Giriş
Türkiye’nin Türkistan bölgesine yönelik politikaları, tarihsel, kültürel ve stratejik bağlantılar nedeniyle uluslararası ışbirliği süreçlerinde çok boyutlu bir önem arz etmektedir. S.B. Kenzhebayev ve A.M. Kussainova tarafından kaleme alınan “The Main Directions of Turkey’s Policy in Central Asia” (L.N. Gumilyov Eurasian National University, Astana, Kazakistan)), makalesinde (2023)[1], Türkiye’nin bağımsızlık sonrası Türkistandevletleriyle olan ilişkilerinin ikili ve çok taraflı formatlarda gelişim süreci ele alınmış, ülkenin bölgede önemli bir jeopolitik oyuncu olarak konumlandığı tartışılmıştır. Söz konusu makale, “Л.Н. Гумилев атындағы Еуразия ұлттық университетінің хабаршысы. Саяси ғылымдар. Аймақтану. Шығыстану. Түркітану сериясы” dergisinin 142. sayısında (№ 1, 2023) yayınlanmıştır.[2] Bu inceleme yazısında, Türkiye’nin bölgedeki dış politikasının temel unsurları ve çıkarları analiz edilerek, makaledeki ana argümanlar eleştirisel bir perspektifle değerlendirilecektir.
Makaleye göre, Türkiye 1990’lardan itibaren “kardeş Türk devletleri” kavramıyla bölgeye yönelik diplomatik ve ekonomik çalışmalarını artırmış, Türkistan ülkeleriyle siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliğini derinleştirmek amacıyla bir dizi strateji izlemiştir (Kenzhebayev & Kussainova, 2023, s. 68). Türkiye’nin bu yöndeki politikaları, Osmanlı döneminden miras kalan kültürel ve dini bağların yeniden canlandırılmasını hedeflemiştir. Bunun yanı sıra, Soğuk Savaş sonrasında bağımsızlıklarını kazanan bu devletlerin ekonomik ve siyasi istikrarını sağlamaya yönelik çabaları, Türkiye’nin bölge ile ilişkilerinde merkezi bir yer tutmuştur. Makale, Pan-Türkizm[3] ideolojisinin bölgedeki etkilerini tartışırken, bu ideolojinin uygulanabilirliği konusundaki eleştirilere de dikkat çekmektedir. Pan-Türkizm, hem etnik hem de siyasi çıkarları birleştirmeyi hedefleyen karmaşık bir ideolojik yapıyı temsil etmektedir (s. 70).
Türkiye’nin Türkistan’daki ekonomik varlığı, enerji altyapılarına yapılan yatırımlar ve ticaret hacmindeki artışla dikkat çekmektedir. Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile kurulan stratejik ortaklıklar, bölgedeki ekonomik bağların derinleşmesine önemli katkı sağlamıştır. Makale, Türkiye‘nin bu ülkelerle toplam ticaret hacminin son 10 yılda %15 oranında artış gösterdiğini belirtmektedir (s. 69). Bununla birlikte, Türkiye’nin ticaret hacmindeki bu artışa rağmen, genel dış ticaret içerisindeki payının görece düşük olması, yeni politikaların gerekliliğine işaret etmektedir. Özellikle, Türkmenistan ve Tacikistan gibi ülkelerde altyapı projelerine odaklanılması, Türkiye’nin bölge ekonomilerine entegre olma çabalarının bir parçasıdır. Bu bağlamda, Şeraton Oteli gibi özel projelerden, Hazar Denizi’ndeki liman yenileme projelerine kadar çeşitli yatırımlar öne çıkmaktadır (s. 71). Türkiye’nin ayrıca, Türk Konseyi gibi kurumsal platformlar aracılığıyla bölgesel ekonomik entegrasyona katkı sağladığı belirtilmektedir.
Makale, Türkiye’nin “Büyük Turan” projesiyle bölge ülkelerini askeri ve siyasi bir birlik çatısı altında birleştirme stratejisini incelemektedir. Azerbaycan ile gelişen askeri işbirliği, Karabağ savaşı sırasında Türkiye’nin desteği ve sonrasında artan siyasi bağlar bu hedefin bir parçası olarak değerlendirilmektedir (s. 72-73). “Tek Millet, Beş Devlet” sloganı, bölgedeki Türk dili konuşan devletler arasında bir birliktelik ruhu yaratmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte, böyle bir projenin uluslararası arenada yaratabileceği riskler de vurgulanmaktadır. Özellikle Rusya’nın bölge üzerindeki etkisini kaybetme kaygısı, Türkiye’nin bu stratejisini dikkatli bir şekilde yürütmesini gerektirmektedir. Hazar ve Volga koridorlarının jeostratejik önemi, Türkiye’nin bu bölgelerdeki etkinliğini artırmaya yönelik çabalarıyla desteklenmektedir (s. 74). Makale ayrıca, bu projenin sadece bir jeopolitik hamle olmadığını, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir entegrasyon stratejisi olduğunu da belirtmektedir.
Sonuç
Kenzhebayev ve Kussainova’nın (2023) çalışması, Türkiye’nin Türkistan’daki dış politikasına ilişkin çok boyutlu bir perspektif sunmakta ve bölgenin ülke için stratejik önemini vurgulamaktadır. Ancak, bu politikaların bölge ülkeleri tarafından nasıl algılandığı ve uygulanabilirliği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Pan-Türkizm gibi ideolojilerin pratiğe dökülmesinde karşılaşılan zorluklar ve bölge halkları arasındaki farklılıkların etkisi, Türkiye’nin uzun vadeli stratejileri için önemli çıkarımlar sağlayabilir. Bununla birlikte, ekonomik ve siyasi iş birliğinin kurumsal bir temele oturtulması, Türkiye’nin bölgede uzun vadeli varlığını sağlamak için kritik bir adım olarak görülmektedir. Türkiye, Türkistan ülkelerini komşularıyla dostane ilişkiler geliştirmeye teşvik etmektedir. Ancak, bu ilişkilerin geliştirilmesinin, aralarındaki mevcut sorunların aşılmasının veya çözülmesinin, onların istikrarı ve ekonomik refahı için temel bir unsur olduğu unutulmamalıdır.
Kaynakça
Шаикова A., Дронзина T., & Жолдасбекова A. (2023). «Бір белдеу, бір жол» бастамасы: Орталық Азия елдерінде жобаны жүзеге асыру бойынша салыстырмалы талдау. Л.Н. Гумилев атындағы Еуразия ұлттық университетінің хабаршысы. Саяси ғылымдар. Аймақтану. Шығыстану. Түркітану сериясы, 142(1), 251–263. Retrieved from https://bulpolit.enu.kz/index.php/main/article/view/122
[1] https://bulpolit.enu.kz/index.php/main/issue/view/24
[2] https://bulpolit.enu.kz/index.php/main/article/view/103
[3] Bu ve benzeri terimler, makale içerisinde kullanıldığından dolayı değiştirilmeden aktarılmıştır.
Fotoğraf: Anadolu Ajansı