İclal Sarıtaş
TUDPAM Araştırmacısı
Haber
22 Mart 2024 Cuma akşam saatlerinde Moskova’nın ‘‘Crocus City Hall’’ adlı konser salonuna terör saldırısı düzenlendi. Kimliği belirsiz kişiler Krasnogorsk’taki Crocus City konser salonuna girerek ateş etmeye başladı. ‘‘Picnic’’ grubunun konserinin olduğu salonda düzenlenen saldırı sonucunda, 133 ölü ve onlarca yaralının olduğu bildirildi. Moskova Bölgesi Sağlık Bakanlığı’nın 23 Mart 2024 tarihinde yaptığı açıklamada hayatını kaybedenlerin arasında 3 çocuğun bulunduğu aktarıldı. Moskova Valisi Vorobyov, Moskova saatiyle sabah 10’da saldırıda hayatını kaybedenlerden kimlikleri tespit edilenlerin bir listesinin yayımlanacağını ifade etti. Vorobyov, bölgede bulunan ‘‘Kubik’’ adlı bir iş merkezinde, yaralıların ve hayatını kaybedenlerin yakınlarının gerekli tüm bilgileri alabilecekleri bir yardım merkezinin faaliyet geçeceğini de dile getirdi. Moskova’da insanlar, kan ihtiyacı olabileceği düşüncesi ile sağlık merkezlerinin önünde kuyruklar oluştururken ülke çapında ölenlerin anmak maksadıyla saygı duruşunda bulundular. Bunun yanında pek çok ülkeden terör saldırısı ile ilgili olarak taziye mesajları yayımlandı. (Kaynak: Sputnik, 22 Mart 2024)
TUDPAM Haber Analizi
22 Mart cuma akşamı Moskova’da bir konser salonuna saldırı düzenlendi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni dönemine başlamasından günler sonra ülkede, son yılların en büyük saldırısı gerçekleşti. Kremlin’e takribi 20 kilometre uzaklıkta bulunan ‘‘Crocus City Hall’’da, Cuma akşamı yerel saatle 20.00’de 6 binden fazla kişinin katıldığı Picnic isimli rock grubunun konseri başlayacaktı. Saldırganların, konserin başlamasına dakikalar kala binanın fuayesine (dinlenme yeri) girdikleri tespit edildi. Silahlı 4 teröristin ateş ederek konser salonuna ilerledikleri görüldü. Aynı zamanda saldırganların binaya yanıcı sıvı döküp yangın çıkardıkları, bunun da kısa bir sürede 7 katlı binanın alev almasına ve camdan tavanın çökmesine neden olduğu açıklandı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırı, yaklaşık 20 dakika sürdü. Yangın helikopterlerinin 100 tonun üzerinde su kullanarak takribi 10 saatte yangını söndürdükleri açıklandı. Tüm bunlar yaşanırken saldırganlar kaçmış, yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş ve birçok vatandaş yaralanmıştı.
Yangında çöken binanın enkazından çıkanların ardından ölü sayısına ilişkin artışlar yaşanırken Picnic grubunun üyelerinin ise saldırıyı yaralanmadan atlattıkları açıklandı. Saldırıdan 14 saat sonra ‘‘Rusya Federal Güvenlik Servisi’’, saldırıyı düzenleyen 4 kişinin de aralarında bulunduğu 11 kişinin yakalandığını bildirdi ve hiçbirinin Rus vatandaşı olmadığı paylaşıldı. Saldırganların kaçarken kullandıkları aracın içinde Tacikistan pasaportu tespit edildi ancak Tacikistan emniyeti tarafından, tespit edilen pasaportun sahibinin 2023 Kasım ayında çoktan Rusya’dan Tacikistan’a dönmüş olduğuyla ilgili açıklama geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, terör saldırısından sonra ulusa sesleniş gerçekleştirerek, “Savunmasız insanlara karşı planlanmış bir toplu katliamla karşı karşıyayız.” dedi. Bütün saldırganların tutuklandığını belirten Putin, olayın faillerinin Ukrayna’ya doğru seyahat ederken yakalandığını vurgulayarak saldırganlara ulaşım, silah, saklanma yeri sağlayan kişilerin ve saldırganların kaçış yolu planlamalarına yardım edenlerin de tespit edileceğini söyleyip ülke genelinde bir günlük yas ilan etti.
Olayın ardından saldırının arkasında kimlerin olabileceğiyle ilgili çeşitli yorumlar gelmeye başladı. İlk şüphelerden birisi, saldırının sorumlusunun DEAŞ terör örgütü olduğu yönündeydi ancak DEAŞ uzmanları bu duruma katılmıyorlardı zira geçmişteki Paris saldırılarını incelediğimizde, şu anda DEAŞ’ın geçmiş dönemlerdeki konumunun yerini farklı bir yapıya bıraktığını görebiliriz. Bunun yanında, Telegram gibi platformlarda ve DEAŞ’a ait haber kanallarında saldırının üstlenildiğine dair açıklamalar görüldü. DEAŞ’ın bu açıklamaları ve kullandıkları dil, konu hakkında uzman olan kişileri şaşırttı. Ayrıca, saldırının hemen ardından DEAŞ’ın sorumluluğu üstlendiği haberleri gelmiş olsa da, bu açıklamanın Batı basınında yalan olduğu söylendi. Öte yandan DEAŞ için bu saldırıyı üstlenmek popülerlik kazanması anlamına gelebilir.
Bunun yanında, Muhalif Navalny’nin öldürülmesine tepki olarak taraftarlarının saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceği, Prigojin taraftarlarının bir saldırı düzenlemiş olabileceği, Rusya’nın İsrail’e karşı son zamanlardaki tutumundan Binyamin Netenyahu’nun hoşnut olmaması, ABD ile Rusya’nın NATO’daki gelişmelerden ötürü gergin ilişkiler yaşıyor olmaları ve ABD’nin kısa süre önce terör saldırısı olabileceğiyle ilgili halka uyarıda bulunması gibi durumlar kafaları karıştırmış ve daha fazla şüpheli ihtimaller doğurmuş oldu.
Rusya’nın saldırıyı nasıl yorumladığına dair farklı ihtimaller de mevcut. Bu değerlendirmeyi anlamlı hale getirebilmek için Ukrayna savaşının mevcut durumunu incelememiz gerekiyor. Savaşın bu aşamasında, özellikle İran, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkelerden aldığı mühimmat desteğiyle kendi kendine yetebilir halde bulunan bir ülke söz konusu. Diğer yandan, Ukrayna için konuşursak, AB ve ABD’nin gelecekteki yardımlarının şüpheli ve tartışmalı olduğu bir noktada, yardımların kesintiye uğramasıyla beraber Ukrayna’nın savaşı yönetme kapasitesi soru işaretine dönüştü. Son dönemde özellikle drone saldırılarıyla Rusya’nın içerisindeki petrol rafineleri gibi alanlar hedef alındı ve bu durum Rusya içerisinde sorunlara yol açtı.
Rusya’nın buna karşılık olarak, saldırının gerçekleştiği gece ve önceki gecelerde Ukrayna içerisinde stratejik uçakların kullanıldığı saldırıların düzenlendiği gözlemlendi. Dolayısıyla, Fransa’nın savaşa müdahale edip asker gönderme seçeneğini masaya koyması gibi açıklamaları da düşündüğümüzde ve son olarak Kremlin sözcüsü Peskov’un “İlk kez” Ukrayna krizini bir “Özel operasyon” değil “Savaş” olarak açıkladığı bir sürecin içerisine geldiğini düşünürsek, DEAŞ dışında başka ihtimallerin de olduğunu elde etmiş oluruz.
Bu saldırı sonrasında aslında Rusya’nın meseleyi Ukrayna savaşı temelli okumasını beklemek mümkün. Rusya’nın iç güvenlik operasyonlarına ağırlık vermesi bekleye biliniriz. Bununla birlikte, kamuoyunda ‘‘İdlib’’ konusu sıkça tartışılmakta olup, Rusya’nın bu meseleyi yine terörle mücadele ekseni üzerinden yorumlayarak Suriye’de yeni bir hamleye girişebileceği şeklinde ifadeler dile getirildi lakin bu düşük bir ihtimal olarak düşünülebilir. Çünkü Rusya-Ukrayna savaşında Ruslar, Ukrayna’da yaşananları ilk kez özel operasyon değil savaş olarak tanımladı ve savaşı sürdürülebilir hale getirdi. Durum bu şekildeyken, Rusya’nın Ukrayna’ya ağırlık vermeye devam etmesi daha muhtemeldir zira Rusya’nın Türkiye’ye zarar verip bir göç dalgasına neden olacak bir cephe açması, Rusya açısından rasyonel değildir. Dolayısıyla Rusya’nın elbette saldırıya sert karşılık vermesi sürpriz olmaz ancak bunun Ukrayna sahası üzerinde kalacağının daha olasılıklı olduğunu söyleyebiliriz.