Giriş
Terörle mücadele, 21. yüzyılın güvenlik politikalarında devletler ve bölgesel otoriteler için hayati bir önem taşımaktadır. Orta Doğu’nun karmaşık siyasi yapısı ve çeşitli terör tehditleri, güvenlik birimlerinin operasyonel yeteneklerini geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, Irak’ın kuzeyinde faaliyet gösteren Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) tarafından kurulan Anti-Terör Birimleri (Counter-Terrorism Units – CTU), hem yerel güvenliğin sağlanması hem de bölgesel terör tehditlerine karşı mücadelenin temel unsurlarından biridir. Terör örgütlerinin yoğun faaliyet gösterdiği Irak coğrafyasında CTU, istihbaratı dayalı operasyonlar ve hedef odaklı müdahaleler ile dikkat çekmektedir. Birimlerin terör unsurlarına karşı düzenlediği operasyonlar, ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarının şekillenmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Bu analizde Kürdistan Anti-Terör Birimlerinin başta tarihsel gelişimi olmak üzere operasyonel stratejileri, kullandıkları taktikler, ideolojik motivasyonları ve en sonunda Türkiye açısından oluşturduğu güvenlik tehditleri üzerinde durulacaktır. Ayrıca IŞİD ve El Kaide gibi örgütlere karşı gerçekleştirilen operasyonlara örnekler verilerek birimlerin sahadaki etkisi değerlendirilecektir.
Anti-Terör Birimlerinin Kuruluşu ve Gelişimi
Kürdistan Anti-Terör Birimleri, 2004 yılında resmi olarak kurumsallaştırılmıştır. Esas olarak bu süreç, ABD’nin Irak işgali ve Saddam Hüseyin rejiminin çöküşünden sonra bölgedeki güvenlik boşluğunun giderek büyümesiyle başlamıştır. IKBY’nin güvenlik teşkilatları içerisinde CTU, hem iç güvenliğin sağlanması hem de dış tehditlere karşı mücadele amacıyla yapılandırılmıştır.
Kuruluş sürecinde, özellikle Peşmerge güçlerinden deneyimli unsurların bu birimlere aktarılması dikkat çekmiştir. ABD ve koalisyon güçlerinin sağladığı teknik ve taktik eğitim, birimlerin operasyonel kapasitesinin hızla artmasını sağlamıştır. CTU’nun merkezi Erbil’de bulunmakta ve birim, Süleymaniye ve Duhok gibi önemli bir ülkelerde de aktif operasyonlar yürütmektedir.
İdeolojik Yapı ve Motivasyonlar
CTU’nun ideolojik temeli, Kürdistan bölgesel yönetiminin siyasi yapısıyla paralellik göstermektedir. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) etkisi altındaki bu birimler, Kürt ulusal kimliğinin korunması ve bölgenin güvenliğinin sağlanması misyonunu taşımaktadır.
Ancak birimlerin ideolojik çizgisi, pratikte daha pragmatik bir güvenlik anlayışına dayanmaktadır. Terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelede herhangi bir etnik ya da dini ayrım gözetmeksizin operasyon yürütülmesi, bu pragmatizmin bir göstergesi olarak okunabilir.
Anti-Terör Birimlerinin Operasyonel Faaliyetleri
1.IŞİD’e Karşı Operasyonlar
CTU, Operasyonel faaliyetlerinde istihbarata dayalı stratejileri benimsemiştir. Özellikle IŞİD’in Irak’ta etkin olduğu dönemde örgütün lider kadrosuna yönelik düzenlenen nokta atışı operasyonlar, bu birimlerin başarısını kanıtlamıştır.
Kürdistan Anti-Terör Birimlerinin en dikkat çekici operasyonları, IŞİD’e karşı gerçekleştirilmiştir. 2014 yılında IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin ardından bölge güvenliği tehdit altına girmiştir. Bu süreçte CTU, hem kırsal hem de kentsel bölgelerde operasyonlar düzenleyerek IŞİD’in Kürdistan topraklarına ilerlemesini engellemiştir.
Örnek:
2016 yılında, Erbil’in 50 km güneyinde gerçekleştirilen bir operasyonda CTU, IŞİD’in bomba yapım merkezi olarak kullandığı bir tesise ele geçirmiş ve burada örgütün üst düzey lojistik sorumlularından Ebu Halit el-Samarra’yı etkisiz hale getirmiştir.
2017 yılında ise Kerkük yakınlarında düzenlenen bir baskında IŞİD’in sözde emiri Ebu Abdullah el-Kurdi yakalanmış, bu operasyon sayesinde ise örgütün Kerkük ve çevresindeki etkisi önemli ölçüde azalmıştır.
2.El Kaide Unsurlarına Yönelik Operasyonlar
El Kaide’nin Irak yapılanması da CTU’nun hedefinde olmuştur. Özellikle 2010’lu yılların başında El Kaide’nin Irak’taki varlığına yönelik operasyonlar sıklaşmıştır.
Örnek:
2013 yılında Süleymaniye kırsalında düzenlenen bir operasyonda El Kaide’nin finansal alanını yöneten Ebu İbrahim el-Bağdadi yakalanmış ve bölgedeki terör finansman faaliyetleri sekteye uğratılmıştır.
3.Yerel Silahlı Gruplara Karşı Müdahaleler
Kürdistan Bölgesel Yönetimi içinde farklı siyasi ve silahlı gruplar da zaman zaman CTU’nun hedefi olmuştur. KBY’ye karşı tehdit oluşturan ve bölgenin istikrarını bozan bu gruplara karşı operasyonlar düzenlenmiştir.
Örnek:
2019 yılında Süleymaniye’de faaliyet gösteren radikal bir grup olan Ensar el-Hakk’a karşı düzenlenen operasyonda 15 militan etkisiz hale getirilmiştir.
Ayrıca, yasa dışı silah kaçakçılığı yapan grupların çökertilmesine yönelik operasyonlarda birimler aktif rol almıştır.
Türkiye Açısından Değerlendirilmesi
PKK ile İlişkiler ve Bölgesel Güvenlik
CTU’nun doğrudan PKK ile bağlantılı olmadığı bilinmekle birlikte, PKK’nın IKBY sınırları içerisinde varlık göstermesi Türkiye açısından sürekli bir güvenlik sorunu yaratmaktadır. Özellikle Kandil Dağı çevresindeki PKK varlığı, Türkiye’nin sınır güvenliği politikalarını şekillendiren temel unsurlardan biridir.
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde düzenlediği Pençe-Kilit, Pençe-Şimşek gibi operasyonlar sırasında, CTU’nun IKBY sınırları içerisindeki hassas bölgelerde Türkiye’ye karşı güvenlik tedbirleri aldığı gözlemlenmiştir.
Örnek:
2022 yılında Türkiye’nin Pençe-Kilit operasyonu sırasında CTU, PKK’nın sızmasını engellemek amacıyla Duhok kırsalında güvenlik hattı oluşturmuştur. Ancak bu hattın Türkiye’nin operasyon alanına yakın olması, taraflar arasında diplomatik gerilimlere yol açmıştır.
Sonuç
Kürdistan Anti-Terör Birimleri, Orta Doğu’nun güvenlik denkleminin önemli aktörlerinden biri olarak dikkat çekerken tarihsel gelişimi ve operasyonel kapasitesiyle bölgedeki terör tehditlerine karşı etkili mücadele yürütmektedir. Türkiye açısından bu birimler, hem işbirliği hem de potansiyel risk taşımaktadır. PKK’nın IKBY topraklarındaki varlığı, CTU’nun Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarıyla dolaylı olarak karşı karşıya gelme riskini doğurmaktadır. Ancak radikal gruplara karşı sağlanan istihbarat desteği ve terörle mücadelede koordinasyon ihtimali, bu birimlerin Türkiye için stratejik bir partner olma potansiyelini artırmaktadır.
Fotoğraf: Anadolu Ajansı