Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Nagel Komitesi’nin Türkiye Raporu

Nagel Komitesi’nin Türkiye Raporu

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkanı Yardımcısı

İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği savaş suçlarının ardından, güvenlik politikalarını gerekçe göstererek genişleme yoluna gitmiş ve Lübnan’a yönelik ağır saldırılar gerçekleştirmiştir. Ardından, 1967 yılında ele geçirdiği Suriye’nin Golan Tepeleri’ni de işgal altına almıştır. Bu süreçte, Suriye’de 61 yıllık Baas hükümetinin düşüşü sonrasında İran’ın azalan etkisini, İsrail’in genişlemeci politikalarıyla doldurmaya çalışmış ve Şam’ın 25 kilometre güneyine kadar yaklaşmıştır. Bu yayılmacılık, özellikle Ortadoğu’da barışı engelleyen en önemli faktörlerden biri olmuş ve savaş tehdidini ciddi şekilde arttırmıştır.

Türkiye ise 7 Ekim’den itibaren İsrail’in savaş suçlarını diplomatik arenada engellemeye çalışmış; bu noktada, Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasına müdahil olmuştur. Ayrıca, bu süreçte Filistin halkına gıda ve sağlık yardımları göndermiştir. Türkiye, özellikle İsrail ile olan ticaretini de durdurmuştur. Bu durum, iki ülkeyi sürekli karşı karşıya getiren ve ilişkilerin dalgalı bir şekilde ilerlemesine sebep olan en önemli olaylardan biridir.

Türkiye’nin özellikle iç savaşın başından bu yana tamamen içinde yer aldığı Suriye’de, Baas rejimi çökmüş ve muhalifler yönetimi devralmıştır. Bu noktada Türkiye, Suriye’de en etkin ve önemli aktör olarak yerini almıştır. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin Suriye’nin yeni yönetimine destek olacağı ve geçiş sürecini iyi tasarlamak adına gerekli desteği sunacağı söylenebilir. Bu doğrultuda Türkiye’nin en önemli güvenlik sorunlarından biri olan terör meselesi ise hâlâ çözüm beklemektedir. Türkiye, YPG terör örgütünün feshedilmesini talep etmekte ve bu gerçekleşmezse askeri operasyonların devreye gireceğini sürekli olarak belirtmektedir. Suriye’nin yeni yönetiminin lideri Ahmed Şara’nın, Suriye’nin YPG terör örgütünün saldırı üssü olmasına izin verilmeyeceğini açıklaması da önemlidir.

Suriye’deki gelişmeler ilerlerken, İsrail Suriye’de etki alanını genişletmek için çalışmalarına devam etmektedir. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Tzipi Hotovely’nin, “Türkiye’nin Suriye’de operasyon düzenlediği alanlarda bulunan Kürtlere (PKK/PYD) farklı şekillerde yardım ediyoruz” şeklindeki açıklamaları, Türkiye’nin güvenlik politikalarını tehdit edici olmuştur. Ayrıca, terör örgütü YPG’nin İsrail’den yardım talep ettiği de belirtilmelidir.

Suriye sahasında daha da artan Türkiye-İsrail gerginliği, İsrail hükümeti tarafından ulusal güvenlik stratejilerini belirlemek üzere oluşturulan ve savunma, istihbarat ile ekonomi alanlarında uzman kişilerden oluşan Nagel Komitesi’nin Türkiye ile ilgili olarak detaylı bir rapor hazırlamasına neden olmuştur. Son raporda, Tel Aviv yönetiminin Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya hazırlıklı olması gerektiği ve Türkiye’nin birçok alanda ilerleme gösterdiği, Osmanlı nüfusunu geri almaya çalıştığı bilgileri yer almaktadır. Ayrıca, Suriye’de Türkiye’nin etki alanının artmasının, İran’dan bile daha büyük bir güvenlik sorunu yaratabileceği vurgulanmaktadır. Nagel Komitesi, Türkiye’nin artan nüfusuna ve İsrail’e potansiyel bir güvenlik tehdidi oluşturmasına karşılık olarak savunma bütçesinin gelecek 5 yıl içinde yıllık 15 milyar şekele (yaklaşık 4,14 milyar dolar) çıkarılmasını önermiştir. Olası bir çatışma durumunda ise hava savunma sistemlerinin kabiliyetlerinin arttırılması ve F-15 savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları ve insansız hava araçlarının satın alınması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, İsrail Savunma Bakanlığı’nın önceki dönemlerde açıkladığı Ürdün sınırında güvenlik duvarı oluşturma projesinin de hayata geçirileceği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin dış politikadaki ve özellikle Suriye’deki artan etkisi, İsrail’i oldukça rahatsız etmiştir. Türkiye, bu noktada hedef olarak terör örgütü YPG’nin Suriye’de feshedilmesini ve gerekirse askeri operasyonla bölgeyi temizlemeyi belirlemiştir. Türkiye, bu süreçte önlemler almalı ve Suriye’de düzeni sağlamak adına çabalarını sürdürmelidir; bu, Türkiye’nin tarihsel sorumluluklarından birini oluşturmaktadır. En önemli taraf ise terör örgütünün tamamen yok edilmesidir. İsrail ile olan gerginlik ise sürecektir, zira Suriye’de alan genişleten İsrail’in Türkiye’ye doğrudan tehdit oluşturması kaçınılmazdır. Bu noktada söylemlerdeki gerginlik büyüyebilir, ancak İsrail ile askeri bir çatışma durumu çıkması olasılığı düşüktür, zira İsrail, Türkiye ile doğrudan bir askeri çatışmaya girmek istemeyecektir.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün