Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Dil Birliğinde Büyük Adım: Türk Dünyası Ortak Alfabe Çalışmaları

Dil Birliğinde Büyük Adım: Türk Dünyası Ortak Alfabe Çalışmaları

Mehmet Gökhan Özçubukçu

TUDPAM Genel Koordinatörü

Türk Cumhuriyetleri “Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş” sürecini tamamlıyor. Alfabesini değiştirmeyen tek ülke ise Kırgızistan. Peki alfabe değişikliğinin stratejik önemi nedir?

Kazakistan’da “Türk Devri” temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süredir üzerinde çalışılan ‘‘ortak Türk alfabesi’’ ile ilgili değerlendirmeleri heyecan yaratmıştı. Türk dünyasının ortak dil, kültür ve tarihe dayalı beşerî ilişkilerini artırmak ve yükseköğretim alanında iş birliğini güçlendirmek için çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “Özellikle birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi ortadadır. İlk adım alfabe birliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda Cumhurbaşkanlarının desteği çok önemli. Yükseköğretim Kurulumuz tarafından, sekretaryamıza iletilen önerilerin siz değerli kardeşlerim tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Ortak Türk Alfabesi ile ilgili ilk girişimler 1991 yılında hayata geçmeye başlamıştı. Türk dillerindeki asli sesleri esas alan sistem üzerindeki çalışmalar, o zamanki adı ‘‘Türk Şurası’’ olan ‘‘Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İş birliği Kurultayı’’nda devam etti. 21-23 Mart 1993 tarihlerinde Antalya’da yapılan toplantıda, Türk Cumhuriyetlerinin alfabelerine Q, X, W, ?, Ä harflerinin eklenmesi ortak karar olarak kabul edildi. Devam eden çalışmalarda bu alfabe esas alınırsa, Türk dünyasının önemli bir bölümünde 34 harfli bir alfabe yürürlüğe girmiş olacak.

Sovyetler Birliği bünyesindeki Türk topluluklarının alfabelerini ortak bir yazı sistemiyle Latin alfabesine dönüştürmek amacıyla 1930’lu yılların başında oluşturulan Ortak Türk Alfabesi, aslında bu alanda yapılan girişimlerin temelini oluşturuyor.  Sibirya’daki Türk boylarından biri olan Sahalar, 1917 yılında Türk dünyasında Latin alfabesini ilk kullananlar olmuştu. Aynı bölgede Tuvalar da uzun süre Moğol alfabesini kullanmış ve 1930 yılında Latin alfabesine geçmiştir. Ancak Tuvalar daha sonra Kiril alfabesini benimsediler.

Azerbaycan ve Türkmenistan’ın alfabe değişikliğini kabul etmesi ve uygulamaya koymasında uzun yıllardır Latin alfabesini kullanan Türkiye’nin önemli bir rol model olmuştu. Dil bilgisi kuralları ve kelime hazinesi bakımından birbirine çok yakın olan Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Gagavuz Türkçesinin Latin alfabesi ile yazılmaya başlanması ortak bir alfabe için önemli bir zemin oluşturuyor.

Alfabe üzerindeki çalışmalar devam ederken, bu konuda daha önce yapılan öneriler ve girişimler nasıl bir alfabenin ortaya çıkabileceği konusunda önemli fikirler veriyor. Kazakistan’ın dil politikasına ilişkin yeni devlet programı, Kazak dilini Latin alfabesi temelinde modernize etmeyi amaçlıyor. Kazakistan’ın benimseyeceği alfabeye Türkiye’de kullanılan 29 harfe ek olarak 34 harfli ortak Türk alfabesinden “Ä ä”, “Ñ ñ”, “Q q”, “X x”, “W w” harflerini de ekleyebileceği belirtiliyor.

Türk Devletleri Teşkilatı himayesinde, Türk Dil Kurumu ve Uluslararası Türk Akademisi iş birliğinde düzenlenen “Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu Birinci Toplantısı” 28-29 Mayıs 2023 tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilmişti. Dört oturumdan oluşan toplantının açılış konuşmasını Türk Akademisi Başkanı Şahin Mustafayev yaptı. Mustafayev, Latin alfabesine dayalı ortak bir alfabe konusunun 1926’daki Bakü Türkoloji Kongresi’nden bu yana devam ettiğine dikkat çekti. Toplantıda konuşan Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Kanat Tumysh, kardeş ülkeler arasında ortak Latin alfabesinin kullanılmasının ikili ilişkileri ve yatırımları geliştireceğini vurguladı. Toplantının ilk oturumunda kardeş ülkeler arasında ortak alfabe birliğinin sağlanması ve devletlerin dil politikaları ele alındı. İkinci oturumda Ortak Türk Alfabesi Komisyonu’nun görevleri ve çalışma esasları görüşüldü. Üçüncü oturumda ise ortak alfabenin geliştirilmesine yönelik yol haritası görüşüldü. Son oturumda ise toplantının sonuç bildirgesi kabul edildi.

Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu 2. Toplantısı Bakü’de Yapıldı

Türk Devletleri arasındaki iletişimi güçlendirmek, halklar arasında etkileşim ve sosyalleşmenin önünü açmak amacıyla uzun süredir üzerinde çalışan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu, 2. toplantısını Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirdi. Türkiye Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şahin Mustafayev’in başkanlığını yaptığı toplantıya, Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. İsa Habibbeyli, Azerbaycan Atatürk Merkezi Başkanı Nizami Caferov ile Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bilim insanları katıldı. Türk Dil Kurumu (TDT) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert’in de katıldığı toplantıda, Türk dünyasında ortak alfabe alanında yapılan çalışmalar ele alınırken, ortak alfabeye yönelik eylem planının belirlenmesi görüşüldü.

Toplantıda ortak terminoloji bilgileri, Latin harflerine dayalı ortak alfabe geçişleri, kültürel ve pratik sonuçlar değerlendirildi. 1920’li yıllara kadar Türk dünyası alfabe birliğine sahipti. 1926 tarihinde Bakü’de düzenlenen I. Türkoloji Kongresi’nde bu konu görüşülmüş ve Latin alfabesine geçilmesi kararı alınmıştı. Türk dünyası için kültürel birliğin ilk vazgeçilmez şartı alfabe birliğidir. Bunu Sovyetler Birliği de çok iyi biliyordu ve 1930’lu yıllarda Türk Cumhuriyetleri alfabelerini değiştirerek farklı Kiril alfabelerine kavuştular. Böylece Türk dünyasının alfabe birliği yeniden bozuldu.

Ortak alfabeye ilişkin güncel sorunların çözümüne yönelik fikirler geliştiren 2. toplantıda ortaya çıkan öneriler doğrultusunda ortak alfabeye ilişkin eylem planı ortaya konuldu. Ortak terminoloji alanında geçmiş çalışmalar değerlendirilerek terminoloji alanında yürütülen projeler tanıtılarak ortak terminoloji alanında atılacak adımlar belirlendi. Ayrıca “Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu Görev ve Çalışma Esasları” isimli belgede ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılması da görüşüldü. İlgili uzmanların değerlendirmeleri, öne sürdükleri fikirler ve yapılan tartışmalar neticesinde, katılımcı ülkelerin ilgili kurumlarına ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanlığına sunulmak üzere Komisyon üyeleri oy birliğiyle “Sonuç Bildirgesi” hazırladı.

Özetle, Ortak bir edebi dile giden yol, ortak bir alfabeden geçer. Ortak alfabe sorununu bir an önce çözebilirsek ortak bir edebi dile yönelik ciddi adımlar atmaya başlayacağız. 1991’den 2023’e kadar 32 yıl boyunca konunun yeniden gündeme gelmesi bu açıdan büyük önem taşıyor. Bu nedenle Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ‘‘Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu’’nun kurulması ve ilk toplantısının 28-29 Mayıs 2023’te Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılması da önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Türk Devletleri Teşkilatı’nın ortaya koyduğu ‘‘Türk Dünyası 2040 Vizyonu’’nda üye ülkelerde alfabe ve terminoloji birliğinin sağlanması ve daha güçlü bir iletişimin ortaya çıkması için kapasitenin geliştirilmesinden bahsediliyor.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün