Suriye’deki yeni gelişmelerle birlikte Türkiye ve Orta Doğu yeni bir döneme adım atarken, hem iç hem de dış politika için farklı konjonktürler söz konusu olmuştur. 2011’de başlayan iç savaş, farklı devletlerin dâhil olmasıyla küresel bir mesele hâline gelmiş; Esad rejiminin sona ermesiyle güç dengeleri değişirken, devletler konum belirleme sürecinde birbirlerinin yollarına iz bırakmak ve pay biçmek için yeni bir mücadeleye başlamışlardır. Batıda, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) grubu liderliğindeki muhalif güçler son operasyonlarıyla Halep ve Şam’da kontrolü ele geçirmiş, Esad’ın Suriye’ye kaçmasıyla iktidarı devirerek otoritenin sahibi olmuşlardır. Muhalif güçlerin başarılı olması tüm stratejileri yeniden belirlemiş ve devletlere büyük bir fırsat sunmuştur. Bu fırsatın neye göre, hangi amaçla kullanılacağı devletlerin çıkarlarına ve planlarına göre çok farklı amaçlara hizmet etmektedir. Orta Doğu, geçmişte olduğu gibi bugün de farklı güç odaklarının müdahalesinden kurtulamamaktadır.
Orta Doğu, sahip olduğu enerji kaynaklarıyla tarih boyunca otorite sebebi olmuştur. İstikrarı sağlayacak devletlerin güç mücadelesi sürecinde yıpranan halk için güvenli bir ortama sahip olmak demek, çok uzak bir gelecekten bakmak demektir; keza, bunu Suriye’de görmekteyiz. İç savaş bir yardım çığlığı olarak lanse edilse bile bugüne kadar Suriye’de varlık gösteren devletlerin amacı yalnızca savaşı sonlandırmak değil, savaşı kendi lehlerine göre yönlendirmek ve çevrelemektir. Buradaki en büyük güvenlik ikileminde mevzubahis olan tehdit üzerine bir sorumluluk hırkası ise komşularına düşmektedir.
2011’den bu yana gerek sığınmacı statüsünde gelen nüfus gerek verilen askerî ve ekonomik yardımlarla bu savaştan sosyolojik olarak da ekonomik olarak da en çok etkilenen devletlerden biri Türkiye olmuştur. Suriye’nin kuzeyindeki Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk destekli Suriye Milli Ordusu’yla varlık gösteren ve kendi güvenliğinden emin olmak durumunda olan Türkiye, savaşın tüm etkilerine göğüs germiş, yaptığı görüşmelerle de diplomasinin başarılabildiği her ortamı desteklemiştir. Suriye’de etkin olan devletlerden diğerleri ise güneydoğuda ABD, batıda ise İsrail ordusu bulunurken, diğer ikisi Esad rejimini yıllardır destekleyen İran ve Rusya’dır. Stratejik konum için bölgesel olarak üstünlük kurmak ve Rusya için Orta Doğu’da etkin konumda olmak amacıyla varlıklarını sürdürmüşlerdir. Özellikle Rusya, Akdeniz planları için Esad’a tam destek vermiş ve askerî olarak da varlığını göstermiştir. İsrail’in muhalif güçlere destek vermesinin sebebi İran ile yaşadığı, geçmişten bu yana süregelen güç mücadelesidir. İran’ın etkin olmaması için saldırı yapmaktan da geri durmamış, rejim düştüğünden beri tacizlerini sürdürmeye devam etmiştir.
ABD’nin son gelişmelerdeki duruşu ise tekrar gözlem ve çıkar dâhilinde güç boşluğuna dâhil olma yolunu izleyeceğini gösteriyor. ABD‘nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede Trump’ın açıklamalarında spesifik olarak Suriye’den çekilmeyi kastetmediğini düşündüğünü söyledi: “Burada daha çok ABD’nin Müslüman toplumları yeniden düzenlemek için binlerce askerini kaybedeceği ve trilyonlarca dolar harcayacağı ‘Bitmeyen savaşlara’ girmeyeceği yönünde mesaj veriyor… Ama bu, orada çıkarımız yok ya da umursamıyoruz demek değil.” ABD, özellikle IŞİD’le mücadele kapsamında varlığını sürdürürken, Suriye’nin yeniden kurulması girişiminde etkisini göstereceğini belirtmiştir. NATO üyesi olan Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit eden terör örgütü PKK/PYD’yi, aynı ittifakta bulunan ABD’nin IŞİD’le mücadele kapsamında desteklediğini göz önüne aldığımızda; bu örgütlerin Suriye’de bölgesel aktiflik göstermesi, çıkar çatışmasının tüm ittifaklar dâhilinde de olsa kuralsızlığa zemin hazırladığını görebilmekteyiz.
Suriye için rejimin devrilmesiyle güç kaybeden diğer etkenler, İran ve Rusya’nın stratejisi ve muhalif güçlerin kendi içlerindeki ideolojik farklılıklarının istikrarsızlığa yol açma ihtimali, haritada birçok farklı yol çizmektedir. Türkiye’nin desteklediği grupların başarılı olması, Ankara’nın Suriye üzerindeki etkisini ve rolünü arttırmaya doğru giderken; bu, aynı zamanda Türkiye, İran ve Rusya’yı karşı karşıya getirecek bir gelişmedir. Suriye’deki iç savaştan göç yoluyla en çok etkilenen ülke olan Türkiye, krizin sonlanması ve Suriye’nin yeni bir düzene kavuşması için elinden geleni yaparak kendi çıkarlarının bu doğrultuda şüphesiz ilerleyeceğini belirtmiştir. Sığınmacıların ülkelerine dönebilmesi ve Suriye’nin kuzeyinde güvenli bir alan olarak terörün temizlenebilmesi başlıca amaç ve politikadır. İstikrarsız bir Suriye’de güç boşluğunun devam etmesi, güvensiz bir ortam, Türkiye’de kalmaya devam eden sığınmacılar ve güç kaybının yaşandığı her ortamda parazitlenen terör örgütleri demektir. Esad sonrası dönemde aktifliğini arttırmayı hedefleyen terör örgütlerine karşı askerî müdahale seçeneği Türkiye için hazırda bulunurken, Suriye’nin iç yönetimine dair bir girişim, politika ve hedeflerinde yoktur. Ekonomik ve güven açısından bir ikileme zemin hazırlamak istemeyen Türkiye’nin Suriye’ye küresel amaçlarla değil, bölgesel amaç ve düzen destekleyen pozisyonda yaklaşması; Orta Doğu’da stratejik barışın sağlanması açısından en başarılı yol olarak görülebilir.
Kaynakça
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Suriye açıklaması: ‘Hiçbir ülkenin çakıl taşında dahi gözümüz yok’, https://www.bbc.com/turkce/articles/cjwl33vz82eo, 01.12.2024, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
Esad sonrası dönemde ABD’nin Suriye politikası ne olacak?, https://www.bbc.com/turkce/articles/czr3lx3dzxvo, 11.12.2024, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
Ortadoğu Girdabındaki Küçük Halka Suriye, https://tasam.org/tr-tr/icerik/212/ortadogu_girdabindaki_kucuk_halka_suriye, 14.12.2006, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
Suriye, kelebek etkisi ve Türkiye’nin önündeki tarihi fırsat, https://fikirturu.com/jeo-politika/suriye-kelebek-etkisi-ve-turkiyenin/, 06.01.2025, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
Suriye’de ibre kimden yana, süreç Türkiye’yi nasıl etkileyecek? , https://www.bbc.com/turkce/articles/clyv79732pmo, 04.12.2024, (Erişim Tarihi: 06.01.2025).
Türkiye, Suriye’de iktidarın devrilmesine nasıl yaklaşıyor?, https://www.bbc.com/turkce/articles/c07gkey8rg9o, 08.12.2024, (Erişim Tarih: 06.01.2025).
Fotoğraf: Anadolu Ajansı