Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 19 Ekim 2024 tarihinde Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş ve bu görüşmede birçok gündem başlığı tartışılmıştır. Scholz hükûmetinin göreve başladığı günden itibaren Türkiye ile dengeli ilişki metodu yürüttüğü ve kapsamlı iş birlikleri noktasında birlikte çalıştığı söylenebilir; fakat farklı alanlarda farklı düşüncelerin ve politikaların olması iki ülke arasında gerilimler de yaşatmaktadır.
Göç Sorunu
Türkiye ile Almanya arasındaki en önemli meselelerden birini göç sorunu oluşturmakta ve iki ülke, sıkı bir şekilde birlikte çalışmaktadır. Almanya, özellikle Türkiye’nin göç sorununu göğüslemesini takdir etmekte ve Avrupa Birliği içerisinde Türkiye ile olan göç anlaşmalarının genişletilmesi çağrısında bulunmaktadır. Bu durum, Almanya açısından özellikle iç politika meseleleri arasında en büyük gerilimleri oluşturmakta ve Almanya bu noktada Türkiye ile daha fazla yakınlaşma içerisinde bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle Suriye ve Lübnan’dan gelecek olan mültecilere kapının açık olduğunu söylemesi de Avrupa’nın göç güvenliğini Türkiye’nin üstlenmeye devam edeceğini göstermektedir. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileri açısından da çok önemlidir diyebiliriz.
Rusya-Ukrayna Savaşı
Savaşın başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden beri Almanya, Avrupa’nın güvenliği için Ukrayna’ya mali ve askerî desteğini sürekli arttırmaktadır. Avrupa güvenlik çemberi içerisinde özellikle Türkiye’nin yer alması ise Almanya için çok önemlidir diyebiliriz; zira Rusya’nın Avrupa’ya yönelik artan tehditleri, Türkiye’nin arabulucu rolü ve askerî gücü açısından oldukça önemlidir. Almanya, Ukrayna’da savaşın bitirilmesi adına Türkiye’yi önemli bir ortak olarak görmeyi sürdürecektir. İlaveten Almanya, bu savaşta bir taraf olarak yer almayacağını garanti olarak gösterse de Rusya’nın barış tekliflerinin kabul edilebilir olmadığını da söylemektedir. Ukrayna’nın doğu bölgesinden askerlerini çekmesi ve NATO talebinden vazgeçmesi ise zaten Ukrayna’nın bağımsızlığını sürdürmesi açısından imkânsızdır. Bu durumda kısa vadede bir barış görüşmesinden söz etmek mümkün değildir.
Terörle Mücadele
Almanya, terör örgütü PKK ve FETÖ’nün âdeta bir sığınağı konumunda olan bir ülkedir ve bu durum, Türkiye ile olan ilişkileri gerginleştirme noktasında bir sorun oluşturmaktadır. Almanya İç İşleri Bakanlığı ve Anayasayı Koruma Teşkilatı raporlarında örgüt mensubunun sayılarında sürekli bir artış olduğunu belirtilmektedir. PKK, özellikle Almanya’yı daha çok bir dinlenme ve geri çekilme yeri olarak görmektedir. Bu durum, Almanya’nın güvenliği açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Terör örgütünün her yıl takipçilerinden milyonlarca avro toplaması, toplanan paraların örgüt idaresinde ve Avrupa’da propaganda amaçlı kullanılması, Almanya idari birimlerinin raporlarında gözükmektedir. Bu raporlarda özellikle şiddetin PKK ideolojisi için stratejik bir unsur olmaya devam ettiğinin belirtilmesi önemli bir noktadır. İkili görüşmede en önemli meselelerden biri bu konu olmuş ve iki ülke, terör sorununda birlikte hareket etmeyi ve ortak mücadeleyi kararlaştırmıştır.
Ekonomi
İçerisinde bulunduğumuz bu yıl, Türkiye-Almanya ilişkilerinde önemli bir yere sahiptir. Bu yıl iki ülke, dostluk anlaşmalarının 100. yılını kutlamaktadır. İki ülke arasında ekonomik gelişmeler de oldukça önemli bir gündem maddesidir; zira Türkiye, hâlihazırda en yüksek ihracatı Almanya ile yapmaktadır. Türkiye ile Almanya arasında ticaret hacmi ise 50 milyar dolara ulaşmış vaziyettedir. İkili ticaret hedeflerinde amaç 60 milyar doları yakalamak olacaktır.
Eurofighter Typhoon
Türkiye ve Almanya arasındaki savunma iş birliği, NATO müttefikliğine dayanan stratejik bir derinliğe sahiptir diyebiliriz. Son yıllarda ilişkilerde farklı konularda gerginlik yaşansa da savunma boyutu önemli alanlardan birini oluşturmuştur. Türkiye ve Almanya’da savunma kapasitelerini geliştirme adına yeni projeler üzerinde iş birliği fırsatları hep olmuştur. Eurofighter; Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya tarafından ortaklaşa geliştirilen çok rollü dördüncü nesil savaş uçağıdır. Hem hava üstünlüğü hem de kara hedeflerine saldırı için tasarlanmış bu uçak, yüksek manevra kabiliyeti, gelişmiş radar ve silah sistemleri ile donatılmıştır. NATO ülkeleri ise bu savaş uçağını yaygın olarak kullanmaktadır. Türkiye hava kuvvetleri modernizasyonu çerçevesinde yeni nesil savaş uçaklarına ihtiyacı F-35 programından çıkarılması ile birlikte acil bir hâl almıştır. Türkiye, F-16 modernizasyonu ve yerli savaş uçağı projesi MMU programıyla açığı kapatmaya çalışsa da kısa vadede gelişmiş bir savaş uçağı ihtiyacı söz konusudur. Rusya-Ukrayna savaşının değiştirdiği jeopolitik dengeler, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımına onay verilmesi sonrası ABD ve diğer müttefiklerin silah satışındaki kısıtlamaları kaldırması sonucunda Eurofighter satışının Türkiye ile ilişkilerde yeni bir başlangıç oluşturması beklenmektedir. Bu görüşmede özellikle savunma sanayi alanında iş birlikleri ve savaş uçağı noktasında belirli bir rota çizilmiştir diyebiliriz. Yakın zamanda bu noktada bir anlaşma sağlanabilir.
İsrail’in Bölgede Savaşı Yayma Planları
Almanya, 7 Ekim sonrasında özellikle İsrail’i her açıdan desteklemiş ve silah sevkiyatını azaltmadan sürdürme politikası uygulamıştır. Türkiye-Almanya ilişkilerinin farklı konularından birini oluşturan ve iki ülkenin aynı fikirde olmadığı noktalardan birini meydana getiren İsrail meselesi, bu görüşmede açıkça dile getirilmiştir. Türkiye, özellikle bu noktada İsrail’in bölgede savaşı yayma planları olduğunu, açıkça bir soykırım uygulandığını, bu doğrultularda Türkiye’nin de hedef olarak görüldüğünü düşünmektedir. Almanya ise bu noktada Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmekte ve İsrail’in bölgede yaptığı tüm olayları meşru olarak kabul etmektedir; fakat bunların yanında acil ateşkes ve iki devletli çözüm önerisi de sunmaktadır. İsrail’in askerî operasyonlarını kısa vadede bitirmeyeceğini düşünürsek Türkiye ve Almanya ilişkilerinde bu görüş farklılığı ortadan kalkmayacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye-Almanya ilişkilerinin gelişimi açısından oldukça önemli bir görüşme yaşansa da belirli konularda iki ülkenin anlaşması zor görünmektedir. Türkiye, özellikle göç sorunu noktasında Almanya ile ilişkilerini sıcak tutabilirken İsrail konusunda büyük ayrımlar söz konusudur. Bu durum iki ülke arasındaki görüş farklılıklarının sürekli olduğunu göstermektedir. Fakat bu durum, Rusya-Ukrayna savaşının etkisi ile de savunma noktasında olmayacaktır diyebiliriz; zira Avrupa’nın güvenlik çemberi Türkiye olmadan veya Türkiye ile anlaşmadan çizilemez.