Blog Yazılarımız

TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi > Analizler > Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Birinci Yılı ve Türkiye

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Birinci Yılı ve Türkiye

Mustafa Metin KAŞLILAR

TUDPAM Başkan Yardımcısı

Giriş

Rusya, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya yönelik olarak ‘Özel Askeri Operasyon’ başlatmıştır. Savaşın başlangıcından bugüne kadar geçen süre birinci yılını doldurmuştur. Rusya, Ukrayna topraklarında beklediği sonuçları görememiş, planlarının aksine Ukrayna Batı’nın önemli desteğiyle Rusya’ya karşı önemli bir savunma gerçekleştirmiştir.

Bu savaşın Batı ile Rusya arasında olan bir savaş olduğunu da söylemek geçerli olacaktır. Fakat Batı bloğunda Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili olarak tam bir birliktelik olduğu söylenemez. Bazı Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Ukrayna’ya verilen yardımların çoğunu aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD büyük ısrarları sonucunda vermek zorunda kalmaktadır. AB ülkeleri Rusya-Ukrayna savaşından beridir süregelen bir ekonomik sıkıntı içinde kalmıştır. Enerji meselesi AB’yi sert bir şekilde vurmuştur. AB ülkeleri Rusya’ya enerji bakımından bağımlılıklarını alternatif bölgelerde çalışmalar yaparak bulmaya çalışırken enerji ihtiyacı büyük ekonomiler için çok önemli bir kilometretaşı, bir zorunluluktur. AB farklı alanlarda çalışmalar yürütürken temiz enerji ve ‘Yeşil Avrupa’ fikirleri ortaya atılmıştır.

Türkiye-Rusya-Ukrayna

Türkiye savaşın başından itibaren temkinli davranarak her iki tarafın dinlenmesinden taraf olmuş ve savaşın tarafsız bir bloğu olarak politika yürütmüştür. Türkiye, 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan savaşla birlikte Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü kesin olarak savunmuş ve aynı zamanda Rusya ile diyaloğunu hiç koparmamıştır. Dahası Türkiye, Montrö Sözleşmesinin yükümlülüklerini eksiksiz ve kesintisiz olarak uygulamıştır. Ukrayna’ya belirli silah yardımları yapılırken Rusya ile de politik görüşmeler yaşanmıştır. Bu görüşmelerin en önemli tarafı enerji ve tahıl sevkiyatı olmuştur. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) içinde Rusya ile diyalog halinde kalan tek ülke Türkiye olmasından ve denge politikası yürütmesinden ötürü hem Türkiye bir enerji krizi yaşamamış hem de dünyaya yapılan tahıl sevkiyatının öncüllüğünü yaparak birçok ülkenin açlıkla karşı karşıya gelmemesini sağlamıştır.

Rusya ile birlikte yapılan Akkuyu Nükleer Tesisi bu savaş sebebiyle kesintiye uğramamıştır. Bunun en önemli sebebi Türkiye’nin Rusya ile olan yakın diyaloğudur. İlave olarak Türkiye ve Rusya arasında bir enerji merkezi oluşma çabaları ve iş birliği bu dönemin en önemli konularından biridir. Bu sayede Türkiye bir enerji merkezi olacaktır. Tabii bu enerjini güzergahı Avrupa’dır fakat Avrupa Rus enerjisinden bir an önce kurtulma peşindedir diyebiliriz. Fakat Avrupa’nın bu düşüncesi daha uzun yıllar alacak bir projedir ve Avrupa’nın hala kesintisiz ve kaliteli enerjiye ihtiyacı fazlasıyla yüksektir. Rusya Devlet Başkanı Putin’in bu konuyla ilgili söylediği önemli açıklamalar mevcuttur. Putin; “Türkiye ve diğer ülkelerdeki potansiyel alıcılar ilgileniyorsa, üçüncü ülkelerle ticaret için başka bir doğal gaz boru hattı inşa etmeyi ve Türkiye’de bir gaz merkezi kurmayı düşünebiliriz, tabii ki başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, böyle bir projeyle ilgileniyorlar ise” ifadelerini kullanmıştır. Putin devamlı olarak, Rusya ve Türkiye tarafından birlikte inşa edilecek bu merkezin hem tedarik hem de fiyatlandırma için bir platform görevi görebileceğini, fiyatları herhangi bir siyasi sonuç olmaksızın piyasa düzeyinde düzgün bir şekilde düzenleyebileceklerini ifade etmeyi sürdürmüştür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, konuya ilişkin olarak dağıtım merkezi için Trakya’nın değerlendirildiğini, Putin’le gerçekleştirdikleri toplantı sırasında her iki tarafın ilgili yetkililerine müşterek bir çalışma yapmaları talimatını verdiklerini, beklemek diye bir durumun söz konusu olmadığını ve tarafların süratli bir şekilde çalışmaya başlayacaklarını ifade ederek, Türkiye’nin Putin’in önerisine olumlu baktığını açıklamıştır.[i]

Türkiye’nin Ukrayna’ya Savaş Boyunca Verdiği Silahlar

Türkiye’nin son yıllarda Ukrayna’ya yönelik en önemli silah ihracatı TB2 Bayraktar SİHA’ları oldu. Baykar Makine tarafından 2019 yılında satılan 12 adet TB2 Bayraktar SİHA’nın ardından 2021-2022 döneminde de 24 adet daha satılması kararlaştırılmıştı. Ayrıca 3 Şubat 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna ziyaretinde TB2 Bayraktar SİHA’nın Ukrayna’da da üretilmesi için fabrika açılacağı kaydedildi. Tabii ki Bayraktar SİHA’ların tek başına kullanılmasının çok büyük anlamı bulunmuyor. Bu nedenle Bayraktar SİHA’larda kullanılan Roketsan Mam-l ve Mam-c akıllı mühimmatlarının da Ukrayna’ya satışı yapılmıştır.

Türkiye’den Ukrayna’ya satılan askeri malzemeler arasında Aselsan tarafından üretilen yazılım tabanlı telsizler ayrıca Ukrayna tarafından geliştirilen Skiff ATGM için termal kameralı nişangahın da Aselsan tarafından verildiği belirtildi. Bu iş birliğinin sonucu olarak Türkiye-Ukrayna ortak üretimi tanksavar füze fırlatma sistemi “Serdar” adlı sistem 2019 yılında geliştirilmiştir.

Türkiye ile Ukrayna arasında denizde de askeri iş birliği mevcut. Ukrayna ile yapılan anlaşma kapsamında üretimine başlayan Milgem Ada sınıfı korvetin kızağa konma töreni 7 Eylül 2021’de İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenmişti. İlk geminin inşasının 2023’te bitmesi beklenirken toplamda 4 adet üretileceği ancak diğer 3’ünün yapımının Ukrayna’da gerçekleştirileceği öne sürüldü. Son olarak çatışmalara dair düşen görüntülerde kimi Ukrayna askerlerinin kafasında Türkiye’de 8. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı tarafından üretilen garanti kompozit taktik başlıklarından olduğu görülmüştür.[ii]

Kahramanmaraş Merkezli Depremler Rusya ve Ukrayna’nın Destekleri

Türkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen deprem büyük hasarlara ve can kayıplarına yol açmıştır. Bu elim hadise sonrası birçok ülkeden olduğu gibi Rusya ve Ukrayna’dan da destekler geldi. Rusya Acil Durumlar Bakanı Aleksandr Kurenkov’un talimatıyla 100 kişilik arama kurtarma ekibi ve 2 adet İl-76 uçağı Türkiye’ye gönderildi ilave olarak İskenderun Limanı yangınında Rusya Acil Durumlar Bakanlığı müdahalede bulundu ve Be-200 tanker uçakları tarafından söndürüldüğünü açıklanmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ekiplerinin Türkiye ve Suriye’de, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenlere en erken yardım edenler arasında bulunduğunu belirterek, çalışmalarından dolayı Rusya Acil Durumlar Bakanlığına teşekkür etmiştir.

Ukrayna ise deprem sonrası müdahalede bulunan ülkeler arasındaydı. Kahramanmaraş’ta şiddetli depremin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Türkiye’ye insani yardım sağlamasına ilişkin bir kararname yayımladı. Kararnamede, “deprem sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nde ortaya çıkan acil durumun sonuçlarının üstesinden gelinmesine yardımcı olmak amacıyla, Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun Türkiye Cumhuriyeti’ne insani yardım sağlanmasını temin etmesi” gerektiği belirtildi. Ukrayna’nın Harkiv Belediyesi’nce Gaziantep için toplanan 22 ton insani yardım, Türkiye’ye gönderildi. Ukrayna aynı zamanda arama kurtarma çalışmaları için bir ekibi Türkiye’ye gönderdi. Zelenski “Ukraynalı kurtarıcılar, depremlerin ardından kurtarma operasyonunu desteklemek için Türkiye’ye gitti. Umarım mümkün olduğu kadar çok insanın hayatını kurtarmak mümkün olur.” mesajını göndererek Türkiye’ye olan desteğini bildirmiştir.

Sonuç

Rusya-Ukrayna Savaşının birinci yılı dolarken savaşın hala sürmesi ekonomilerin ciddi seviyede zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Savaş özellikle son dönemde şiddeti artabilecek bir seviyeye gelmiştir. Ukrayna’ya yüklü şekilde yapılan silah yardımları savaşın şiddetinin artmasını da beraberinde getirmiştir. Rusya’nın nükleer silah tehditleri dünyayı korkutan açıklamalar yapması savaşın boyutunu genişletebilir. Dünya tekrar büyük bir savaşın eşiğine gelme tehlikesi içindedir. Türkiye ise arabuluculuk politikasını savaşın başından itibaren devam ettirmiştir. Hem Rusya hem Ukrayna ile kurulan diyaloglar, Dışişleri bakanları ve liderlerin görüşmeleri ve diyalogları, anlaşmalar Türkiye’nin bölgesel güç olduğunu tekrar hatırlatmıştır. Türkiye savaşın genişlemesini ve büyümesini istememektedir. Bu politika Türkiye’nin hem NATO için önemini hem de savaştan sonra Rusya için önemini ortaya koymuştur. Türkiye’nin bundan sonraki politikaları tahıl sevkiyatını devam ettirmek ve Rusya ve Ukrayna ile görüşmeler yaparak savaşın gidişatını ve şiddetini azaltmak üzerine olacaktır.

Kaynakça

[i]        Gülru Gezer, ‘Rusya’nın Türkiye’yi enerji merkezine çevirme önerisi ve mevcut sınamalar’, Indepent Türkiye, 17 Ekim 2022, https://www.indyturk.com/node/564816/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/rusyan%C4%B1n-t%C3%BCrkiyeyi-enerji-merkezine-%C3%A7evirme-%C3%B6nerisi-ve-mevcut

[ii]       Ali Kemal Erdem, ‘Bayraktar SİHA dışında Türkiye, Ukrayna’ya hangi askeri malzemeleri sattı? Ukrayna’dan ne alıyor? Hangi sistemleri iki ülke birlikte üretti?’, Indepent Türkiye, 9 Mart 2022, https://www.indyturk.com/node/482386/siyaset/bayraktar-si%CC%87ha-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda-t%C3%BCrkiye-ukraynaya-hangi-askeri-malzemeleri-satt%C4%B1

Webinara
Kayıt Ol !

Son 2 Gün