Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Mavi Vatan Doktrini ve Türkiye İçin Önemi: Stratejik Bir Değerlendirme

Mavi Vatan Doktrini ve Türkiye İçin Önemi: Stratejik Bir Değerlendirme

Büşra Erbil

TUDPAM Uzmanı

Türkiye, deniz yetki alanlarında haklarını korumak ve jeopolitik çıkarlarını güvence altına almak amacıyla “Mavi Vatan Doktrini”ni uygulamaya koymuştur. Bu doktrin, Türkiye’nin Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını uluslararası hukuka uygun şekilde belirleme, koruma ve savunma prensibini temel alır. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Türkiye’yi denklemin dışına itme çabalarına rağmen, Türkiye gerek diplomasi yoluyla gerekse askeri caydırıcılıkla bölgedeki meşru haklarını muhafaza etmeye devam etmektedir.[1]

Mavi Vatan Doktrini’nin kökenleri, Osmanlı Devleti’nin denizcilik politikalarına kadar uzanmaktadır. Osmanlı, Akdeniz’deki hâkimiyetini Barbaros Hayreddin Paşa gibi denizcilerle güçlendirmiş ve bölgedeki ticaret yollarını kontrol etmiştir. Cumhuriyet döneminde ise denizcilik, stratejik bir unsur olarak değerlendirilmiş ancak 20. yüzyılın büyük bir bölümünde kara odaklı bir savunma anlayışı benimsenmiştir. 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin deniz güvenliği politikaları değişmiş ve Mavi Vatan kavramı ön plana çıkmıştır.[2]

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) dayanır. Türkiye, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) haklarını, uluslararası hukuka uygun olarak belirlemekte ve savunmaktadır. Ancak, Türkiye bu sözleşmeye taraf olmamakla birlikte, bölgedeki haklarını uluslararası mahkemelerde de dile getirmiştir. Yunanistan’ın maksimalist talepleri (örneğin Meis Adası’nın kıta sahanlığı iddiası), uluslararası hukuka aykırı olup Türkiye tarafından reddedilmektedir.[3]

“Türkiye’nin deniz yetki alanlarındaki koruma kararlılığının göstergesi olarak 2019 yılında uygulamaya koyduğu, Türkiye tarafından genel kabul görmüş, onaylanmış bir yaklaşım ve hareket tarzı olması yönüyle bir doktrindir. Bu kapsamda Libya ile 27 Kasım 2019 tarihinde Libya’nın Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması imzalanmıştır.[4]

Mavi Vatan Doktrini’nin Temel Stratejik Hedefleri; Egemenlik Haklarının Korunması: Türkiye, kıta sahanlığı ve MEB’deki haklarını koruyarak ulusal güvenliğini sağlamaktadır. Enerji Kaynaklarının Güvence Altına Alınması: Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervleri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı açısından stratejik öneme sahiptir. Bölgesel Güç Dengesi ve Jeopolitik Etki: Türkiye, Libya ile yaptığı deniz yetki anlaşması gibi adımlarla bölgesel dengeleri kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır. Uluslararası İş Birlikleri ve Alternatif Stratejiler: Türkiye, Azerbaycan, Libya ve Pakistan gibi ülkelerle askeri ve ekonomik iş birlikleri yaparak stratejik avantaj elde etmektedir.[5]

İcra edilen deniz tatbikatları Mavi Vatan Doktrini’nin uygulandığını göstermektedir. Doktrinin özü Türkiye’nin denizler üzerinde sahip olduğu alanı korumak olduğundan bu alanlar mavi vatan olarak adlandırılmıştır.”[6]

Aynı zamanda, Doğu Akdeniz’de enerji jeopolitiği, Bölgede keşfedilen enerji rezervleri, birçok ülkenin dikkatini çekmiştir. İsrail, Mısır ve Yunanistan, enerji projeleri geliştirirken, Türkiye bu süreçte dışlanmaya çalışılmıştır. Ancak Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşma ve kendi sondaj gemileriyle enerji arama faaliyetlerini sürdürerek bu denklemin dışında kalmamıştır. Yunanistan ve GKRY, Türkiye’yi AB ve ABD desteğiyle izole etmeye çalışmıştır. Ancak, AB içindeki görüş ayrılıkları nedeniyle bekledikleri desteği tam anlamıyla alamamışlardır. Ayrıca, Yunanistan’ın maksimalist deniz yetki talepleri uluslararası hukuk açısından zayıf temellere dayanmaktadır.

ABD, AB, Rusya ve Çin’in Doğu Akdeniz’deki politikaları, Türkiye’nin bölgesel hamlelerini doğrudan etkilemektedir. ABD, Yunanistan’ı desteklerken Türkiye ile ilişkilerini dengelemeye çalışmaktadır. AB ise iç ayrışmalar nedeniyle net bir politika geliştirememektedir. Rusya ve Çin ise enerji ve ticaret yolları açısından bölgeye stratejik ilgi göstermektedir.[7]

“Doktrin, NATO’nun sözlüğünde “askerî güçlerin, hedeflerine ulaşmak için uygulamaya koyduğu eylemlere yön veren temel ilkeler” anlamıyla karşımıza çıkmaktadır. Doktrin; hedefleri elde etmek maksadıyla gerekli faaliyetlerin nasıl yapılması gerektiğini ortaya koyan, analiz edilmiş teori ve tecrübelerdir. Genel kabul görmüş, onaylanmış yaklaşım ve hareket tarzlarını içermektedir. Politika ile temel farkı politikanın değiştirilemez olmasına karşın doktrinin emredici ve muhakemeye açık olmasıdır.”[8]

Mavi Vatan Doktrini, Türkiye’nin deniz yetki alanlarındaki çıkarlarını koruma ve bölgesel jeopolitik dengeleri Türkiye lehine çevirme açısından kritik bir stratejik hamledir. Yunanistan ve GKRY’nin maksimalist talepleri, AB içindeki ayrışmalar nedeniyle bekledikleri sonucu vermezken, Türkiye’nin kararlı duruşu bölgesel denklemi değiştirmektedir.[9]

Türkiye, bu süreçte şu stratejileri önceliklendirmelidir:

  • Diplomatik kanalları açık tutarak uluslararası hukuku etkin şekilde kullanmak,
  • Bölgesel ittifaklarını güçlendirmek ve enerji projelerinde yeni iş birlikleri geliştirmek,
  • Askeri caydırıcılığını koruyarak bölgedeki statükonun Türkiye aleyhine değişmesini engellemek,
  • AB ve ABD’nin Yunanistan ve GKRY üzerindeki taraflı tutumlarını dengeleyici politikalar geliştirmek.

Bu stratejiler doğrultusunda, Türkiye’nin Mavi Vatan kapsamındaki hak ve menfaatlerinden taviz vermesi mümkün değildir. Bölgedeki barış ve istikrar, Türkiye’nin haklarının göz ardı edilmeden sağlanabilecektir. Türkiye, ulusal çıkarlarını her koşulda koruyacak kapasiteye sahip olup, diplomasi ve caydırıcılık dengesini koruyarak Doğu Akdeniz’de uzun vadeli bir çözümün parçası olmaya devam edecektir.

Kaynakça

[1] İsmail Şahin, Türkiye’nin Denizcilik Doktrini: Mavi Vatan, Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2021 Raporu, s.5

[2]Cihat Yaycı, Mavi Vatan Doktrini İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2022,

[3]Cihat Yaycı, Mavi Vatan Doktrini İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2022

[4] Erdal Aydın, Mavi Vatan, Gök Vatan ile Siber Vatan Söz Öbeklerinin Anlamları ve Oluşturulma Yöntemleri, The Journal of Turkic Language and Literature Surveys, 2022, 7(3), s.169.

[5]Cihat Yaycı, Mavi Vatan Doktrini İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2022, s.100.

[6] Erdal Aydın, Mavi Vatan, Gök Vatan ile Siber Vatan Söz Öbeklerinin Anlamları ve Oluşturulma Yöntemleri, The Journal of Turkic Language and Literature Surveys, 2022, 7(3), s.169.

[7]Cihat Yaycı, Mavi Vatan Doktrini İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2022, s.112.

[8] Erdal Aydın, Mavi Vatan, Gök Vatan ile Siber Vatan Söz Öbeklerinin Anlamları ve Oluşturulma Yöntemleri, The Journal of Turkic Language and Literature Surveys, 2022, 7(3), s.172.

[9] İsmail Şahin, Türkiye’nin Denizcilik Doktrini: Mavi Vatan, Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2021 Raporu, s.6

Cihat Yaycı, Mavi Vatan Doktrini İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2022

Erdal Aydın, Mavi Vatan, Gök Vatan ile Siber Vatan Söz Öbeklerinin Anlamları ve Oluşturulma Yöntemleri, The Journal of Turkic Language and Literature Surveys, 2022, 7(3), (ss.167-178)

İsmail Şahin, Türkiye’nin Denizcilik Doktrini: Mavi Vatan, Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2021 Raporu

Onur Şen, Cansu Açıkgöz, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’i Güvenlikleştirme Üçgeni: Söylemler, Görseller, Eylemler, Alternatif Politika, 2022, 14 (1): (ss.142-175).

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün