Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Haber Analizleri > Haber Analiz | Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin İsrail İle İlişkileri ve Son Gelişmeler

Haber Analiz | Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin İsrail İle İlişkileri ve Son Gelişmeler

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Haber

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail’le topyekûn bir savaşa hazır olduklarını söyledi. Nasrallah ayrıca Lübnan’a olası bir saldırıda İsrail uçaklarına üslerini açması halinde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hedef alacakları uyarısında bulundu. (BBC, 20.06.2024)

TUDPAM Haber Analizi

Hizbullah Lideri Nasrallah’ın geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs Yönetimini (GKRY) İsrail’in Lübnan’ın güneyine saldırması durumunda üs bölgesini kullanım ve yardım sağlaması halinde hedef alınacağı noktasında tehdit etmiş ve savaşın genişleyebileceğini ve bunun GKRY açısından da sorun yaratacağını söylemiştir. Peki GKRY’nin İsrail ile olan ilişkilerinin seyri ne yönde gelişiyor ve üs kullanımı noktasında görüşler ne?

İsrail ile GKRY arasında derinlemesine ve ortaklık neticesinde ilişkiler bulunduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Akdeniz’de ortaklık ve ekonomi, savunma, enerji ve turizm gibi alanlarda ise stratejik öneme sahip ilişkiler iki ülkeyi birbirlerine yakınlaştırmaktadır. İki ülke arasındaki ilişkiler ise son dönemde stratejik seviyeye çıkmış ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan, İsrail ve GKRY arasında derin bir diyalog zemini oluşturulmuştur. İlave olarak bu üç ülke arasında enerji iş birliğini simgeleyen ve bölgede Türkiye’yi dışlayıcı hareket olarak algılanabilecek Euroasia Ara Bağlantı Projesi yer almaktadır. Bu proje ile, üç ülke arasında gaz alışverişi olacak ve enerji güvenliğini sağlamaları açısından da ortaklıklarını pekiştirmiş olacaklardır. Bu projenin Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenmesi de önemli. Zira bu projenin enerji arzını arttıracağı gibi Rusya’ya olan gaz bağımlığını düşüreceği tahmin edilmektedir. Bu durum İsrail’in Akdeniz politikalarında daha fazla öne çıkmasını sağladığı gibi müttefiklerini de çeşitlendirmesi amacıyla önemli bir gelişmedir. İsrail-GKRY ilişkilerinin enerji ortaklığı yanında askeri açından da önemli ilişkileri olduğu görülüyor.

İsrail ve GKRY arasında askeri açından ilişkilerde önemli olan taraflardan birini ortak eğitim faaliyetleri oluşturmaktadır ve Hizbullah’ın özellikle dikkat çektiği konulardan birinin de bu konu olduğunu söyleyebiliriz. Bu ortak askeri ilişkiler Lübnan açısından ulusal güvenliğin aşınmasına yol açmaktadır. İki ülkenin hava kuvvetleri İran’a karşı da eğitim faaliyetleri ve ortak tatbikatlar yürütmüşlerdir. Bu durum Akdeniz ve bölge ülkelerinin ulusal güvenliğine karşı tehdit edici girişimlerden birini oluşturmaktadır. 7 Ekim sonrasında ise GKRY ve İsrail arasında bir deniz koridoru açılması fikri gündeme gelmiş ve bu koridor üzerinden İsrail’e yardım açılması görüşülmüştür.

İsrail’in özellikle son dönemde Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah’ın saldırılarına tamamen açık pozisyonda kalması, İsrail’de kapsamlı bir Lübnan operasyonu fikrini doğurmuştur. Bu yeni bir durum olmasa da İsrail son dönemde sert askeri politikalarını genişletmeye çalışmakta ısrar etmekte. Bu dönemde İsrail özellikle silah sevkiyatını ise GKRY üzerinden karşılamakta ve 7 Ekim’den beri ABD ve İngiltere’den getirilen askeri yardımlar, Kıbrıs’ın güneyindeki Akrotiri üssü ile Girit’teki Souda üssüne depolanmaktadır. İsrail’in mühimmat stoku azaldıkça bu üsleri kullanmakta ve kısa bir zaman içinde sevkiyatlarını gerçekleştirmektedir. Hizbullah liderinin tehdidi ise bu üslerin aynı zamanda savaş uçaklarının kullanımına açılması noktasında gelişmekte. GKRY’nin İsrail’in kapsamlı bir operasyonu sırasında kullanılacağı ise şüphe götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim İngiltere bu üsleri, Suriye ve Yemen bölgelerine karşı saldırılarında kullanmıştır. Bu durumda GKRY’ni açıkça bir tehdit altında bırakacak ve savaşın yayılması ihtimalini daha da fazla arttıracaktır.

Sonuç olarak özellikle GKRY, bu tehdidi iyi kullanırken silah alımlarını da üst seviyeye çıkaracaktır. Zaten İsrail ile hava savunma sistemi noktasında “Iron Dome” anlaşması yapılmış olması ve bu sayede de hava tehditleri karşısında kendisini güvence altına almış olacaktır. Ayrıca İsrail ile Tanksavar Füze Tedarikleri noktasında da anlaşmaları bulunmaktadır. Bilindiği üzere ABD’nin de GKRY’ine silah ambargosunu kaldırması sonrasında daha fazla sevkiyat buraya hali hazırda toplanmakta. Bu durum Akdeniz’de de silahlanmayı arttırması açısından çok önemli bir gelişmeyi de oluşturmaktadır. Zira GKRY’nin aşırı silahlanması aynı zamanda KKTC’yi tehdit edici unsurlar da taşımaktadır.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün