Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türkiye-Polonya İlişkilerinde Gelişim: Güvenlik-AB-Ekonomi

Türkiye-Polonya İlişkilerinde Gelişim: Güvenlik-AB-Ekonomi

Mustafa Metin Kaşlılar

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Türkiye-Polonya arasındaki ikili ilişkilerin tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Günümüze kadar devam eden ilişkiler “stratejik ortaklık” şeklinde çalışan önemli bir dayanışmayı oluşturmaktadır. Polonya’nın Cumhuriyet’in kuruluşu sonrası Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan Avrupa devleti olma özelliği oldukça önemlidir. Bu dönemde imzalanan dostluk anlaşması ile de ikili ilişkiler sürekli olumlu yönde seyretmiştir.

1999 yılında Polonya’nın Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) üyeliğini Türkiye’nin desteklemesi; Polonya’nın ise Avrupa Birliği (AB) yolunda Türkiye’nin üyeliğine destek sağlaması iki ülkenin yakın çalışmasına ve iyi ilişkilerin gelişmesine olanak tanımıştır. İki ülkenin ters düştüğü tek nokta 2005 yılında Sözde Ermeni Soykırımı’nın Polonya Parlamentosunda kabul görmesi olmuştur. Fakat Polonya’nın bu kararın resmi olmadığını belirtmesi ikili ilişkilerde ısınmayı tekrar sağlamıştır. Ayrıca 2009 yılında ikili ilişkiler “stratejik ortaklık” seviyesine çıkarılmış ve bu yönde devam eden sıcak ilişkiler bütünlüğünü korumaktadır.

Güvenlik

Polonya önemli bir NATO müttefiki olarak doğu kanadını koruyan bir ülke konumunda bulunmaktadır. Polonya’nın güvenlik sorunu yaşadığı ülkeler ise Rusya ve Belarus’tur. Özellikle güvenlik sorunu yaşaması açısından NATO’daki rolü itibariyle de oldukça önemli bir yere sahiptir. Polonya modernizasyon ve geliştirme yoluyla ulusal savunma potansiyeline ulaşmayı hedefleyen ve Avrupa ülkelerinin de bu güvenlik sorumluluğunu kendisiyle paylaşmasını bekleyen bir ülkedir. Bu sebep ile de NATO içinde savunma harcamalarını her zaman diri tutan ülkelerden biri olmuştur. 2011 yılından itibaren özellikle savunma alanında belirli programlar hazırlayan Polonya; kara, hava ve deniz kuvvetlerini güçlendirme üzerine çalışmalara başlamıştır. Polonya’nın kara gücünde özellikle zırhlı birlikler hala stratejik öneme sahip ve önemli rolleri bünyesinde barındırmaktadır. Dahası Polonya’nın deniz kuvvetlerinde büyük yatırımları da mevcuttur. Özellikle 2030 yılına kadar planlanan programında deniz kuvvetlerine ayrı bir önem verilmiştir. Hava kuvvetlerini ise modernizasyon ve satın alımlarla güçlendirmeye devam edilmektedir.

Polonya’nın tarihsel hafızası da özellikle savunma sanayii çalışmaları için ülkeye güç katmaya devam etmektedir. Polonya’ya göre NATO’nun misyonu ise Üye devletlere koruma sağlamak potansiyel saldırganları caydırmak, anlaşma alanı dışındaki yerlere müdahale etme kabiliyetine sahip olmak ortaklık politikası yoluyla krizleri önlemek ve Transatlantik bölgesinde istikrar sağlamaktır. Ancak, bir savunma ittifakının başarısını belirleyecek unsur NATO’nun alan dışı operasyonları veya istikrar sağlama misyonları değildir. İttifak, üye devletleri savunmak amacıyla kurulmuştur. Bu görevi yerine getirebilmek için iddialı bir savunma planlaması düzeyi muhafaza edilmeli görüşü mevcuttur. Polonya özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında genel planlama noktasında oldukça özverili çalışmaktadır.

Türkiye-Polonya ilişkilerinde güvenlik açısından değerlendirildiğinde ise Polonya da Türkiye gibi NATO içinde “açık kapı politikasını” savunan ülkelerden biridir. Zira Polonya’ya göre savunma birliğinin çoğalması güvenlik noktasında güçlenmenin de işaretini oluşturmaktadır. Polonya ve Türkiye NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek için ortak tatbikatlar yaparak koordine şekilde hareket etmektedir. Bu durum Türkiye’nin stratejik konumu ve askeri kabiliyetlerinin, Polonya’nın NATO’da ön cephe ülkesi olarak oynadığı rolü tamamladığını ve ittifakın güçlü kalmasını sağladığını söylemek açısından önemlidir. Diğer önemli gelişmelerden biri güvenlik alanında ikili ilişkileri oldukça ileriye taşıyan BAYRAKTAR İHA’ların 2021 yılından itibaren Polonya’ya satışı olmuştur. Bu durumun diğer önemli tarafı ise NATO içinde ve AB üyesi olan bir devlet ilk defa Türkiye’den insansız hava aracı almıştır. Bugünlerde TB2 insansız hava araçları Polonya Silahlı Kuvvetleri’ne güç katmaya devam etmektedir. Polonya güvenlik noktasında özellikle müttefiki Türkiye’nin önemli bir ortağı olmaya devam etmekte ve etmeye de devam edecektir.

Ekonomi

Polonya’nın 2004 yılında Avrupa Birliği’ne üye olmasına kadar geçen süreçte ikili ilişkilerde ekonomi 1974 tarihinde imzalanan ticaret anlaşması ve 1999 Serbest Ticaret Anlaşması’na bağlı şekilde gelişmiştir. Polonya AB üyesi olduktan sonra ikili ticari ilişkiler Gümrük Birliği çerçevesinde yürütülmeye başlanmıştır. Sürekli artarak devam eden ticari ilişkiler günümüzde de ivmesini koruyarak devam etmektedir. Özellikle Türkiye’nin savunma sanayiindeki artan yatırımları sonrasında, ticaret kalemine insansız hava araçları da eklenmiştir.

Ekonomide diğer bir alan ise turizmdir. Polonyalı turistlerin en çok ziyaret ettikleri destinasyonlardan birini Türkiye oluşturmaktadır. Aynı zamanda ikili ilişkileri etkileyen unsurlardan biri de ERASMUS programları olmuştur. Bugünlerde Türk öğrencilerin özellikle çok fazla tercih ettiği ülkelerden biri Polonya olmuştur. Polonya’nın sadece İstanbul’da ise yatırımları oldukça fazladır. 900’den fazla Polonyalı şirket İstanbul’da yer edinmiştir. İkili ilişkilerin sıcaklığı ve iş yapma kolaylığı neticesinde de bu hacim artarak devam edecektir. İki ülke arasında son dönemde ise yeşil enerji ve teknoloji sektörlerinin karşılıklı iletişimlerinin artacağını da söylemek yerinde olacaktır.

Avrupa Birliği (AB)

Polonya 2004 yılında AB’ye üye olmasından sonra Türkiye’nin üyeliğine destek veren bir ülke konumunda yer almıştır. Bu durum Polonya’nın AB içinde genişlemeyi savunan politikalarından da birini oluşturmaktadır. Bu sebeple Polonya, Türkiye’nin AB üyeliğine her zaman sıcak bakmıştır. Polonya aynı zamanda Avrupa kıtasının güvenliği noktasında da Türkiye’ye her zaman ihtiyaç olduğunu düşünmektedir. AB sürecini, özellikle ikili ilişkileri inceldiğimizde güvenlik paradigması göze çarpmaktadır. Polonya Doğu Avrupa’daki güvenlik endişeleri nedeniyle savunma iş birliği noktalarında Türkiye ile ortak çıkarlar geliştirmiştir.

Diğer bir önemli konu ise göç meselesidir. Türkiye’nin göç konusunda AB ile ortaklığı Polonya açısından da önemlidir. Polonya göç politikalarında AB’nin genel çizgisine uygun hareket ederken Türkiye’nin bu süreçteki rolüyle denge noktasında yer aldığını söyleyebiliriz.

AB’nin enerji güvenliği politikaları Türkiye-Polonya ilişkilerini etkileyen bir diğer faktördür. İki ülke de enerji güvenliği noktasında iş birliği kapasitesine sahiptirler ve bu bağlam AB noktasında da belirleyicidir.

Sonuç

Türkiye ve Polonya arasındaki ikili ilişkilerin geçmişi çok öncelere dayanmaktadır. Tarihsel ilişkilerin ardından günümüz içerisinde de iki ülke birçok noktada ortak hareket etmeyi başarmıştır. Özellikle ikili ilişkileri etkileyen faktörlerin derinlemesine incelenmesi, güvenlik noktasında bir öncül çıkarmaktadır. Bu durum Polonya’nın güvenlik sorunlarının Rusya-Ukrayna Savaşı ile artması, NATO’nun önemli bir müttefiki olan Türkiye ile sıkı ilişkiler geliştirmesi konusunda itici bir güç olurken; ikili ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesinde ilerlemesini de sağlamaktadır. AB içinde de ortaklılıkların net olarak belli olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Polonya’nın, Türkiye’nin AB sürecini destekleyen ülkelerden biri olması ikili ilişkilerin oldukça yakın ve geliştirilebilir pozisyonda kalmasını sağlamaktadır. Özellikle ilerleyen yıllarda ikili ilişkilerin süreceği ve ticaret hacminin 15 milyar dolar hedefi, turizm, teknoloji ve güvenlik alanlarında da artarak devam edeceği görünen bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün