Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Enerji Bağlamında Türkiye – Rusya İlişkileri

Enerji Bağlamında Türkiye – Rusya İlişkileri

Mustafa Metin KAŞLILAR

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Luhansk ve Donetsk bölgelerinin Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından tanınması ve 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı ‘Askeri Operasyon’ ilan etmesiyle Rusya adeta dünyadan tecrit edilerek uzaklaştırılmıştı. Bunun sonuçları Rusya için ekonomik yaptırımlar ve Ukrayna’ya verilen büyük destekler oldu. Rusya ekonomik yaptırımların etkisinden kısa süre içinde çıksa da Ukrayna’ya verilen mali ve askeri destekler Rusya için savaşın uzamasına ve planlarının da ileri bir tarihe ertelenmesi manasına geliyordu. Bu yaptırımlara karşı Rusya elinde büyük bir koz olarak tuttuğu kartı ortaya koymuştu. Bu da tabii ki enerji kartı oldu. Rusya Avrupa’ya verilen doğal gazda düşüşe giderek karşı yaptırımı ortaya koydu. Bundan en çok etkilenen Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Almanya ve Macaristan oldu. Çünkü Rusya’ya enerji bakımından fazlasıyla bağımlılar.

Türkiye ise savaşın başından beri Rusya’ya karşı yaptırım uygulamaktan çekindi ve ayrı bir yol ortaya koyarak iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözmeye çalıştı. Bugün baktığımız zaman Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) içinde Rusya ile diyalog kurabilen tek ülke Türkiye kalmıştır. Türkiye’nin savaşın başından beri arabuluculuk rolünde savaşı iki taraf arasında bitirmeye çalışması hem Ukrayna nazarında hem de Rusya nazarında önemli hamleler olduğu şüphesizdir. Bugünlerde bu diplomasi trafiği NATO ve AB ülkeleri tarafından dahi takdir edilen bir durum.

Savaşın başından beri korunan diyalog Türkiye-Rusya ilişkilerine hız kazandırdı ve ikili iş birlikleri arttı. Bunun en önemli kanıtı Türkiye’nin sadece yıl ortalamasında dahi Rusya’dan ithalatının artması gösterilebilir. İkili diyalogların sıklaşması ve gelişmesi Rusya’nın bölgede güvenebileceği ve çıkarlarının oluştuğu tek ülkenin Türkiye kalması da önemli bir gelişme olarak gösterilebilir. Rusya- Türkiye ilişkilerinin gelişmesinin bir sonucu olarak da Rusya’nın enerji potansiyeli ve pazarını tamamen Türkiye üzerinden düşünmesi oldu. Fakat son dönemlerde her ne kadar ‘Tahıl Krizi’ni çözen ve Rusya ile diyalog kurabilen bir diplomasi içinde olsa da Türkiye bu yakınlaşmadan dolayı AB ve ABD’den tepki görüyor. Yaptırımlara katılması konusunda her ne kadar çağrıda bulunuluyor olsa da Türkiye’nin yakın zamanda uygulamayacağı açıktır. Türkiye-Rusya ilişkilerinde temel bağlamın enerji olduğu göz önünde tutulduğunda bir süre sonra Türkiye’nin enerji merkezi olması şüphesiz hale gelecektir. Rusya ile Türkiye arasında süren Akkuyu Nükleer Tesisi anlaşması süratle devam ederken, Rusya Gazprom aracılığıyla Türkiye’de bir doğal gaz merkezi açmak istediğini açıkladı. Putin, doğal gaz merkezi fikrini sürekli şekilde dile getirerek aslında Türkiye üzerinden Avrupa’ya Rus gazını pazarlayıp yaptırım öncesi bir pazara dönmek istemekte olabilir. Fakat Türkiye açısından baktığımız zaman hem kendi doğalgaz ihtiyacı için hem de bir enerji merkezi olması açısından bu kararlar çok önemlidir.

Sonuç olarak Rusya elindeki enerji kartını Avrupa’nın uzun süre zarfında bu enerjiden vazgeçemeyeceğini bildiği için Türkiye üzerinden en azından bu gaza hala muhtaç olduklarını göstermeyi amaçladığını düşünebiliriz. Türkiye açısından hem ekonomik ve hem de merkez ülke olmak ise özellikle çok önemli bir konu. Bu da Türkiye-Rusya ilişkilerini en azından enerji bağlamında bir ortak yapmaya yetecektir. Fakat Türkiye bir NATO ülkesi olduğunu unutmamalı ve uzun vadede Rusya’dan ne kadar çıkar elde edeceğini iyi hesap etmelidir aynı zamanda dengeyi iyi korumalıdır. Yoksa kısa vadede büyük kazanımlar elde etmiş olsa da uzun vadede Batı ile ilişkilerine zarar getirebilme olanağı da yüksektir.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün