Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Rusya-Ukrayna Siber Savaşının Dünya Genelinde Etkileri

Rusya-Ukrayna Siber Savaşının Dünya Genelinde Etkileri

İclal Sarıtaş

TUDPAM Araştırmacısı

2022-2024 yıllarında meydana gelen siber saldırıların gerek senkronize gerekse savaş koşulları biçiminde gerçekleşiyor oluşu, durumun ‘‘Siber uzay’’ kapsamında siyasete yansımasını ve siber siyaset kavramının tartışılmasını kaçınılmaz hale getirdi.

Rusya, 24 Şubat 2022’de başlayan harekatın temellerini siber saldırılar ve dezenformasyon çalışmalarıyla savaş öncesi hazır duruma getirmiştir. Rusya son birkaç yıldır Ukrayna’yı siber güvenlik alanında bir çeşit test sahası olarak kullanıyor. Buna 2014 Kırım İlhakı’nın beraberinde Ukrayna’ya yönelik siber saldırı artışlarını ve 2015-2016’da Ukrayna’daki elektrik santrallerine yapılan siber saldırılarını da örnek verebiliriz. Bu gelişmelerin akabinde Ukrayna’ya siber destek sağlama konusunda ABD ve NATO ülkelerinin yardımlarında artışlar yaşandı. 2020 yılında, ABD tarafından Ukrayna’nın siber güvenlik kalkanına 38 milyon dolar yatırım yapıldı. Aynı zamanda Rusya’nın siber saldırılarını arttırıyor oluşu, Ukrayna’nın NATO üyeliğinde de sıkıntı yaşamasına sebep oldu. 2021 yılında Ukrayna’nın resmî üyelik statüsünün reddedilmesinin ardından Kiev yönetimi, Rusya ataklarına karşı yetersiz olduklarını ve ‘‘CCDCOE’’ ile iş birliği yapmak istediklerini iletti. Bu iletinin ardından Estonya merkezli CCDCOE ile güvenlik alanında ortak çalışmalara başlanıldı. CCDCOE yaptığı yardımları, “Katkıda bulunan katılımcı rolü” şeklinde özellikle altını çizdi.

Ukrayna’ya her türlü yardımın yapılması Kremlin tarafından hoş karşılanmadığı gibi bu duruma da tepki göstererek, bunun Rusya’ya karşı bir tehdit olduğu açıklaması yapıldı. NATO ile Ukrayna arasında yeni bir iş birliğine gidilmesi sonucunda Rusya, birçok Ukrayna bankasına saldırılar düzenledi. Kremlin, sözü edilen saldırıların Rusya’nın üstüne atılmasının provokasyondan başka bir durum olmadığını söylese de yoğun istihbarat çalışmaları sonucunda saldırı sorumlusunun Rusya olduğu tespit edildi. Harekatın ilk zamanları Kremlin, Kiev yönetimine karşı hamle yapmak adına yoğun siber saldırılar düzenledi. Bu saldırı sonucunda internet servis sağlayıcıları geçici süre işlevini kaybetti ve şehirlerde kesintiler yaşandı.

Ukrayna, yaşanan saldırılardan daha fazla zarar görmek istemediği için ‘‘Siber cephede genişleme politikası’’na başvurdu. Özellikle işgal sonrası, saldırılarda artışların görülmesi sonucunda güçlü bir siber ordu kurulacağını ve tüm gönüllü hackerleri göreve çağırdığını duyurdu. Çağrı sonrası hükümetin altyapılarını korumakla görevli ‘‘Cyber Unit Technologies’’ şirketi, orduya katılacak olan gönüllülerin ‘‘Savunan ve saldıran’’ olmak üzere iki farklı sınıfta toplanacağını açıkladı. Planlamaya göre savunma sınıfı altyapıları koruyacakken, saldırı ekibi Rusya’ya saldırılar gerçekleştirip casusluk yapanlara dair bilgiler toplamakla görevlendirilecekti. Bu görevlendirmelerin ardından dünyaca ünlü belli hacker gruplarından siber savaşa dahil olma anlamında istekler artamaya başladı. Bu gruplardan en dikkat çekeni ise ‘‘Anonymous’’ olmuştu.

2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, hacker gruplarını “Rus Yanlıları” ve “Ukrayna Yanlıları” olmak üzere ikiye böldü. Rusya-Ukrayna savaşı sırasında desteklerinin Ukrayna’dan yana olacağını belirten Anonymous grubu, Rusya ile resmî olarak ‘‘Siber savaş’’ içerisinde olduklarını ilan etti. Yine aynı grup, ilandan kısa süre sonra Ukrayna’da barışa gidilmediği takdirde, Kremlin’e yönelik saldırıların arttırılacağına yönelik yeni bir açıklamada bulundu. Anonymous’un Ukrayna’dan taraf olmasına tepki gösteren Rusya hacker grupları, ‘‘KillNET’’ çatısında birleşerek siber cephe hattında tarafını “Rus Yanlısı” olarak ilan etti. NATO ve Ukrayna destekçisi ülkelere ‘‘DDoS atakları’’ gerçekleştirdi. ABD Başkanı Biden ve Fransa Başkanı Macron’un Ukrayna destekli açıklamalarının ardından DDoS ataklarında artışlar gözlemlendi. Bunun yanında yine KillNET tarafından Almanya’nın G7 Zirvesi’nde Ukrayna’ya göndereceği tanklardan bahsetmesi üzerine, Almanya’nın resmî sitelerine ve havaalanına saldırı atakları gerçekleştirildi.

2023 yılında, Killnet grubundan saldırılar devam ediyordu. Ekim 2023 tarihinde gruptan bazı açıklamalar gelmeye başlamıştı. Öyle ki Ukrayna ile yapılan savaş durumunda İsrail’in Ruslara ihanet ettiğini söyleyen grup, “İsrail Hükümeti, bu kan dökülmesinden siz sorumlusunuz. 2022’de Ukrayna’nın terör rejimini desteklediniz. Rusya’ya ihanet ettiniz. Bugün Killnet sizi resmî olarak bu konuda bilgilendiriyor. Tüm İsrail hükümet sistemleri saldırılarımıza maruz kalacak” dedi. Akabinde, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarında KillNET’in de payı olduğu ortaya çıktı.
2024 yılının Şubat sonlarında Fransa’dan, Rusya’nın dezenformasyon şebekesinin ortaya çıkartılmasıyla ilgili açıklamaların gelmesi gündeme oturdu. Fransız güvenlik uzmanları, Avrupa genelinde Rus propagandası ve yanlış bilgi yaymak için “Portal Kombat” isimli bir kampanyanın kullanıldığını tespit ettiler. Kampanyanın Ukrayna, AB, İngiltere ve ABD’deki kesimlere yönelik web sitelerinden oluştuğu bildirildi.

‘‘Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı’’ ise 4 Mart 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, Rusya Savunma Bakanlığının sunucularına siber saldırı başlatarak “Gizli hizmet belgelerinin büyük bir kısmına” erişim sağladığını söyledi. Askeri istihbarat siber uzmanlarının gerçekleştirdiği operasyonun, “Rus güvenlik hizmetinin yaklaşık 2.000 yapısal birimi arasında dolaşan emirlerin, talimatların ve raporların yanı sıra bilgi güvenliği ve şifreleme yazılımının elde edilmesine yardımcı olduğu bildirildi. Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı, “Elde edilen bilgiler, Rusya Savunma Bakanlığı sisteminin ve bağlantılarının tam yapısının oluşturulmasını mümkün kılıyor” dedi. Teşkilatın açıklamasında, toplanan verilerin analizinin aynı zamanda Rusya Savunma Bakanlığının yapısal birimlerindeki generallerin, üst düzey komutanların ve “Elektronik belge yönetimi için yazılımı kullanan herkesin” kimliğinin belirlenmesine de yardımcı olduğunu açıklandı. Teşkilat, Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Timur Ivanov’un resmî belgelerini ele geçirdiğini iddia ediyor.

İki yıllık savaş perspektifinde baz aldığımız siber çarkı, siyaset boyutunda incelediğimizde saldırıların tesadüfî olmadığını ve tüm bu gelişmelerin üstüne Rus propaganda araçlarının ortaya dökülmesiyle, bu propagandaların dünya kamuoyuna duyurulmasının ardından, Fransa’nın resmî sistemlerine saldırıların düzenlenmiş olması, belli analizlerin doğrulanmasına önayak oldu. Siber siyaset çemberinde durum bu cereyan ederken, geçtiğimiz günlerde Vladimir Putin, Batı’ya nükleer savaşa hazır olunduğunun mesajını verdi. Yine Putin, NATO’ya katılan Finlandiya’nın sınırına da askeri yığınak yapılacağını belirtti. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasını “Anlamsız bir adım” olarak ifade ederek “Finlandiya sınırında askerlerimiz yoktu, şimdi orada olacaklar. Orada imha sistemleri yoktu, şimdi oraya yerleştirilecekler.” dedi.

Putin’in bu açıklamalarının ardından karşı ülkelerden nasıl bir dönüş geleceği, bu dönüşlerin sonucunda siber atakların ne ölçüde olacağı ve yine belli gruplarca gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğinin yakından gözlemlenmesi önemlidir. Siber uzay kapsamında, ‘‘Nükleer Silah-Siber Savaş’’ ikilisinin risk tehdit tablosunu değerlendirirsek, siber savaşın, sıcak savaş kadar gündemde olması ve saldırıların yeni açıklamalarla fitillenmeye devam edip artacak olması ihtimali yüksektir.

ABD Başkanı Biden’ın Ukrayna’ya destek için onay beklediği milyar dolarlık yardım paketi teklifinde gelişme görülmezken, Beyaz Saray tarafından Ukrayna’ya yeniden asker desteğinde bulunulacağı söylendi. Pentagon ise bütçeden arttırılan fonların bölgeye savunma araçlarının gönderilmesinde kullanılacağını planladıklarını açıkladı. G7 ülkelerinden olan ABD, İtalya, Fransa, Kanada, Japonya, Almanya ve İngiltere, İran’a derhal Rusya’ya olan desteğini kesmesini söylediler. G7 ülkelerinden, “İran’ın Rusya’ya ilgili teknolojik destekleri sağlamaya devam ettiği takdirde, İran’a karşı yeni ve önemli önlemler de dahil olmak üzere hızlı ve koordine bir şekilde karşılık vermeye hazırız.” yanıtı geldi.

EuRepoC tarafından, devlet grupları ve devlet dışı, siyasi motivasyonlu aktörler tarafından siyasi hedeflere veya kritik altyapılara yönelik 2.506 adet saldırının analizine dayanan son yıllara kadar gerçekleşmiş siber saldırıların, hangi ülkelerden kaynaklandığının oranı %44,8 Bilinmeyen, %11,9 Çin, %11,6 Rusya, %5,3 İran, %4,7 Kuzey Kore, %2,6 Ukrayna, %2,3 ABD, %1,8 Pakistan, %1,7 Türkiye ve %12,4 Diğer Ülkeler şeklinde açıklandı. Bu oranların, yaşanan yeni gelişmelerin beraberinde aşağı – yukarı oran oynamalarının hangi seviyelerde seyredeceği, hacker gruplarının siyasi açıklamalara nasıl tepkiler vereceği ve gerek devlet destekli gerekse direkt devletler arası siber savaş durumunun ne olacağını zaman gösterecek.

Özetle 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana süren Rusya-Ukrayna savaşı bir taraftan da ‘‘Siber savaş’’ yöntemi ile devam ediyor. Ukrayna’nın almış olduğu uluslararası destek karşısında Rusya’nın eşi benzeri görülmemiş bir siber saldırıyla karşı karşıya kalmasına neden oldu. Anonymous ve Cyber Partisans gibi dünyaca ünlü hacker grupları Rus hükümet web sitelerine, finans sektörüne, devlet televizyonuna ve Rusya’dan Ukrayna’ya asker taşımak için kullanılan Belarus demiryolu ağına siber saldırılar başlattı. Rus hükümet web sitelerine 1500’ün üzerinde siber saldırı, DDoS saldırısı, hükümet yetkililerinin e-postaları gibi verilerin çalınmasının yanı sıra bilgilendirme amaçlı makaleler yazıldığı görülüyor. Özellikle Rus halkının Putin ve savaş karşıtlığına ilişkin bilgilendirme yazıları hacker grupları tarafından sıklıkla kullanılan önemli argümanlar. Bu noktada sıcak çatışmaların devam ettiği Ukrayna’da sıcak çatışmaların yanı sıra siber savaşın da her iki ülke arasında kısa sürede bitmeyeceğini tahmin etmek zor değil. İki ülke arasında devam eden ve bir çıkmaza giren savaş özellikle Türkiye’nin garantörlüğünde barış görüşmelerine adım atılmakta ve bu noktada barış için bir çözüm yolu aranıyor. Türkiye’nin bölgesinde önemli bir aktör olarak iki taraf arasında bir müzakere başlanmasına ön ayak olması, sıcak çatışmaların devam ettiği bölgeye nefes alma fırsatı vermenin yanında siber savaşında da birçok boyutta son bulmasına yol açacaktır.

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün