Güney Ferhat BATI
Akademisyen-Yazar
Bir Milletin,
Bir Vatanın,
Bir Ülkenin,
Bir Ülkünün,
Mücadelesinin tezahürüdür; ‘’Bağımsızlık’’ ve ‘’Cumhuriyet’’
Kadim Anadolu toprakları üzerinde ‘al-kırmızı’nın boyanmasıdır, bedenlerimize…
Nedir bizleri, bütünleyen? TÜRKİYE’DİR!
20’inci yüzyıldaki ilk cihan harbi’nin ayak sesleri ‘Osmanlı’ özelinde Balkanlardaki (Rumeli) –domino etkisi gibi- birçok toprak kayıplarıyla başlamıştı bir kere, dönüşü olmayan bir şekilde. Emperyalizm, sadece Osmanlı topraklarını değil, aynı zamanda ‘’öz kimlikleri’’ hedef almak üzerine şartlanmıştı. Bu Osmanlı’nın tüm coğrafyasına sirayet etmiş bir tehditten ötedir. Anadolu’ya sıkıştırılan, hapsedilen, manda ve himaye ile yönetilecek küçük bir toprak parçasında yaşamlarımızın mahkûm edilerek yaşanmasıydı, bu emperyalistlerin zorunlu olarak, bizlere dayatılmak istenen kirli plan ve projelerinin uygulamalarıydı.
Birinci Dünya Savaşı daha devam ederken gizli antlaşmaların zemini hazırlanmıştı bile, savaş sonrası Anadolu’nun paylaşımının yanında, Yakın Doğu’da (Ortadoğu İngilizlerin tabiridir!) Osmanlı’ya ait topraklarda ‘Sykes-Picot’ ve ‘Saint Jean De Maurienne’ antlaşmalarıyla emperyalist ‘Batı’lılar paylaşımlarını yapmışlardı. Bir imparatorluk yıldan yıla değil, günden güne yok olmaya yüz tutuyordu. Bu yok olma ‘uluslararası sistem’in dayatmasının bir sonucuydu, keza sadece Osmanlı değil, diğer imparatorluklar da tarihin tozlu sayfalarında yerini alıyordu.
Anadolu ve insanının kurtuluştan başka seçeneği yoktu, diğer bir tabirle ‘ya yeni bir devlet’’ ya da ‘kuzgun bir leşe’ yok olmak vardı. Vatanın mücadelesinde emperyalizme hizmet eden içerideki iş birlikçilerle mücadele etmek, dışarıdakilerle mücadele etmekten daha çetin ve bir o kadar daha zorluydu. Her şeye ve herkese rağmen! ‘Milli Mücadele’nin meşalesi Anadolu’nun birçok yerinde kıvılcım aldı, kıvılcımlar birlik oldu, birliktelik bütünlüğümüz oldu. Ve bu yol dönülmez ufkun vatan topraklarında ‘Bağımsızlık’ adımlarına, ‘Cumhuriyet’ koşusuna ve ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’’ olmasına vardı.
Amasya Genelgesi ile başlayan süreçten, Erzurum Kongresine, Sivas Kongresinden ‘Cumhuriyet’e uzanan nihayete kadar ve günümüze kadar, kimlerin emekleri var ise hepsine minnet borçluyuz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Nuri Conker, Fethi Okyar, Falih Rıfkı Atay, Rauf Orbay, Tevfik Rüştü Aras ve diğerlerini rahmet ve saygıyla anıyorum, anıyoruz. Sizler ve atalarımız bizlere bu eşsiz vatan topraklarını bağımsızlık mücadelesiyle taçlandırarak ‘Cumhuriyet’i bizlere armağan ettiniz, hepinize şükran borçluyuz.