ve bu doğrultuda en önemli meselelerden birini şüphesiz terörle mücadele alanı oluşturacaktır. Özellikle İsveç’in NATO’ya katılımı sonrasında iki ülkenin müttefik yakınlaşmasının daha da geliştirilmesi adına terörle mücadele alanı oldukça değerli ve önemli bir alan olacaktır.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün