Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Türkiye-Sırbistan İlişkileri: Tarihsel ve Güncel Gelişmeler

Türkiye-Sırbistan İlişkileri: Tarihsel ve Güncel Gelişmeler

Muhammed Nurullah Ketkanlı

Dış Politika Araştırmacısı

Tarih boyunca Sırbistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler, bölgesel ve uluslararası dinamikler doğrultusunda dalgalı bir seyir izlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanan tarihsel bağlar, her iki ülke için de derin etkiler bırakmıştır. Sırp milliyetçiliğinin temel unsurlarından biri olan “kadim düşman” algısı, özellikle I. Kosova Savaşı sonrasında şekillenmiş ve bu tarihsel hafıza, Sırbistan’da Türkleri bir “öteki” olarak kodlamıştır. Bununla birlikte, Osmanlı yönetimi altında Sırp kültürü, inançları ve değerlerinin korunmasına yönelik “millet sistemine” dayanan uygulamalar, Sırbistan’ın ulusal kimliğinin muhafazasına ve geliştirilmesine zemin hazırlamıştır. Sırpların inançları ve kültürleri genel olarak Sırp Kilisesi sayesinde korunmuş olmakla birlikte 18. ve 19. Yüzyıllarda Vuk Stefanoviç Karadziç ve Karadağ’ın siyasi ve dini lideri Petar Petroviç Njegoş’un eserleri Sırp edebi ve sözlü edebiyatını ileri taşıyarak ulusal kimliğin inşasında etkili olmuştur (Uğurlu, 2019). Sırp ulusal kimliğinin seküler yönü ise Aleksandr Karacorceviç döneminin dahiliye müdürü olan İliya Garaşanin’in Lehlerin ulus hareketinden de esinlenerek hazırladığı, Sırbistan’ın gelecekte nasıl genişleyeceğini planladığı “taslak” ile şekillenmeye başlamıştır (Ketkanlı, 2022). Kilisenin ve önden gelen Sırp aydınlarının bu çalışmalarında düşman imgesi Türkler, genel anlamıyla Müslümanlardır. Burada “Türk” etnik bir anlamdan çok İslam dinine mensup tüm bölge halklarını içermektedir.

Yugoslavya döneminde nispeten iyi seyreden Türkiye-Sırbistan ilişkileri, 1990’lı yıllarda Bosna ve Kosova savaşları nedeniyle gerilmiş, Türkiye’nin Boşnaklar ve Kosovalılara verdiği destek Sırbistan ile diplomatik sürtüşmelere neden olmuştur. Fakat Türkiye, Yugoslavya’nın dağılması sürecinde Batılıların aksine Belgrad yönetimi ile bağları hemen kopartmamıştır. Ne zaman ki işler Bosna – Hersek’te çığırından çıkmış, o zaman Türkiye yerini Boşnaklar ve Arnavutlar tarafında almıştır. Bu bakımdan Türkiye’nin itidalli hareket etmediğinden ve diyaloğu bir kenara bıraktığından söz edilemez. Türkiye’nin yaşanan savaşta tam olarak yerini alması 1992 ilkbaharını bulmuştur (Bora, 2018). Özellikle Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıması, ilişkilerde ciddi bir kırılma yaratmıştır. Ancak bu olumsuzluklar, karşılıklı pragmatik yaklaşımlar sayesinde zamanla aşılmıştır. 2000’li yılların başında Sırbistan‘ın Batı ile yakınlaşma sürecine girmesi ve AB üyelik süreci, Türkiye ile ilişkilerin yeniden güçlenmesine zemin hazırlamıştır (Usta, 2021).

Son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkiler, ekonomik ve diplomatik alanda önemli gelişmeler göstermiştir. Özellikle Türkiye’nin Balkanlar politikasında Sırbistan’ın kilit bir ülke olarak görülmesi, ikili ilişkilerin derinleşmesine katkıda bulunmuştur. 2008 yılında dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç arasında stratejik ortaklık hedefi doğrultusunda başlatılan görüşmeler, bölgesel barış ve istikrar açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir (Babalı, 2012). Ekonomik anlamda ise Türkiye-Sırbistan ilişkileri ivme kazanmıştır. 2020-2023 yılları arasında ticaret hacmi 2 milyar doları aşmış, karşılıklı yatırımlar ve altyapı projeleri ile iş birliği derinleşmiştir. Türkiye’nin, özellikle Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) aracılığıyla Sırbistan’daki çeşitli projelere katkıda bulunması, iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel bağları güçlendirmiştir. Özellikle Belgrad-Saraybosna otoyolu projesi, Balkanlar’da Türkiye’nin stratejik öncelikleri arasında yer almaktadır (Terzic & Crnovrsanin, 2022).

Son dönemde Sırbistan’ın Rusya ve Batı arasında denge politikası izlemesi, Türkiye ile ilişkileri de etkilemektedir. Rusya, Sırbistan için tarihsel bir dost olmasının yanı sıra askeri, ekonomi ve enerji alanında da ülkede büyük yatırımları olan vazgeçilmez bir aktördür (Derman, 2017). Ayrıca Çin ile Sırbistan’ın ekonomi ve askeri alanda “Kuşak Yol Girişimi” bağlamında ilişkilerinde önemli adımlar atılmıştır (İlgaz, 2022). Bununla birlikte Sırbistan, Batı Balkanlar’daki en büyük lityum rezervlerine sahip ülkelerden biridir ve bu kaynaklar, ülkenin dış politikasında kritik bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin, Sırbistan’ın enerji ve maden potansiyeline yönelik ilgisini artırırken, Batı ve Rusya ile olan dengeleri gözeten bir strateji izlemektedir (Rusya İle Batı Arasında Kalan Sırbistan’da Lityum Madenleri Dengeleri Zorluyor, 2024). Ukrayna savaşının Sırbistan’ın dış politikasına etkisi de Türkiye ile ilişkilerde dolaylı bir etki yaratmaktadır. Sırbistan, bu süreçte Batı’ya karşı temkinli bir duruş sergilerken, Türkiye’nin hem NATO üyesi hem de Rusya ile ilişkileri olan bir ülke olması, Sırbistan için stratejik önem arz etmektedir.

Kültürel açıdan bakıldığında, Türkiye’nin Sırbistan’daki Türk dernekleri ve Sırp toplumundaki Türkiye algısı üzerinde çalışmaları devam etmektedir. Özellikle Novi Pazar ve Sancak bölgesinde yaşayan Müslüman nüfus, Türkiye’nin bu bölgede etki alanını genişletmesine olanak tanımaktadır. TİKA aracılığıyla yürütülen kültürel ve eğitim projeleri, iki ülke arasındaki halklar arası ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmaktadır (Türk & Bajraktarevic, 2023).

Sonuç olarak, Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkiler, tarihsel gerilimlere rağmen, özellikle son yıllarda ekonomik ve diplomatik alanda büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Kosova sorunu gibi bölgesel meseleler zaman zaman ilişkileri zorlasa da her iki ülke de pragmatik bir dış politika izleyerek iş birliğini sürdürmektedir. Türkiye’nin Balkanlar’daki stratejik öncelikleri ve Sırbistan’ın AB üyeliği süreci, bu ilişkilerin geleceğini şekillendirecek temel unsurlar arasında yer almaktadır. Türkiye’nin Sırbistan ile ilişkilerini ileri düzeyde ilerletmesi ülke içinde ve Balkanlar’daki Türkiye’ye yakın olan yönetimlerde ve topluluklarda bazı eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Özellikle ekonomik anlamda önemli yatırımlar ve iş birlikleri olumsuz eleştirilere maruz kalmıştır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta olası krizlerde ve çatışmalarda bir arabulucu rolü üstlenebilmek ve tüm tarafların dinleyebileceği ve güvenebileceği bir aktör olabilmek için barış dönemlerinde tüm taraflar ile iş birliklerinin geliştirilip karşılıklı güvenin sağlanması ve güçlü bağların kurulmasıdır. İlişkilere fazla ideolojik ve taraf olarak yaklaşmak Türkiye gibi bölgesinde istikrar ve huzurdan kazanç sağlayacak bir ülke için mantıklı değildir. Böyle bir yaklaşım kriz ve çatışma zamanlarında ancak Türkiye’nin de bunların içine çekilmesine sebep olabilir ya da yanında görünen aktörü yalnız bırakarak güvenilirliğini ve prestijini zedelemesine sebep olabilir. Bu ihtimaller göz önüne alınarak Türkiye’nin tüm taraflarla güçlü ilişkiler kurması bölgedeki istikrara hizmet etmekte ve barışın sürdürülmesine katkı sağlamaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri yakın zamanda Türkiye’nin Somali-Etiyopya arabuluculuğu incelenerek görülebilir. Elbette şartlar gerektirdiğinde Türkiye, olası bir olumsuz senaryoda geri dönülemeyecek bir durumda Balkanlarda Türk ve Müslüman toplulukları destekleyecektir.

Kaynakça

Babalı, T. (2012). Türkiye – Sırbistan İlişkileri: Zor Dönüşüm ve Yeni Dinamikler. In Y. Okay & T. Babalı (Eds.), Türkiye – Sırbistan İlişkileri: “Belgrad’a Uğrar Yolu Tuna’nın” (1st ed., pp. 11–32). Doğu Kitabevi.

Bora, T. (2018). Yeni Dünya Düzeninin Av Sahası Bosna – Hersek (2nd ed.). İletişim Yayınları.

Derman, G. S. (2017). Soğuk Savaş Sonrası Rusya’nın Balkanlar Politikası. In İ. Kamil (Ed.), Soğuk Savaş Sonrasında Balkanlar (1990-2015) (1st ed., pp. 547–580). Nobel Akademik Yayıncılık.

İlgaz, S. (2022). Çin’in Balkanlar Politikası. TUİÇ Akademi. https://www.tuicakademi.org/cinin-balkanlar-politikasi/

Ketkanlı, M. N. (2022). Balkanlar’da Sırp Milliyetçiliği ve Sırbistan Dış Politikasına Etkileri. Karabük Üniversitesi.

Rusya ile Batı arasında kalan Sırbistan’da lityum madenleri dengeleri zorluyor. (2024). TIMEBALKAN. https://timebalkan.com/rusya-ile-bati-arasinda-kalan-sirbistanda-lityum-madenleri-dengeleri-zorluyor/

Terzic, A., & Crnovrsanin, S. (2022). Bosna Hersek, Türkiye’nin Desteklediği Otoyol Projesiyle Bölge Ülkeleriyle Bağlarını Güçlendirmek İstiyor. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bosna-hersek-turkiyenin-destekledigi-otoyol-projesiyle-bolge-ulkeleriyle-baglarini-guclendirmek-istiyor/2176118

Türk, F., & Bajraktarevic, D. (2023). Sırbistan’daki Türk Dernekleri ve Ülkede Yaşayan Türklere Yönelik Politikaları 2002-2021. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25(2), 567–588. https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1387650

Uğurlu, M. (2019). Milliyetçiliğin Efsanesi (Sırp Milliyetçiliği ve Kosova Efsanesi) (1st ed.). Gece Akademi.

Usta, G. (2021). 1990 Sonrası Türkiye, Bosna – Hersek ve Sırbistan İlişkileri. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün