Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Finlandiya ve İsveç’in NATO Süreci ve Kilit Aktör: Türkiye

Finlandiya ve İsveç’in NATO Süreci ve Kilit Aktör: Türkiye

Alperen BAĞATIR

Bursa Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler

Giriş

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya düzenlediği ve hâlen devam eden askeri operasyonu Rusya’ya yakın birçok ülkenin Rusya’dan uzaklaşmasına sebep olmuş, özellikle Finlandiya ve İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) girme isteğini tetiklemiştir. Herhangi bir askeri örgüte resmî üyeliği bulunmayan ve genel olarak ‘Tarafsızlık Politikası’ tutumunu sürdüren iki İskandinav ülkesi, ilerleyen ve her gün daha da kayıpların arttığı bu askeri operasyon sonucunda NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuş, kısa zamanda büyük ilerleme kaydetmiştir. Fakat başvurularından bu yana 11 ay geçmesine rağmen Türkiye ile ortak bir paydada buluşamadıkları için iki ülke de henüz NATO’ya resmi olarak üye olamamıştır.

Türkiye’nin isteklerini tam olarak yerine getirmeyen iki İskandinav ülkesinin, NATO’ya üye olmaları gün geçtikçe daha da zorlaşmakta ve üye olma yolu gitgide çıkmaza ilerlemektedir.

Tarafsızlık Kavramı

Tarafsızlık kavramı, bir dış politika stratejisidir ve savaş kavramı ile tarih boyuncu paralel olarak gelişim göstermiştir. Tarafsızlık kavramı kısaca; bir devletin diğer devletler arasındaki savaşa katılmama, savaştaki devletlerden birine savaşa etki edecek şekilde yardımda bulunmama, kendi üs ve topraklarını savaştaki bir devlete tahsis etmeme durumudur. Tarafsızlık ilkesini benimseyen ülkeler, siyasi ve ekonomik iş birliği örgütlerine dahil olabilmekte (ör.; Ekonomik İş Birliği Teşkilatı, Afrika Ekonomi Topluluğu, Avrupa Birliği vs.) fakat herhangi bir askeri ittifakın bulunduğu bir örgüte dahil olamamaktadır. (ör.; NATO, KGAÖ, vs.).

İsveç, Soğuk Savaş döneminde tarafsızlığını korumuş fakat Soğuk Savaş sonrası dönemde tarafsızlık ilkesinden vazgeçmiştir. Rusya’nın Kırım’ı 18 Mart 2014 tarihinde ilhak etmesi ile her iki ülkede de tehdit algılamaları artmış ve İsveç, NATO ile yakın ilişkilere girmeye başlamıştır.

Finlandiya, Soğuk Savaş’ın son dönemlerinden itibaren Batı ile ilişkilerini geliştirmek istemiş ve bu hareketle 1995 yılında Avrupa Birliği’ne katılmıştır. Aynı zamanda Finlandiya, NATO ile Barış İçin Ortaklık Programı’na da katılmış ve NATO ile iş birliğini geliştirmeye çalışmaktadır.

Rusya’nın Ukrayna’ya Düzenlediği Askeri Operasyon

Birçok otorite bu askeri operasyonu İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük askeri felaket olarak adlandırmaktadır. Operasyon süresince binlerce insan hayatını kaybetmiş, geride kalan birçok insan mülteci durumuna düşmüş ve Ukrayna’nın bazı şehirleri enkaza dönüşmüştür.

Peki bu askeri operasyon nasıl başladı? Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın Avrupa Birliği ve NATO ile olan ilişkisini hiçbir zaman desteklememiş hatta Batı ülkelerinden Ukrayna’nın askeri gücünün azaltılması ve tarafsız bir ülke olmasını talep etmiştir. Bu taleplerine ise Batılı ülkelerden herhangi bir olumlu yanıt alamamıştır. Talepleri yanıtsız kalan Vladimir Putin, Ukrayna’nın NATO ile olan ilişkilerini daha da geliştirmeye çalışması üzerine uzlaşmadan vazgeçmiş ve kendi sözleri ile ‘barışı sağlama’ amacıyla, 24 Şubat 2022 tarihinde özel askeri operasyon ilan etmiş ve Ukrayna’ya askeri operasyonu başlatmıştır.[1]

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya Giriş Süreci

Finlandiya ve İsveç, Ukrayna’nın işgali üzerine 2022 yılının mayıs ayında NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştur. Bir ülkenin NATO’ya girebilmesi için birliğe üye olan 30 devletin de onay vermesi gerekmektedir. NATO’ya giriş sürecini hızlı bir şekilde halledip, üye devlet olmak isteyen Finlandiya ve İsveç’in önündeki en büyük engel ise Türkiye’nin isteklerini yerine getirmeyip, anlaşmayı sonlandıramamalarıdır.

Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’ten istediği ana koşul ise PKK ve terör örgütü Gülen yapılanmasıyla ilgisi ve bağlantısı olan kişilerin Türkiye’ye iade edilip, Türkiye’de yargılanmalarını sağlamaktır. İki İskandinav ülkesi Türkiye’yi ikna etme çabalarını sürdürürken, Türkiye’nin görüşü ise henüz bu iki ülkenin terörle mücadele konusunda yeterli adımı atmadığı ve somut bir şekilde bir ilerleme kaydedilmediği şeklindedir. Ankara, aynı zamanda iki ülkenin giriş sürecini aceleye getirmeyeceğini ve sadece ilerleyen süreçteki toplantılarda isteklerinin karşılık bulduğu takdirde ilerleme kaydedilebileceğini açıklamıştır.

NATO 2022 Madrid Zirvesi ve Üçlü Muhtıra

NATO’nun Madrid Zirvesi, NATO üye devlet başkanları ve hükümet başkanlarının katılımıyla 28-30 Haziran tarihlerinde İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlendi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, ana konularının Ukrayna ve risk altındaki diğer üye ülkelere destek, daha iyi yük paylaşımı, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvuruları olarak açıklamıştır.

Zirve’nin ilk günü olan 28 Haziran tarihinde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında terörle mücadele ve daha birçok konuyu ele alan üçlü muhtıra imzalanmıştır.[2] Muhtıra 10 maddeden oluşmaktadır. Türkiye, muhtıraya göre maddeleri dikte ettiren ve denetleyecek olan tarafta iken, iki İskandinav ülkesi ise yükümlülük altına giren pozisyondadır.

Üçlü Görüşmeler ve Sürecin İlerleyişi

İsveç 2019 yılında, Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı’nı gerekçe göstererek Türkiye’ye silah satışı konusunda kısıtlama getirmiştir. Bu süreçte İsveç’in yaptığı ilk hamlelerden birisi ise bu silah kısıtlamasını kaldırmak olmuştur. Türkiye, Finlandiya ve İsveç Daimî Ortak Mekanizmasının ilk toplantısı, 26 Ağustos tarihinde Finlandiya’da gerçekleştirildi. Bu toplantıdan sonra hem Finlandiyalı hem de İsveçli yetkililer görüşmelerin olumlu yönde ilerlediğini ve Türkiye’nin kaygı ve isteklerini gidermek için çalışmalara başlayacaklarını açıklamıştır.

Her iki ülkenin hükümetinin de bu süreçte yaşadığı tek problem Türkiye ile anlaşmama durumu değil aynı zamanda kendi ülkelerinde de yaşadıkları olumsuz hava olmuştu. Örneğin İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin söylediklerine göre, Sol Parti milletvekillerinden üç tanesinin terör örgütü PKK’nın bayrağı ile fotoğraf çektirdiğini ve bu olayın sürecin gidişatına da olumsuz bir etki edeceğini söylemiştir.[3]

İsveç’te 11 Eylül tarihinde genel seçimler sonrası hükümet değişmiş, Başbakan Magdalena yerine göreve Muhafazakâr Parti lideri Ulf Kristersson geçmiştir. İsveç devlet televizyonu STV’ye konuşan yeni Başbakan Kristersson, NATO’ya giriş sürecinin devam edeceği ve ciddiyetle sürdürüleceğini açıklamış ve ‘Söz konusu terör olduğu için tüm ülkelerle iş birliği yapmaya hazırız. Ayrıca Türkiye, Finlandiya ve İsveç tarafından NATO Madrid Zirvesi’nde, 28 Haziran’da Üçlü Muhtıra imzalandı. Üçlü Muhtıra’nın şartları yerine getirilecektir.’[4] açıklamasında bulunmuştur. Kristersson’un bu açıklamaları üzerine Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Finlandiya ve İsveç’in kaygılarımızı anlamalarını ve Madrid’deki kabul edilen adımları da atmalarını beklediklerini açıklamıştır.

Türkiye ve iki İskandinav ülkesinden bu açıklamalar gelirken NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise iki ülkenin terör konusundaki yasalarını sıkılaştırmaları gerektiğini belirleterek ‘Terör saldırılarına en fazla maruz kalan NATO ülkesi Türkiye olduğu için, bundan endişe duyuyor ve Türkiye’nin endişelerini anlamalı.’ ifadelerini kullanmıştır.

İsveç ve Finlandiya taraflarından sürekli olarak, Türkiye’ye verdiğimiz taahhütleri yerine getireceğiz açıklaması gelmekte fakat Türkiye’ye göre ise yeterli derecede olumlu adım atılmamaktadır. Bunun üzerine ise Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, olumlu ilerlemelerin olduğunu fakat hâlâ atılması gereken adımlar olduğunun altını çizerek, artık somut adımlar atılması gerektiğini belirtmiştir.

Ankara’nın istekleri üzerine İsveç, 1 Ocak tarihinde terörle daha etkin mücadele için yeni bir kanun yürürlüğe koymuş ve ‘NATO için üzerimize düşen görevi yaptık’ açıklamasında bulunmuştur.

İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in Yakılması ile Gelişenler

Ocak ayında ise özellikle İsveç’in üyelik başvurusu için çok zorlu ve sürecin tıkanma noktasına geldiği olaylar yaşanmıştır. İsveç’in başkenti Stockholm’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuklası bir binanın önünde direğe asılmış ve fotoğraflar sosyal medyaya aktarılmıştır. Bu olay üzerine İsveç Başbakanı Kristersson, ‘NATO’ya üyelik başvurumuzu sabote etmek istiyorlar.’ diyerek olayı kınamıştır.

Tarihler 20 Ocak’ı gösterirken, NATO üyeliği için Türkiye’nin onayını bekleyen İsveç’ten, onay sürecini çok zora sokacak bir hamle daha gelmiştir. Fakat bu seferki hamle halktan değil hükümet tarafından olmuştur. İsveç polisi de İslam karşıtı gösterici ve Danimarka’daki aşırı sağcı siyasi parti Stram Kurs’un lideri olan Rasmus Paludan için düşünce özgürlüğü adı altında, Türkiye Büyükelçiliği’nin önünde Kur’an-ı Kerim yakma eylemine izni vermiştir. Bu olay Ankara’da büyük yankı uyandırmış ve Savunma Bakanı Hulusi Akar ‘Geldiğimiz bu noktada İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson’un Türkiye’ye 27 Ocak’ta yapacağı ziyaretin önemi de anlamı da kalmadı. Bu nedenle ziyareti iptal ettik.’[5] açıklamasında bulunarak bu konuda Türkiye’nin kararlı olduğunu belirtmiştir.

Bu olaylar İsveç’in NATO’ya giriş sürecini zora sokarken, Finlandiya Dışişleri Bakanı ise Finlandiya’nın, İsveç olmadan da NATO’ya katılma seçeneğini değerlendirdiğini ve bunun bir numaralı seçenek olduğunu belirterek, Finlandiya polisinin böyle bir olaya asla izin vermeyeceğinin de altını çizmiştir. Finlandiya seçeneğine sıcak bakan Türkiye’de ise Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ‘Sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu ülke arasında ayrım yapmak adaletli tutum olacak. Türkiye olarak ayrı ayrı değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz’[6] açıklamasında bulunmuştur.

Bu olaylar üzerine Finlandiya Başbakanı Marin ve İsveç Başbakanı Kristersson, Stockholm’da ortak basın toplantısı düzenleyerek, birlikte NATO’ya girmeyi düşündükleri mesajını vermiştir. Marin, İsveç’in de istenenleri yerine getirdiğini fakat sınıfın yaramaz çocuğu gibi muamele gördüğüne anlam veremediğini açıklamıştır. Marin’in bu açıklamasına nazaran Finlandiya kamuoyu ise İsveç’i beklemeden NATO’ya girilmesi gerektiğini düşünmektedir.

Brüksel’deki Görüşme

Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki son görüşme mart ayında, NATO’nun Brüksel’deki karargahında gerçekleşmiştir. Stoltenberg’in başkanlığını yaptığı toplantıda üç ülkenin yetkilileri, üçüncü kez bir araya gelmiştir. Finlandiyalı yetkililer görüşme sonunda olumlu ilerleme kaydettiklerini, Türkiye’nin şartlarını yerine getirmek için gayret gösterdiklerini açıklamıştır.

Türkiye tarafından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Türkiye’deki deprem felaketine yaptıkları yardımdan dolayı NATO’ya teşekkür ederek, toplantının olumlu bir havada geçtiğini, Türkiye’nin kaygılarının ve endişelerinin tekrar altını çizdiğini söyleyerek, her iki ülkenin de Madrid’de imzalanan muhtıraya uymaları beklendiğini belirtmiştir.

Kristersson ise bu görüşmede İsveç’te yapılan terörle ilgili maddelerin olduğu anayasayı anlatarak yeni yasal düzenlemeye göre terör faaliyetlerine katılan, destek olan kişilerin daha ağır sonuçlar ile karşılaşacağını söylemiştir.

Sonuç

Ukrayna’nın işgali üzerine Finlandiya ve İsveç, güvenlikleri açısından NATO’ya girmek için başvuruda bulunmuş, birçok ülkenin onayını almasına rağmen Türkiye ile anlaşamadıkları için süreç çıkmaza girmiştir. Üç devlet arasındaki ilk anlaşma Madrid’de imzalanan Üçlü Muhtıra olmuştur. Bu görüşmede Türkiye taleplerini dile getirmiş, her iki İskandinav ülkesinin de bu talepleri yerine getirmesi şartıyla NATO’ya girişine onay vereceğini açıklamıştır.

Üçlü Muhtıra’nın imzalanmasından bu yana yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen İsveç ve Finlandiya talepleri tam olarak yerine getirmemiş, bunun karşılığı olarak da Türkiye henüz bu iki devletin üyeliklerine onay vermemiştir. Aradan geçen 9 aylık süreçte özellikle İsveç’te yaşanan olaylar görüşmeleri adeta tıkanma noktasına getirmiştir. Üç devlet son olarak mart ayında Brüksel’de görüşmeler yapmış, görüşmelerde Türkiye tekrar istek ve taleplerini dile getirirken, İsveç ve Finlandiya’da terör konusunda daha dikkatli olacakları sözünü vermiştir. İki devletin şu anki beklentisi ise yaz aylarında Vilnus’ta gerçekleşecek olan zirve toplantısına kadar NATO’ya üye olabilmektir.

Kaynakça

[1] Euronews (2022). “Bir ayını dolduran Rusya’nın Ukrayna işgali nasıl başladı, sebepleri ve sonuçları neler?”. https://tr.euronews.com/2022/03/24/bir-ay-n-dolduran-rusya-n-n-ukrayna-isgali-nas-l-baslad-sebepleri-ve-sonuclar-neler

[2] Anadolu Ajansı (2022). “İsveç: Üçlü Muhtıra’nın şartları yerine getirilecektir”. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/isvec-uclu-muhtiranin-sartlari-yerine-getirilecektir/2737697

[3] Anadolu Ajansı (2022). “İsveç’e göre, PKK paçavralarının sallanmasıyla Türkiye ile müzakereler zora girdi”, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/isvece-gore-pkk-pacavralarinin-sallanmasiyla-turkiye-ile-muzakereler-zora-girdi/2671190

[4] Anadolu Ajansı (2022). “İsveç: Üçlü Muhtıra’nın şartları yerine getirilecektir”. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/isvec-uclu-muhtiranin-sartlari-yerine-getirilecektir/2737697

[5] MSB (2023). “Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ramstein’daki Toplantı Sonrası Değerlendirmelerde Bulundu: İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson’un Türkiye’ye Yapacağı Ziyareti İptal Ettik”. https://www.msb.gov.tr/SlaytHaber/2112023-15243

[6] DHA (2023). “Bakan Çavuşoğlu: ‘Sorunlu ülke’, ‘az sorunlu ülke’ ayrımı yapmak adaletli olacak”. https://www.dha.com.tr/politika/bakan-cavusoglu-sorunlu-ulke-az-sorunlu-ulke-ayrimi-yapmak-adaletli-olacak-2197925

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün