Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Uluslararası Alanda Türkiye’nin Afrika’daki Rolü

Uluslararası Alanda Türkiye’nin Afrika’daki Rolü

Kadriye Yakut

TUDPAM Araştırmacısı

Afrika kıtası, siyasi, askeri ve ekonomik açıdan stratejik bir konuma sahip olup, Doğu ile Batı arasında bir bağlantı noktası olarak görülüyor. Bu stratejik konumu nedeniyle, kıta üzerindeki uluslararası güçler arasında artan bir rekabet gözlemleniyor. Afrika’nın kıyı kentlerinde konuşlanan uluslararası güçler, askeri ve ekonomik düzeyde çeşitli stratejik hedeflere ulaşma amacıyla çeşitli taktikler uygulamaktadır. Özellikle ABD’nin, denizel ve askeri hegemonyasını sürdürme isteği ve diğer uluslararası güçlerin Afrika’daki varlığını artırmak amacıyla düzenlediği konferanslar, kıtanın stratejik önemini vurgular. 

Günümüzde, Afrika’daki uluslararası güç dengesi giderek değişiyor ve geleneksel olarak Afrika’da güçlü bir varlığı olan ABD ve eski sömürgeci devletler, Çin ve Rusya gibi yeni oyuncuların artan etkisiyle rekabet ediyor. Afrika’da artan bu rekabet, çeşitli ülkelerin kendi çıkarlarını korumak amacıyla kıtada stratejik bir konum edinmek için mücadele etmelerine neden oluyor. Afrika’daki 12 ülke, askeri üsler ve tesisler kurmuş durumda ve birçok ülke, bölgesel güç olma hedefi doğrultusunda kıtada varlığını güçlendirmeye çalışmakta. Özellikle Afrika Boynuzu ve Batı Afrika, uluslararası güçlerin yoğun rekabet gösterdiği bölgelerdir. Bu rekabetin ana nedenleri, ekonomik çıkarların korunması, tarihi ve kültürel bağların güçlendirilmesi ve rakip uluslararası güçlere karşı konumlanma isteğidir. 

Bu rekabet sadece ABD ve Çin arasında değil, aynı zamanda Çin ve Japonya, Hindistan ve Çin gibi diğer ülkeler arasında da yaşanıyor. Ayrıca, Türkiye gibi yeni oyuncuların yükselişi de dikkat çekiyor. Türkiye, özellikle son yıllarda Afrika’daki varlığını artırarak, bölgede etkin bir aktör haline geldi. Özellikle Türkiye’nin Libya ve Somali’deki faaliyetleri, ülkenin bölgesel ve uluslararası alandaki etkisini arttırmıştır. 

Çin’in Afrika’daki etkisi, ‘‘Kuşak ve Yol Girişimi’’ gibi büyük altyapı projeleriyle belirginleşiyor. Bu girişim, Çin’in Afrika kıtasındaki ekonomik ve stratejik varlığını güçlendirmek için önemli bir araç olarak görülüyor. Diğer yandan, ABD deniz gücü stratejisi ile deniz yollarının kontrolüne ve dünya ticaret yollarının güvenliğine odaklanıyor ve bu strateji, ABD’nin küresel hegemonyasını sürdürme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin Afrika’daki stratejik rolü, geleneksel güçlerle rekabet etme çabalarıyla şekillenmektedir. Türkiye, yumuşak güç ve ekonomik iş birliği araçlarını kullanarak Afrika’da etkisini artırmaya çalışıyor. Özellikle Türkiye’nin insani yardım ve kalkınma projeleri, Afrika’da Türkiye’nin itibarını artırmış ve bölgede etkin bir aktör olarak tanınmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, Afrika’daki uluslararası güç rekabeti, kıtanın stratejik önemini ve çeşitli ülkelerin kıtadaki çıkarlarını koruma çabalarını yansıtıyor. Türkiye gibi yeni aktörlerin yükselişi, bu rekabetin karmaşıklığını arttırıyor. Ancak, Türkiye gibi ülkelerin bölgedeki etkisi, Afrika’daki dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahiptir. Bu nedenle, Afrika’daki uluslararası güç rekabeti, gelecekte de önemini koruyacak ve bölgenin kalkınması ve istikrarı üzerinde etkili olmaya devam edecektir.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün