Mustafa Metin KAŞLILAR
TUDPAM Başkan Yardımcısı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların sözde yönetimlerinin tanınmasına dair kararnameyi imzalaması ve üç ün sonrasında ise Ukrayna’ya karşı “Özel Askeri Operasyon” adıyla işgal girişimini başlatması sonucu Rusya dünyadan tecrit edilerek büyük yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmıştır. Türkiye bu dönemde özellikle denge politikası yürüterek hem Ukrayna özelinde hem de Rusya özelinde büyük takdir toplamış ve iki tarafı da kaybetmemiştir. Ukrayna’ya İHA (İnsansız Hava Aracı) ve SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) ve bazı askeri araç gereçler iletilmiş ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün desteklendiği gösterilmiştir. Buna rağmen Rusya ile ilişkilerde de büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Türkiye, savaşın ilk gününde beri Rusya’ya karşı olan yaptırımlara katılım göstermemiş ve ilişkilerine devam etmiştir. Bu politika Batı dünyasından tepki getirse de özellikle Rusya ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde görüşmelerin ilk adımı olarak kayıtlara geçmiştir. Rusya, bu görüşme sonrası Kiev ve Çernihiv bölgelerinde askeri operasyonlarını büyük oranda azaltacağını açıklaması, Ukrayna’nın da Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olmama ve askeri anlamda tarafsız kalma sözü vermesi, Kırım ve Donbas’ın statüsünü ilk aşamada bir kenara bırakabileceğini açıklaması o dönem Belarus görüşmelerinde alınamayan kararların İstanbul’da alınması bu konuda Türkiye açısından önemlidir.
Tahıl Koridoru Anlaşması
Tahıl Koridoru Anlaşması, İstanbul’da yapılan toplantı ile 22 Temmuz Cuma günü Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında imzalanmıştır.
Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya başlattığı işgal girişimi sonrasında Ukrayna’nın, Karadeniz limanlarında bulunan birçok yük gemisi çıkış yapamamıştır. Bu aksaklıkların ardından küresel gıda krizi gündeme gelmiştir. Mahsur kalan tahılın çıkarılmasına yönelik varılan Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi’ndeki imzalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in katılımındaki törenle atılmıştır.
Tahıl Koridoru Anlaşması Ukrayna tahılını taşıyan gemilerin Odessa’nın iki limanından yola çıkıp, belirlenen koridoru kullanacağını; Karadeniz’den İstanbul Boğazı’nı kullanarak çıkacağını belirtti. Yetkililer, gemileri Ukraynalı pilotların yönlendireceğini ifade etmiştir. Anlaşma kapsamında aynı zamanda İstanbul’da bir koordinasyon merkezi kurulacak ve bu merkezde Ukrayna ve Rus temsilcilerin yanı sıra ev sahibi Türkiye’nin de temsilcileri bulunacaktı. BM yetkilileri, gemilerin incelemesinin de bu Ortak Koordinasyon Merkezi tarafından yapılacağını bildirmiştir.[1]
Rusya-Türkiye Doğalgaz Merkezi Planı
Rusya ve Türkiye arasında Akkuyu’da yapılan “ilk nükleer yakıt getirme töreni’nden önce ilave olarak Türkiye’de bir doğalgaz merkezi kurma fikri oluşmuştur. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2’de kullanılamayan kapasitelerin TürkAkım boru hattı üzerinden kullanılabileceğinin söylenmesi ve Baltık Denizi’nde Kuzey Akım hatlarında kaybedilen hacimleri Karadeniz’e yönlendirilmesi ve böylece Avrupa’ya yönelik yakıt ve doğal gaz kaynakları için ana rotayı Türkiye üzerinden sağlayarak, Türkiye’de doğal gaz merkezi kurulma fikri hala dile getirilmektedir. Bu planlar son dönem yavaşlamış olsa da Rusya ve Türkiye ilişkilerinin son dönemde ne kadar hızla geliştiğini da bize göstermiş oluyor.
Rusya’nın Seçime Dönük İlgisi
Türkiye’de 14 Mayıs 2023 seçimlerine gidilirken Rusya ve Rus medyası seçimlere kilitlenmiş vaziyette diyebiliriz. Birçok konuda Rusya’dan Türkiye seçimleri için görüşler gelmekte. Rusya merkezli düşünce kuruluşu Yeni Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin başkanı (YETAM) Yuriy Mavaşev, “Rus makamları için Erdoğan; öngörülebilirlik, statükoyu sürdürmek demek. Kılıçdaroğlu veya başka bir muhalefet adayı kazanırsa, Kremlin için büyük bir baş ağrısı olacak” diyerek açıkça Türkiye’de iktidar destekli açıklamalarda bulunmuştur. Mavaşev’e göre yurt dışından yayın yapan muhalefet medyası Erdoğan’a karşı olumsuz bir tavır sergiliyor. Devlet medyası ise tam tersine Türkiye’nin mevcut liderinin zaferini hayal ediyor. Yuriy Mavaşev, ayrıca “Putin açıkça Erdoğan dışında başka bir lider tanımak istemiyor. Bundan yüzde 100 eminim. Onunla daha kolay, daha net” diyor. Mavaşev’e göre bunun en önemli nedeni, “Erdoğan ile Putin’in aynı dili konuşuyor olması… Putin’in koordinat sisteminde prensipte halk yok. Sadece herkes için her şeye karar veren liderler var. Bu nedenle, ona göre siyaset, bu liderlerin kendi aralarında ne kadar iyi anlaştıklarına bağlı” olmasıdır.[2]
Genel görüşlere baktığımız zaman Putin mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyici bir tavır sergiliyor diyebiliriz. Bunun sen önemli sebeplerinden biri de Türkiye ile son dönemde gelişen sıcak ilişkiler ve Türkiye’nin batı dünyasından uzaklaşması örnek verilebilir.
Son dönemde özellikle Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcıları Rusya üzerinden konuşmalar gerçekleştiriyorlar. Örneklere baktığımız zaman Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden olan ve seçim kampanyasını yöneten Erdoğan Toprak, Rusya’ya ilişkin bir iddiayı dile getirmiştir. Toprak’a göre; Rusya’nın seçim sürecine müdahale ettiğine ilişkin duyumlar geldiğini belirterek, Türkiye’nin iç ilişkilerine karışılmasından rahatsız olduklarını kaydetmiştir. Dahası Toprak, “Türkiye- Rusya ilişkisi değil, Rusya ile parti ilişkisine indirilmesi duyumu geliyor, onu doğru bulmuyoruz. Tabii ki, bu seçim sürecini etkiler. Biz bu etkilerle ilgili önlemlerimizi alıyoruz. CHP olarak sandıklarımıza sahip çıkacağız. Diyoruz ki, devletler ilişkisi yüzyıllar boyu devam eder” ifadelerine de yer vermiştir. Fakat bu söylemin içeriği çok fazla dile getirilmemiştir.
Geçtiğimiz günlerde ise Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Sevgili Rus Dostlarımız, Dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız” ifadelerini kullanmıştır. Bu duyumlar CHP’de Rusya’ya karşı böyle bir söylemin olduğunu açıkça ortaya koymaya yeterlidir. Kemal Kılıçdaroğlu aynı zamanda Rusya ile ilgili olarak “Türkiye Batı ittifakının ve NATO’nun bir üyesi ve Putin de bunu çok iyi biliyor. Türkiye, NATO tarafından alınan kararlara uymak zorundadır” diyerek açıkça Rusya’ya bir mesaj vermiştir. Kılıçdaroğlu Türkiye’nin NATO’daki “kilit ülke” rolünü güçlendireceğini söyleyerek aslında Rusya ile gelişecek ilişkiler hakkında da ön bildirim vermiştir diyebiliriz.
Sonuç
Sonuç olarak Rusya olası bir iktidar değişikliği konusunda endişe içinde diyebiliriz. Sıcak ilişkiler dönemi dediğimiz bu dönemde olası iktidar değişikliği Rusya’nın çıkarlarına uymamaktadır. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun beyanları ise Rusya’nın seçimlere müdahale noktasında olduğu yönündedir. Olası İktidar değişikliğinde bu iddialar daha da netleşirse Türkiye-Rusya ilişkilerinde belli kırılmalar yaşatacak hadiselerdir. Rusya özellikle son dönemdeki Türkiye ile olan diyaloğunu kaybetmek istememektedir. Fakat bunun için Türkiye’de gerçekleşecek olan seçimlerde çıkan sonuca saygı duyulmalı ve asla müdahaleci bir tavır takınılmamalıdır.
Kaynakça
[1] “Tahıl koridoru anlaşması nedir? Tahıl koridoru anlaşmasında ne amaçlanıyor?”, T24, https://t24.com.tr/haber/tahil-koridoru-anlasmasi-nedir-tahil-koridoru-anlasmasinda-ne-amaclaniyor,1050115 , (Erişim Tarihi: 10.05.2023).
[2] “Rusya ve Ukrayna, Türkiye’deki seçimlere nasıl bakıyor?”, BBC News, https://www.bbc.com/turkce/articles/cw4w8zzrwego , (Erişim Tarihi: 10.05.2023).